67. Bölüm

4.9K 712 530
                                    

Galea metrelerce uzağa gitmiş, ıslak kumlara yaklaşmış ve dalgaların önüne geçmişti. Arkamı dönüp ona bakmıyordum. Hançerimi yanıma bırakmıştım ve açık tuttuğum avuçlarıma gözlerimi kitlemiş bir şekilde oturuyordum.

Öylece.

Sessizce ağlıyordum. Hıçkırıklarım boğazımda parçalanıyor, dışarıya çıkmıyordu. Annemin çukurun içine düşüşünü hayal etmeden duramıyordum, nasıl bir acı olduğunu çok iyi biliyordum. Dayanamamıştım, ölmek istemiştim ve annem o acıların içinde beni doğurmak için yaşamını uzatmayı seçmişti. Babam kendisini suçlamış olmalıydı. Geleceği gören bir adam olarak, annemin Hamyam'la olmasa bile bir şekilde hayata veda edeceğini bilse bile, bir şekilde kendisini suçlamış olmalıydı.

Nasıl suçlamazdı ki?

Vincent'la birlikte duvarın üstünden atlayıp kulübesinin önüne indiğimizde uyanık olduğunu şimdi fark ediyordum. Hiç uyumamıştı. Duvarı geçmemizin ardından bir gram uykuya muhtaç kalmıştı çünkü Xavier'ın bana neler yaptığını biliyordu.

Yaşamamı ummaktan başka şansı yoktu.

Galea bana söylemiyordu fakat içimde hissediyordum, eğer babam bana doğruları söylemiş olsaydı bir şekilde gelecek yine yoluna otururdu ve ben o nehre başka türlü düşerdim. Belki de babam o seçeneği de görmüştü. Hamyam'a bulanmamış olsaydım beni öldürecek olan bir seçenek.

Annemin her şeyi planladığına inanamıyordum. Sadece bu üç kişinin olacaklardan haberdar bir şekilde suskunluğu seçtiğine inanmayı reddediyordum.

Galea'yla olan ilk buluşmamda, duvarların içinden ilerlerken bana annemin sesini duyurmuştu.

"Benim kızım korkusuz olacak. Tıpkı babası gibi. Benim kızım çalışkan olacak. Benim kızım hazıra konmayacak ve tırnaklarıyla kazıyacak. Benim kızım benim gibi olacak, mutlu olacak. Bunu sağlayacaksın, değil mi Axxon?"

Babamdan son istekleriydi. Ve babam bunu başarmıştı. Ben mutluydum, sözünü tutmuştu.

"Fakat benim kızım tatmin olmak nedir bilmeyecek. Karnımda taşıdığım bu bebeğin huylarını hissedebiliyorum sevgilim ve o... olabileceği en iyi hale gelecek fakat yine yetmeyecek. Benim kızım doyumsuz değil, benim kızım en iyisini hak ediyor. Benim kızım... hazır olacak. Duydun mu beni? Jane asla ama asla o kadere boyun eğmeyecek. Ölecek olsam bile bunu garantiye alacağım Axxon."

Annemin sözleri şimdi tam anlamına kavuşmuştu.

İkisi de benim neye dönüşeceğimi biliyordu. Doyumsuz olmayacaktım ama sınırlarımla yetinemeyecektim. Babama benzeyecek, Takuma'nın karakterini benimseyecektim. Annem benimle hiç tanışmamış olsa bile nehrin beni neyle ödüllendireceğini biliyordu.

"Onun her gün doğan güneşi olarak kalacağım ve sen de onu yıldızlar kadar çok seveceksin."

Yıldızlar varken güneş kaybolur, güneş varken yıldızlar yok olur.

Doğruyu söylemişti. Biz hiç kavuşamamıştık çünkü ben yükseldiğimde o batıyordu.

Yüzümü ellerimin arasına aldım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Neredeyse yarım saat boyunca, gözlerim kapanana kadar aynı şekilde oturdum. Omuzlarım titredi, nefes alamamaya başladım ama Galea bir kere bile yanıma gelmedi. Berrak suları izleyerek bekledi.

Babam Vincent'la birlikte olacağımı bilmiyordu. Babamın geleceğe dair gördüğü tek şey onun sürüsüyle birlikte günlerimin geçtiğiydi. Beni bu yüzden Cold Lake'e yollamıştı, bu yüzden göreve Vincent'ı dahil etmişti. Çünkü izlediği gelecekte, duvarın ötesine geçmeden önce oluşturduğum o takımda sürünün adını vermiştim.

GölgeWhere stories live. Discover now