Bölüm 39

132 8 34
                                    

Sonraki gün;

"Onlar olduğuna emin misiniz? Ya... Ya gerçek polislerse?"

Zor da olsa eve gelmeyi başarsak da içimden bir ses bunun doğru olmadığını söylüyordu. Adamlar bizim orada olduğumuzu görmüşlerdi ve ilk gideceğimizi düşüneceği yer tabiiki ev olacaktı. Ve biz şu an oradaydık. Ve burada o polislerin olmaması büyük bir mucizeydi. Ama bizi neden aradıklarını hala anlayamamıştım. Korkuyordum ve kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ama şu an içinde bulunduğu durumda nasıl sakin kalacağım benim için merak konusuydu doğrusu.

"Kesinlikle onlardı. Bundan eminim. O günkü arabalara benzer arabaları vardı. Bize durmamızı söylüyorlardı hatta."

"Ama... Hala mı vazgeçmediler? Ne istiyorlar bizden?"

"Basit değil mi Elif? Güçlerimizi. İster yok etmek için ister kendilerine aktarmanın bir yolunu bulmak için isterler ama istedikleri kesin şey güçlerimiz."

Annem haklıydı. Onların istedikleri şey aslında biz değildik. Ama sırf istiyorlar diye deney yapmalarına izin vermek... Böyle bir şeye izin veremezdim.

"Peki şimdi ne olacak? Kaçmaya devam mı edeceğiz?"

Bu benim de merak ettiğim bir soruydu. Ama kaçmak istemiyordum. Normal, asosyal hayatıma geri dönmek istiyordum.

"Hayır. Adamlar evlerimizi bilmelerine rağmen bir kere bile evimize gelmediler. Şimdi de gelmezler."

"Biliyor musun bilmem oğlum ama benim sayemde gelemiyorlar içeri. Şu an yaptığım sihri kaldırsam hemen gelirler içeri."

"Artık susar mısınız!?"

Bitkileri duymaktan ne dediklerini zor anlıyordum ve artık gerçekten sinirlenmeye ve başım ağrımaya başlamıştı bile. Neden bu kadar gürültücü olmak zorundalardı ki sanki?

"Ne?"

Onlara bağırdığımı düşünmüş olamazlar değil mi? Pekala, en azından sustular. Bu iyiye işaret, değil mi?

"Özür dilerim. Size demiyordum. Şuradaki bitkiler dakikalardır konuşup duruyorlar. Artık gerçekten canımı sıkmaya başladı.''

''Hayret. Doğa kızımız doğayı sevmiyor mu yoksa?''

''Ya ne demezsin! Saçmalama ağbi. Doğaya hâlâ bayılıyorum. Sevmemem, hatta nefret etmem mümkün değil. Sadece onları sürekli duymak garip. Yoruyor.''

Şu an beni o sesler konusunda anlayan biri var mı bilmiyorum ama güç konusunda beni anlayan 2 kişinin olduğunu biliyordum artık. Her ne kadar garip hissettirse ve birkaç saat önceki yaşadığım şeyler zaten garipse de bazı şeyleri anlamaya başlıyordum artık.

''Seni anlıyorum. Ve her şey bir anda oldu farkındayım. Bu da seni korkutmuş olmalı. Güçlerimi ilk öğrendiğim zamanı hatırlıyorum da... Kontrol edebilmem 6 ayımı almıştı. Merak etme, alışacaksın. Tek yapman gereken nasıl kontrol etmen gerektiğini öğrenmen. Ama...''

''Şimdi zamanı değil. Anlıyorum. Merak etme. İdare etmeye çalışacağım. Hem... Şu yaptığın şeyi hayatın boyunca üzerimde uygulayamazsın ya. Alışmalıyım.''

''Aferin sana.''

İçten gülümsemesiyle bakan anneme gülümsemeyle karşılık verdim. Şu an kendime gelmem ve onlara yardımcı olmaya çalışmam gerekiyordu sonuçta.

"Peki şimdi ne yapıyoruz?"

Elif bu sorunun cevabını gerçekten ben de merak ediyorum. Lütfen bana taşınacağız flan demeyin. Böyle bir odayı bir daha bulamam.

Silinen Anılar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin