63. Bölüm

5.7K 704 400
                                    

Arabada giderken Alaric dikiz aynasından habire Vincent'a bakıyordu.

"Bana onun gözlerinin düzeleceğini söylemezsen seninkileri söker ona takarım."

Yanında oturuyordum. Kollarımı kavuşturmuştum. Vincent arkaya oturmanın daha mantıklı olduğunu düşünmüştü çünkü Alaric olur da aptalca bir şey yapmaya kalkışırsa onu rahatça boğabilirdi. Yolculuğun başında Alaric'in koltuğuna eğilmiş gibi oturuyordu ama şimdi dalıp gitmişti.

Dışarıya bakıyordu, göz kırpmıyordu.

Alaric onu bir daha kontrol etti. "Düzelecek."

"Yalancı bir köpeksin. Seni sevmiştim, biliyor musun? Ama o prefabrik eve girdiğinde, beni orada gördüğünde ve Vincent'la bulduğunda kim bilir içinden neler dedin! Hah, Jane Lee ayağıma geldi, şimdi onun ağzından laf alıp psikopat kardeşime yetiştireceğim!"

"Sana diyorum ki Xavier ile alakam yok!"

"Yalancı!"

"Ona bağırma." dedi Vincent arkadan.

Alaric homurdandı. "Ondan nefret ediyorum. Mutlu musun? Ondan iğreniyorum."

Tebessüm ettim. "Baksana, hala ortak bir noktamız varmış."

"Ciddiyim Jane. Ondan iğreniyorum çünkü..." Gözlerini yumdu. "Neyse, boş ver."

Bana başka şeylerden bahsetmeye başladı. Yıllardır Xavier ile konuşmadığını, ölse bile aramaması gerektiğini söylemişti. O aptal telefon ya da telsiz -her neyse- aynısından Alaric'te de vardı. Xavier onu aradığında çok şaşırmıştı. Ciddiydi, kardeşi ölse bile abisini aramazdı. Sesinden hissetmiştim.

Bir sebepten dolayı oradan çıkmıştı, terk etmişti. Halbuki Carter ailesi duvarın içindeki en önemli ismi taşıyordu. Lider yoktu, Xavier bana böyle demişti ama sorumluluğun çoğunu üstleniyordu. Ne saçma bir sistemdi.

"Bana her şeyi anlatacağını söyledin ama hala cevaplarımı alamadım!" Hançeri kaldırıp çenesine götürdüm. "Bana bak Alaric, seni delik deşik ederim."

Bakmadı. Önüne bakıyor, uçuyor gibi gidiyordu. Ama güldü. "Pekala... sana söylemedim ama hançer beni yüksek ihtimalle öldürmeyecek."

"Hançerim Hamyam'la kaplı. İçine hepsini çekti. Bir daha düşün."

Başını hızlıca salladı. "Düşündüm. Süründürecek ama öldürmeyecek."

"Vincent'ın kaşındaki iz kapanmadı."

Alaric'in başı ona döndü. "Onu hançerle mi yaptın? Peki, beni öldürürmüş."

"İğrenç birisisin."

"Hayır, senin yanındayım. Ben duvarın içinde yaşamıyordum Jane. Ben herkesin bildiğini biliyordum, Jane Lee'den ve ondan haberdardım. Ve sonra tanışma fırsatı buldum. Gerçekten... tamamen... rastgeleydi. Tamam, gönüllü oldum o kadar da rastgele değildi ama seçmeselerdi de umurumda olmazdı. Duvarın koruyucusu olan gölgelerle tanışmak istedim. Sen beni sevdiysen ben de seni sevdim. Duvara dönmemin sebebi Xavier dedi diye değil, senin bana ihtiyacın var. Özellikle Vincent'ın." Kaşını kaldırıp bana bir saniyeliğine baktı. "Yani... sende pek bir gariplik yok gibi."

"Çünkü ben Hamyam'a dirençliydim, salak."

"Ha, öyle mi?" Pek şaşırmadı. "Enteresan, duvarın diğer tarafında Hamyam yok. Xavier bir şeyler saçmaladı gerçi. Babanda falan mı vardı?"

"Sana ne."

"Tamam, bunu Vincent düzelince konuşuruz. Şu hançeri indirir misin?" İndirdim. Arkadan derin nefes sesi gelince Alaric ile aynı anda ona baktık. Uyukluyordu. Bu kez Alaric onu uyandırmasın diye fısıldadı. "Hamyam'ın bir diğer etkisi Jane."

GölgeWhere stories live. Discover now