71. Bölüm

4.2K 688 306
                                    

Onların kapının önünde konuştuklarını duyuyordum.

Odamda kimse kalmamıştı, diğer bir görüşe çekilmem için Hector'ın gözlerine bakmam yetmişti. Ergenliğini görmüştüm. Vincent'ın onu kontrollü tutmak için elinden geleni yaptığına ve hatta Hector insanların olduğu parka çıkacağı sırada onu tutmak için üstüne atladığına, neredeyse parçaladığına şahit olmuştum. Bana bundan hiç söz etmemişlerdi, benim bunu bilmemem gerekiyordu. Arkadaşının kontrolü bir ara kaybettiği sırdı, Hector bilinsin istememişti.

Açıklayamamıştım. Kimi gördüğümü söylemiyordum, ne gördüm bahsedemiyordum. Hepsi onların sırlarıydı.

Vincent'ın kulüpteki anılarını gördükten sonra kontrolü iyice kaybetmiştim ve oradan oraya savrulmuştum. Kafamın içindeki zincirlerin birer birer koptuğunu duymak mümkün müydü? Her bir tık sesinden sonra bir başkasının gözüne bakıyor ve ona doğru kapılıyordum.

Jenn, Blaxton ve Vincent kapıda fısıldaşırken yatağın en köşesine tünemiştim. Titreyen parmaklarımı birbirinin üstünden yuvarlıyor, kalan tırnaklarımı yoluyordum. Oturduğum yerde terliyordum, dudaklarımı parçalıyordum ve derimi kazıyordum.

Görmek istemiyordum.

Galea'nın uyarıları artık rüya gibi bile gelmiyordu. Bana ne demişti hatırlamıyordum. Kontrollü olursam nereye gittiğimi seçebilirdim, bu mümkün olmalıydı. Babam geleceği görmeyi bile sabitleştirmişti, o artık görüşlerin zıplayıp çıkmadığını söylemişti. Ama bunu yapmak mümkün değildi.

Aklıma konseyi getirmeye çalışıyordum çünkü bir yanım onları görürsem, amacıma ulaşırsam bunun biteceğine inanıyordu. Başarmış olacaktım ve görevim tamamlanacaktı. Böyle işlemez miydi?

Fakat daha kuvvetli bir yanım bakmaya ve dokunmaya devam ettikçe hayallerin içinden asla kopamayacağımı ve buraya mahkûm olacağımı söylüyordu. Kendi kafamın içine hapsolacaktım ve asla çıkamayacaktım.

Parmaklarımı kıracakmış gibi çıtlatmaya başladım.

Sesimi duymasınlar diye içimden ağlamaya çalışıyor, onları endişelendirmemek için soluklarımı tutmaya çabalıyordum ama bunu yaparken boğuluyordum. Kim bu şekilde yaşayabilirdi? Galea'yı öldürürken bu kadarını tahmin etmemiştim. Aklımda canlanan bir şeyi görürüm, yanlışlıkla o anılara girerim ama istediğimde de çıkarım sanmıştım. Görmemek için dirensem bile o kapılar üstüme kapanıyordu.

Hıçkırdığımda mırıltılar durdu. Beni dinlediler. Ağlamayayım diye kendimi çok zorladım, avucumu dudaklarıma bastırdım fakat yapamadım. Parmaklarımın arasından kuvvetli bir hıçkırık kaçınca kapı yavaşça açıldı.

"Jane?" Vincent adımı söyleyerek başını uzattığında ağzımı kapamış bir şekilde onun gözlerine baktım. Ipıslak bakışlarımla buluştu ve o sırada yüzü kayboldu.

Taş dış cepheli evin hemen karşısında duruyordum. Tanıdık bir yer değildi, koskoca bir villanın arka tarafındaydım. Kafamı kaldırdığımda ağaçları gördüm. Kuşların cıvıltısı o kadar canlı geldi ki bunun bir görüş olduğuna inanamadım. Güneş ışığı en tepeden, yaprakların arasından süzülüyor ve gözlerimi kısmama sebep oluyordu.

Eve bir kere daha baktım. Su sesi geliyordu, süs havuzu olabilirdi. Özenle biçilen çimenlerin arasından ilerledim. Biliyordum ki burada öylece durursam asla çıkamazdım. Yürüdüğümü bile fark etmiyordum, gitmem gereken çizgi çoktan belirlenmişti.

Evin kış bahçesinin önünden geçtim ve arkadaki küçük kapının orada ses duyup bekledim.

Çakmak çakılmıştı.

GölgeWhere stories live. Discover now