46. Bölüm

10.5K 1K 237
                                    

Eve döndüğümde herkes gitmişti, Jenn bile yoktu. Telefonumu kontrol etmek aklıma geldi. Vincent ayrı, Jenn ayrı yazmıştı. Dışarı çıkmışlardı, hamburger yiyeceklerdi. Vincent ise eve dönmüştü. Jenn'e mesaj atmak yerine aradım. Eve dönmek ve beni sorguya çekmek istediğini sesinden fark ettim ama konuşamıyordu, çevresinde çok ses vardı. Atla gel dedi ama o kadar çok uykum vardı ki ayakta bile zor duruyordum. Yemek kısmını es geçtim, Çekiç'te onlara katılacağımı söyledim.

Ardından Vincent'ı aradım. Benim gibi sesi uyuşuk geliyordu, onun da uykuya ihtiyacı vardı. Bruce sana ne dedi diye sorduğunda canımı sıkacak bir şey olmadığını, buluşunca konuşabileceğimizi söyledim.

Büyük ihtimalle hayal ettiği konuşmanın tam tersini yaşamıştık çünkü Rose bir bahaneydi, o ise kendisinin adını ağzına almayacağına inanıyordu.

Yatacağımı ve saatlerce kalkmayacağımı söylediğimde aynısını dedi. Evet, eve gitmek yerine onun kapısına açılan yöne dönebilirdim ama yapmak istememiştim. Yanında olmak istemediğim için değildi, özellikle dünden sonra onu görmek istiyorum ama... o da bana benziyordu. Günde bir saat bile olsa kendimle baş başa kalacağım o saate ihtiyacım vardı.

Ufak kestirmem saatler süren derin uykuya dönüştü. Kalktığımda hava kararmıştı, karnım acıkmıştı.

Dolapta bulduğum meyveleri ağzıma attıktan sonra hızlıca giyinip Charlie'yle birlikte Çekiç'in yolunu tuttum. Işıklarda beklerken Jenn'e mesaj attım. Kapıda bekle, içeri girme demişti.

Peki...

Çekiç'in yanına ona mesaj atarak yürüdüm. Kapıdan uzaklaştım çünkü sesler bangır bangır duyuluyordu. Beş dakika sonra Jenn elinde birayla dışarı çıktı. Ellerini iki yana kaldırmış, birasını sallaya sallaya geliyordu.

"Seni kaltak. Benimle değil, Maya'yla mı konuştun? Kafayı yemiş biçimde evde dönüp dururken içeri atladı ve bana dedi ki Vincent'ın yanına doğruları söylemek için koşmuşsun. Affedersin, bir gün önce onunla konuştuğunu ve gece beni gördüğün halde bana bundan bahsetmeyi unuttuğun kısmı söyledim mi!"

Geriye kaçtım. "Pardon."

"Pardon mu?"

"Ne yapsaydım? O an seni mi arasaydım?"

"Hı hı. Evet, bana meraklandırıcı bir mesaj çekmek yerine beni arayabilirdin. Sadece beş dakikada beş saatlik şey anlatacak kadar hızlı konuşabildiğini biliyorum. Seni pislik. Bir daha hiçbir şeyi sana söylemeyeceğim." Daha fazla kaçmayayım diye dirseğime yapıştı. Hafiften sarhoştu. "Şimdi bana ne konuştuğunuzu söyle."

Daha fazla direnemedim ve Çekiç'in köşesinde yapılabilecek en kısa konuşmayı yaptım. Aslında hiçbir şey de söylememiştim, sadece kararımı verdim demiştim. "Aramızda hiçbir sorun kalmadı. Bundan sonra ne sır olacak ne de içime attığım duygular. Aynısı onun için de geçerli."

Gözlerini sağa sola yuvarladı. "Peki, Vincent çok dobra görünebilir ama yemin ediyorum kapalı bir kutu gibi. Bir şey soruyorum, başka bir şeye cevap veriyor. Beni rahatsız etmiyor çünkü aynısını ben de ona yapıyorum ama senin için durum farklı. Sen bundan nefret edersin. Sır perdelerini aralayacağını sanmıyorum ve bunun aileyle ilgisi olduğundan da şüpheliyim. Bence Nash'lerden bağımsız şeyleri de saklamayı seviyor. Alışkanlık edinmiş gibi. Bunu konuştun mu? Sonradan bir şey çıkmasın ve aldığım bu koca nefesi bana yutturmasın."

Bir yere kadar haklıydı. Vincent içine kapanık değildi ama başına gelen hiçbir şeyi de anlatmazdı. Eğer önemliyse veya onu tedirgin ediyorsa susardı.

"Jenn," Elinden tuttum. "onun benden saklayacağı bir şey kalmadı."

"Ya sen?" dedi. "Eğer Maya'yla konuştuğun gibi benimle de konuşsaydın sonunda sana endişelerimi söyleyebilirdim. Jane, senin için çok mutluyum ama sen... biraz... öngörülemezsin." Başımı yana yatırdım. Ofladı. "Onun yaptığını yapma demek istiyorum. O senden saklamıştı ve eğer sen de saklarsan başa dönecek. Raphael'le konuşup duruyorsun, eh bunu o da biliyor. Sakın bilmesine gerek yok diye düşünme. Vincent bu... başından beri Raphael'den tiksiniyor ama sesini de çıkarmaz. Yeterince anlayışlı ama çok da abartmamak lazım. Eğer ondan sakladığın bir şey varsa onu şu an içeriden çıkar ve gidip konuş. Temiz bir sayfa olsun."

GölgeWhere stories live. Discover now