Bölüm 40

124 11 16
                                    

1 gün sonra Emir'den;

"Şuna baksana. Sırf bana hava atmak için bu antremanı kabul ettiğine eminim."

  Hafifçe gülerek Batu'ya baktığımda onun da güldüğünü fark ettim. Tabiiki böyle düşündüğüm pek söylenemezdi ve kendimce olayı alaya almaya çalışıyordum aslında. Bir nevi kendimi kıskanmaktan korumaya çalışıyordum. Annem de bunu başından beri anladığından bir şey demeyerek bununla ilgili dalgalarıma karşılık verirdi genelde. Dilek mi? Bunu henüz anlamamış olacak ki sert bir şekilde karşılık verirdi hep. Eğer şu an dediğim şeyi duysa 'Sen ne saçmalıyorsun? Böyle bir şey yok!' ya da 'Ya ne demezsin! Kıskan da çatla.' derdi ve ikincisi de benim gülmeme sebep olurdu doğrusu. Mert nerede mi? Okula gitmesi ve bugün buraya gelmemesi, kardeşiyle zaman geçirmesi konusunda onu ikna etmeyi başarmış ve yollamıştım. Zaten psikolog ile randevusu olduğundan bu çok da zor olmamıştı. Batu ise evde olmadığımızı duyduğunda beni arayarak nerede olduğumuzu sorduğunda ve ona söylemek zorunda kaldığımda yanıma gelmişti.

"Eğleniyor olmalı."

"Sanmam. Şu an yapabildiğine kesinlikle inanmıyor olmalı. Bir oyun öğrense her ne olursa olsun güzel oynayamadığını düşündüğü gibi bunda da aynısını düşünüyordur."

"Sizi duyuyorum ağbi!"

  Pekala, sanırım Dilek'in bitkilerin yakınında olduğun sürece seni duyabildiğini unutmuş olmalıyım. Ama haklı olduğumu bildiğinden bir şey demediğine emindim.

"Ajan flan mısın sen ya? Dinleme bizi. Özel flan bırakmadın insanda ya!"

"Tamam ya!"

  Alındı mı o? Elbet anlayacak dalga geçtiğimi zaten. Hem bu onu bir süre motive edecek ve bitkileri duymamaya çalışacaktır. İyi iş çıkardın Emir.

"Sana kızmayacağına emin misin? Alındı galiba."

"Merak etme. Biz hep böyleyiz zaten. Alışkın yani. Gör bak 1 dakikaya dalga geçtiğimi anlayacak."

  Bunda haklı sayılırdım. Dilek olayları ya da söylenenleri anında kavrayabilen biri değildi. En az 3 saniye geçmeli ki anlayabilsin. Bunu bildiğimden beni anlamadığı zamanlar çok olurdu. Ben de dalga geçerdim tabii. Bu bir nevi anlaşma şeklimizdi bizim.

"Her şeyi öğrendiğinde nasıl bir tepki verdi peki?"

  Kısa bir süre o anı ve 9 yıl öncesini hatırlamaya çalıştım. Dilek ve annemlerin eve geldiğinde Dilek'in eve girmek istememesi, annemin güçlerinden bahsetmesi... Hepsi aklımdaydı. Ama o gün güçlerinin nasıl ortaya çıktığını anlatmamıştı. Bu konuda hep sessiz kalmıştı. Birkaç gün önce de neredeyse aynı şeyler olmuştu aslında. Yine şaşırmış, eve girmek istememişti. Bu olay okulun son haftası olduğundan bu konuda şanslıydı doğrusu. Ama şimdi... Annem ona bu kadar kısa sürede güçlerini kontrol etmeyi nasıl öğretecek merak ediyorum doğrusu.

"Sence? Korktu kız doğal olarak. Hâlâ olanları kavramaya çalışıyor. Eve girmek istemiyor. Neymiş? 'Güçlerimi yayarım, olmaz.' mış. Sanki umrumuzdaymış gibi. Yayması umrumda değil ki benim."

"Sakin ol şampiyon ya. Ona zaman ver biraz. Baksana şimdiden nasıl da alıştı. Akışına bırak biraz. Yapacaktır."

  Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım ve Dilek'i izlemeye devam ettim. Gözleri kapalıydı ve bir şeye odaklanmaya çalışıyor gibiydi. Güçlerim olmasa da bunu yapmasının amacını az çok anlayabiliyordum. Bitkilerin yayılmalarını kontrol etmeye çalışıyordu. Bunu eskiden de yapardı.

"Umarım. Da sence bunu Duru'ya açıklamalı mıyım?"

"Sen bilirsin ama bence hayır. Kıza 'Evlenelim ve süper çocuklarımız olsun. Ne dersin?' diyecek halin yok ya. Hem bakarsın onun da güçleri çıkar ha?"

Silinen Anılar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin