Mete Uygar'dan...

21.5K 910 314
                                    

Bu kitabı neden bırakamadığımı sorguladığım bir andayım...Ama okumanız gerekenler vardı, artık her şey nasıl başladı bileceksiniz...

İyi okumalar...

****

Başımın ağrısıyla yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutarak poza odaklanmaya çalıştım, kararlarımı sorguladığım anlardan birindeydim. Neden bunu seçtin Mete, neden? Çiçekçi de olabilirdin, çiçekleri çok seversin. Ya da o puanı heba etmeyebilirdin. Okurdun bir bölüm. Cebine şimdiki kadar para girmezdi belki ama bu kadar derdin de olmazdı...

Çekime mola verildiğinde büyük bir rahatlama hissiyle sandalyelerden birine oturdum. Tam o sırada asistanım yanıma gelip telefonumu elime tutuşturdu. Telefonu elinden alırken ona sorarcasına baktım. Alnındaki perçemi geriye doğru ittirip derin bir nefes aldı. "Bahadır Bey aradı, çekimde olduğunuz için cevaplamadım." Sözünü bitirdiğinde duyduğum şeye neredeyse kahkaha atacaktım. Aylardır fazla yoğun olmadığım ve markalarla çalışmadığım bir boşluktaydım. Şimdi büyük bir marka bana oldukça avantajlı bir teklif sunmuştu ve babamın aklına ancak böyle gelmiştim. Şimdi kararlarımı çok daha fazla sorguluyordum.

Küçükken elimi tutuyorlardı, büyüdüm. Benim onların elini tutacağımı düşünüyorlar. Ama benim hep desteğe ihtiyacım vardı ve onlar yoktu.

"Tamam, sen gidebilirsin."

Asistanım Şeyma gülümseyerek kafasını salladı ve yanımdan uzaklaştı. Arkasından bayık gözlerle ona bakmıştım. Yaşam enerjisinden biraz verse fena olmazdı.

Babamı geri aramak yerine telefonu açtığım gibi Instagram'a girdim. DM kutum bu sıralarda oldukça doluydu. Dakikada onlarca mesaj alıyordum. Alnımı ovaladığım sırada aklıma gelen şeyle yüzümü buruşturup ayaklandım.

"Siktir." Fondötene bulanmıştım. Şimdi onu yeniletmem gerekiyordu. Ağzımdan çıkan küfür ise oldukça gürültülü olan stüdyoda hiç duyulmamıştı. Sinirli adımlarla telefonu pantolonun arka cebine sıkıştırdım ve stüdyonun başka bir bölümünde elindeki fırçaları düzenleyen makyaj artistinin yanına yürüdüm. Beni gördüğünde bir şey söylememe gerek kalmadan bakışlarımdan konuyu anlamış olmalıydı ki biraz önce yüzümde kullandığı fondöteni ve fırçayı eline alıp bana doğru yürüdü. "Yine bozuldu değil mi?" dedi gülümserken. Üstüne fondöten sıktığı süngeri alnıma bastırdığında hissettiğim ıslaklıkla yüzümü buruşturmuştum. "No, no, no! Buruşturma alnını sakın. Hem erken kırışırsın hem de fondöteni yine bozarsın. Ben her zaman makyajını yenilerim ama senin bundan hoşnut olmadığın çok belli my love. So, please be patient!" Kadın 5-6 sene İngiltere'de yaşadığından konuşurken araya çok fazla İngilizce sıkıştırıyordu. Garip bir konuşma stili vardı ve oldukça samimi davranıyordu. Stüdyodaki en neşeli insanlardan biriydi şüphesiz. Allah benden alıp onlara vermiş olmalıydı.

Kısa süren bir sıva işlemi sonrasında tekrar porselene dönen yüzümle sahalardaydım. Bir duş...bir duş o kadar iyi gelirdi ki...

Etrafta ışıklar, çalışanlar ve bolca kamera vardı. Üstümdeki bakışları hissetsem de kayıtsız kalmaya çalışıyordum çünkü o kadar uzun süre sahte gülücükler atacak bir kişiliğe sahip değildim. Genelde nasıl hissediyorsam öyleydim.

O gün akşama kadar çekimlerde süründükten sonra nihayet evim yolunu bulabildiğimde ilk işim kendimi duşa atıp yüzümdeki boyalardan kurtulmak olmuştu. Suyun altına girmek beni o kadar rahatlatmıştı ki duşta uyumama ramak kalmışken kendime gelip çıkmıştım.

Akşamın geri kalanını havuzun kenarındaki şezlonglarda uzanarak geçirdim. Hava ılıktı, üstüme düşen ay ışığı rahatlatıyordu. Dış dünyadan kısa süreliğine de olsa uzaklaşmıştım. Bedenimin yorgunluğu öylece uzandığımda daha çok hissediliyordu. Aslında bütün bu saçmalığa son verebilirdim...Bu zamana kadar kazandığım para bana uzun süre yeterdi. Herkesten uzak bir ev alıp orada yalnızlığın ve huzurun keyfini sürebilirdim. Ne her gün spor rutinimin hesabını süren bir spor hocam olurdu ne de kazandığım paranın hesabını yapan ve kendine botoks randevusu alan bir annem olmazdı. Fakat her şeyden öte bir gerçek vardı: Çevresel faktörler etkin olsa da bu hayatı ben seçmiştim. Ve değiştirmeye çalışırsam bir sürü sorunla karşılaşacaktım. En iyisi buna artık tamamen alışmak olmalıydı. Sahi, hala neden alışamamıştım?

Dert Ortağı ~texting~Onde histórias criam vida. Descubra agora