Bölüm 24

149 11 11
                                    

3 gün sonra;

''Abla. Bana yardım edebilir misin?''

Çözdüğüm matematik testinden gözlerimi ayırarak elinde matematik testi ile gelen Sinem'e baktım.

"Tabii ki. Gel bakalım yer cücesi."

Sinirle bana baksa da kendini bir şey dememek için zor tutarak yanıma geldi ve oturarak testi masanın üzerine bıraktı. Ben ise teste dikkatlice bakarak hangi soruyu sorabileceğini düşünüyordum.

"Bu soruyu yapamadım. Yardım eder misin?"

Baktığımda bir problem sorusu olduğunu gördüm. Hani olay anlatılır da sonuç olarak da sizden bilmem neyi bulmanızı ister, işte ben o tür soruları yapamıyordum. Hemen bırakıyordum öyle soruları. Ama denemekte fayda var değil mi?

"Deneyelim bakalım."

Soruyu çözdükten sonra cevap anahtarında şıkkın doğru olduğunu gördükten sonra sevinçle ona da anlatmıştım nasıl çözüleceğini. Anlatmam bittiğinde teşekkür ederek testini alıp odasına doğru ilerlemişti. Ben salonda çalışmayı sevdiğimden içeriye geçmiş orada test çözüyordum. Dar alanları sevmezdim ben. Öyle yerleri kendi kendime şarkı söylediğimde severdim çünkü kimse duymazdı.

Son bir test daha çözdükten sonra sıkıldığımı fark ederek testimi kapattım ve kalemliğimle birlikte onu da alarak odama gittim ve masamın üzerine koydum. Bugün zaten sıkıcı geçtiğinden test çözerek sıkkınlığımı daha da arttırmıştım. Bu yüzden telefonumu ve kulaklığımı da alarak kitap okuma köşemden yuvarlak olanına oturdum ve hareketli şarkılardan birini açarak dinlemeye ve eşlik etmeye başladım. Bir yandan da dışarıyı seyrediyordum. Henüz sıkkınlığım geçmemişti ama en azından müzik dinlediğimden kendimi avutmaya çalışıyordum.

Genelde güzel sözleri olan şarkılar dinlerdim. Hatta direkt ilk sıraya girerlerdi benim için. Çünkü herkesin böyle şeyler duymaya ihtiyacı olduğunu biliyordum. Eğer bir şarkıcı olsaydım tüm şarkılarım öyle olurdu herhalde.

Camdan bakmaya devam ederken neredeyse dakikalardır orada duran motor dikkatimi çekmişti. Daha önce bizim mahallede bir motor görmediğimden dikkatimi çekmişti. Acaba Mert'in motoru mu? Ya da aynısını almış birinin motorudur, bilemiyorum. Ben dikkatlice onun Mert'e ait olup olamayacağını anlamaya çalışırken diğer camımın tıklandığını duymamla başım hızla o tarafa dönmüştü. Kalbim hızla atarken oturduğum yerden kalktım ve dikkatimi o tarafa verdim. Bu saatte camımı tıklayan kim? Daha önemlisi 2. katta olan camım neden ve nasıl tıklanıyor? Pekala... Sanırım sakin olmalıyım.

Ne olur ne olmaz diye telefonumun ekranını açık tutarak camın yanına gittim. Cam ikinci kere daha vurulurken bu kişinin kimsin'den başkası olmadığını görmüştüm. Bir saniye... Kimsin mi?

De onun bu saatte burada ne işi var ki? Hem buraya çıkmayı nasıl başardı? Teknik olarak 2. kattaydık sonuçta. Çıkarken baya zorlanmış olmalıydı. Bir saniye... Neden kalbim hızla atıyor ve şaşkınlıkla ona bakıyorum?

"M-Mert? Senin burada ne işin var?"

Bunu sorarken bir yandan da biri görüyor mu diye baktım. Gören biri olmadığından emin olduktan sonra bir şey demesine izin vermeden içeri geçmesine yardım ettim.

"Hadi gel içeri. Ya senin burada ne işin var? Ya biri seni görse?"

Sinirle ona bakarken o anın heyecanıyla fark edemediğim bir şey fark ettim. O... Ağlamış mıydı yoksa? Ama neden? Ne oldu acaba?

"A-ağladın mı sen? Ne oldu? Benim..."

Sesim yumuşayarak meraklı bir hal alırken cümlemi tamamlamama izin vermeden bana sarılmıştı. Ben ise şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemiyordum. Kalbimin hızla atmasına da engel olamamıştım. Kimsin'in kısa bir süre sonra ağlama sesini duymamla artık cidden ne yapacağımı bilmez haldeydim. Sarılışına karşılık verdiğimde ağlayışı biraz daha artmıştı. Ben ise korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Benim yüzümden mi ağlaması arttı yoksa?

Silinen Anılar (Yarı Texting)Where stories live. Discover now