73. Bölüm

4.7K 750 656
                                    

Yorumlar azaldı sanki. Bölümler kısa biliyorum ama günde iki atıyorum yani normalden daha uzun oluyor. Bundan sonraki bölümü veya bölümleri yorum sayısına göre atacağım. Büyük ihtimal onlar da aynı uzunlukta olur. 

iyi okumalar.

**

"Kahretsin." Vincent sigarasını yaktı ve mutfak tezgahındaki viski bardağına uzandı. Her zamanki gibi bardağındaki alkolü hafifçe salladı ve tek yudumda içti. Yenisini koyarken inanılmaz sinirli görünüyordu, şişeyi çarparak bırakmıştı.

"Alfaların alfası, kafayı kırmak üzereyse söylesin de biz çıkalım." Kev buzdolabını karıştırıyordu.

"Bizi sinirlendiren tek şey senin sesin Kev." Blaxton, Vincent'ın karşısındaydı ve o da içiyordu. Vincent'ın evindeydiler. Sadece üçü vardı, Jamie ve Hector yoktu. "Sen sabahları nereye kayboluyorsun?" Blaxton şüpheyle onu süzdü. "Geçen gün de bana garip bir tepki verdin. Cold Lake'in dışına çıkıp duruyorsun." 

"Jane'leydim."

"Ama nerede?"

Vincent söylemek istemedi. Homurdanarak bir yudum daha içki içti. "Cheesecake evi gibi aptal bir yerde."

Kev kafasını dolabın tepesine vurdu, başını tuttu. Hangi zaman olduğunu şimdi anlıyordum. Kev yeni gelmişti, Vincent'ın karşımıza tesadüfen cheesecake evinin çıktığını söylediği ve beni şaşırttığı günden sonrasıydı. Ben Çekiç'e gitmiştim, sarhoş olmuştum, onlarla Çekiç'te karşılaşmıştım ve Blaxton beni evime bırakmış, Vincent başıma masaj yapmıştı. Henüz sürgün edilmemiştim.

"Sen?" dedi Blaxton. "Cheesecake evi?"

Vincent gözlerini devirdi. "Kapa çeneni."

Blaxton başını geriye atıp koca bir kahkaha patlattı. "Dostum..." Onu delirtecek bir şey demesin diye dudaklarını birbirine bastırdı ama başarılı olamadı.

"Jane pastasını didiklerken içinde bir pırlanta buldu mu bari?" Kev öyle bir şey söyledi ki Vincent'ın eli havada kaldı. Kev kıkırdıyordu ama onun bakışları ölümcüldü. Tezgahın üstündeki bıçağı alıp Kevin'a fırlattı.

Bıçak Kevin'ın sırtına yarıya kadar saplanınca Kev bağırdı.

"Vincent!"

"Hak ettin." dedi Blaxton.

Kev, bıçağa ulaşmak için kanadını kaybetmiş bir kuş gibi çırpınıyordu. Kanlı bıçağı eline aldı ve Vincent'a doğru salladı. Hiç acı çekmiyordu. "Güzel kız. Tatlı... Bana göle kadar eşlik etti ve kapıyı yumruklamamı söylediğin halde üzerime kurşun yağmadı."

Blaxton boğazını temizledi. "Artık çeneni kapatabilirsin Kev."

Kev kaşını kaldırdı. "Ne?" dedi, Vincent'ı görmek için arkasından eğildi. "Gerçekleri söylüyorum. Güzel, tatlı, aslında konuşkan da ama biraz sinirli bakıyor. Onun haricinde yetenekli, olması gereken derecede agresif ve..." Vincent Kev'in elindeki bıçağa uzandığında Kev daha fazla konuşmadı ve kahkaha atmaya başladı. "Bak, seni o düşünceli halinden kurtardım."

Kev kıvrak hareketle ondan kaçtığı için Vincent delirdi. "Otur şuraya!" Bağırınca Kev'in yüzü değişti ve hemen yanındaki sandalyeye çocuk gibi çöktü.

"Şu sesi bana karşı kullanmayacaktın." Vincent hiç oralı olmadı.

Blaxton film izler gibi onları izliyordu. "Çeneni nerede kapatacağını hiç öğrenemedin." Vincent ona vurduğunda engellesin diye kollarını kaldırdı.

GölgeWhere stories live. Discover now