Bölüm 29

149 11 1
                                    

"Nereye gidiyoruz Kimsin?"

Bugün öğleden sonra Kimsin gelmiş ve beni bir yere götüreceğini söyleyerek hazırlanmamı istemişti. Hatta sonradan Sinem'in de gelmesinin iyi olacağını düşünerek onu da çağırmıştı. Ben ve annem de kabul etmiş ve hazırlandıktan sonra çıkarak arabaya binmiştik. Arabaya 10 dakika önce binmiştik ve henüz nereye gideceğimizi söylemese de bu konuyla ilgili tahminlerim yok değildi doğrusu. Bugün biraz durgun gibiydi bu yüzden onu pek zorlamayı düşünmüyordum doğrusu.

"Burcu'ya gidiyoruz. Seni kız arkadaşımla tanıştıracağım."

"Ne?"

Kız arkadaşıyla mı tanıştıracak? E yok artık ama. Dün 1 bugün 2 ne oluyor ya? Adamın elinden kızları alamıyoruz resmen. Hem daha dün beni sevdiğini söylemiyor muydu bu ne oldu şimdi?

"Senin kız arkadaşın mı var Mert ağbi?"

Kimsin gülümseyerek aynadan arkaya baktığında bunun 'evet' olduğunu anlamıştım. Şu an neden sinirlenmeye başladığımı biri açıklayabilir mi?

"Evet Sinem'cim."

"Bana hiç bahsetmedin."

Pekala, sakinim. Hem de fazlasıyla sakinim. Ne yani? Başkasından hoşlanmış olamaz mı? Tabiiki olabilir. Buna karışamam sonuçta.

"Abin söylemedi mi sana çiçek kız? Sarışın, mavi gözlü flan. Oldukça güzel bir kız yani."

"Allah mesut etsin ne diyeyim?"

İçimdeki hissi kısa zamanda yok ederek demiştim bunu. O ise buna karşılık hafifçe gülerek bana bakmıştı. Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Sağol ya. Ama yalnız o Burcu öyle Burculardan değil."

"Ne demek bu şimdi? Çok çok mu iyi yani?"

Düşünürcesine bir hal aldıktan sonra başını olumlu anlamda salladığında kendimi sakin tutmaya çalıştım.

"Hem de nasıl. O kadar iyi biri ki. Çok seviyorum onu. Sadece biraz geveze ama olur o kadar. 4 yaşında olmasına veriyorum ben gevezeliğini."

"4 yaşında mı? Sen 2 dakikadır bana kardeşinden mi bahsediyorsun yoksa?"

Yani bu cümlelerden beni kardeşiyle tanıştırmaya götürdüğünü mü çıkarmalıyım? Bence evet. Allahım sonunda ailesinden biri ile tanışacağım. Bu heyecan verici aslında.

"Tabii ki ondan bahsediyorum çiçek kız? Sen ne sandın ki? Gerçekten sevgilim olduğunu flan mı?"

Bana benim sözlerimle mi karşılık vermişti yani? Yine. Ve evet öyle düşündüm. Ama bunu bilmesine gerek yok öyle değil mi?

"Şüphelenmedim diyemem. Ama gerçekten öyle bir şey olsaydı şaşırırdım doğrusu."

"İnanmadığına emin misin peki?"

Hayır değilim. Söylediğime inansana sen.

"Eminim Kimsin. Hem boşver de kız kardeşin nerede olduğunu söyle lütfen. Bu arada Burcu güzel isimmiş."

"Teşekkürler. Annem çok istemişti bu ismi. Şu an teyzemde. Bu yüzden seni oraya götürüyorum şimdi."

"Ne? Ama ben hediye bile almadım ki? Ya yakınlarda bir oyuncakçı flan var mıydı? Ya da pastane. Bir şeyler almalıyım. "

Bunu söylerken bir yandan da camdan dışarıya doğru bakarak öyle bir yerin olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Yanıma para aldığımdan güzel bir şey alabileceğimi düşünüyordum doğrusu.

Silinen Anılar (Yarı Texting)Where stories live. Discover now