22. Bölüm

19K 1.6K 507
                                    

Birkaç gün sonra, aklımı dağıtmak için yaptığım çeşitli aktiviteler hiçbir işe yaramamayı sürdürüyordu. Vincent'ın tavsiyesine uyup yapmayacağım her şeyi yapmıştım, yemek yapmak da buna dahildi ama sonuç dalgınlıkla yemeği ocakta unutmam ve az kalsın yangın çıkaracak olmamdı.

Berbat bir halde yataktan çıktığımda, Seth'in tişörtüyle aşağıya indiğimde ise görmeyi beklediğim son isim mutfağımda omlet yapıyordu. Blaxton, bacaklarımın yüzde doksan dokuzunu açıkta bulunca elindeki tavayı fırlatmış ve avuçlarını gözlerine kapatmıştı.

Merdivenlerin önünde donakaldım. Jenn, ağzına attığı domatesi çiğnerken kıkır kıkır güldü. "Köpekler ne zamandır yemek yapıyor?" dedim, Jenn'in yanına geçtim ve bacaklarımı Blaxton'dan sakladım.

Blaxton parmağını aralayıp bana baktı. "Uzun zamandır yapıyor. Sabah sabah bu neşeni neye borçluyum?"

"Uyanır uyanmaz seni gördüğüme nasıl sevindim anlatamam."

Tavayı geri aldı. "Bende aşağılayıcı sözlerinden önce bacaklarını görmeyi ummuyordum. Ama onunkiler açıkta olsaydı..." Jenn'i işaret etti, kaşlarım tepeye kalktı. "saatlerce izleyebileceğim bir manzara olurdu."

Onu duymazdan gelip Jenn'e döndüm. "Ne zamandır sana iltifat ediyor?"

"İlk defa duydum ama hoşuma gitmedi diyemem."

Arkadaşım çaktırmamaya çalışsa da kırmızıya kaçmaya başlamıştı. Ve Jenn ilk defa aldığı iltifat karşısında renk değiştiriyordu. Daha dün salonda ona sinir olup kafasına yastık fırlatmıştı, ondan sonra kahve yapıp sohbet etmişlerdi. Anlayamıyordum, bence Jenn de ne olup bittiğini anlamıyordu. Blaxton, Jenn'i göle ittirdikten sonra ona yeni bir telefon almak için dışarı çıkarmıştı. Jenn eve çok geç dönmüştü ve o günden beridir Blaxton evime sürekli geliyordu.

"Bugün ne yapacağız sarışın?" dedi Blaxton ve omleti ortaya koydu. Üç kişilik yapıldığı gözümden kaçmadı.

"Ne zamandır birlikte bir şeyler yapıyorsunuz?" diye sordum, ikisi de ben burada değilmişim gibi birbirine baktı. Gözlerim bir Jenn'e bir de ona uğrayıp durdu.

Jenn yine kızardı.

"Aklında ne var?"

"Hey?" dedim çatalı tabağa vurup. "Cevap ver gölge."

"Özel hayatımla ilgili bana emir veremezsin." dedi Jenn çatık kaşlarla.

Hayret ettim. "O özel hayat burnumun dibinde yaşanıyorsa veririm." Blaxton bizim ufak tartışmamızla eğleniyordu.

Jenn, yeşil gözlerini ona çevirdi. "Bugün film izleme modundayım."

"Şansa bak, ben de." dedi ve ağzına bir parça omlet attı. Blaxton'ın hain gözleri bana çevrildi ve kaşlarını üst üste kaldırıp indirdi.

"İğrenç." dedim yaptığı omletten bir parça alıp.

"Beni ne zaman sevmeye başlayacaksın?"

"İçimde ufacık bir sevgi beliriyor gibi oldu ama kayboluverdi." Bir çatal daha yedim, midem fazlasını almayacaktı ve onların arasında daha fazla kalmaya hiç mi hiç hevesli değildim. Görmeye dayanamadığımdan değildi ama... Jenn çok eğleniyor gibiydi. Görevlere aşık bir kadındı ama şu an ona göreve gidelim desem bile Blaxton'la film izlemeyi tercih edecek gibiydi. "Afiyet olsun." deyip ayağa kalktığım an ana kapı açıldı.

Görmeyi beklemediğim diğer çift göz kapıyı açtığı gibi benimkilerle buluştu.

Vincent, kapının kolunu bırakmadı. Bakışları yüzümden aşağı kaydı, tişörtü geçti ve açık bacaklarımda saniyelerce oyalandı. Blaxton ve Jenn onun geleceğini biliyormuş gibi hiç şaşırmadı, bu yüzden sohbet etmeye devam ettiler. Fakat ben ne zaman tekrar suratıma bakacak diye bekliyordum.

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin