0.5

48.1K 2.5K 284
                                    

"Aramalarıma neden cevap vermiyorsun?"

Karşımda dikilip bana sinirle bakan anneme sadece gülümsemekle yetindiğimde bu onu daha çok sinirlendiğini fark ettiğimde bana birkaç adım yaklaşmıştı. "Yetti artık bu şımarık tavırların! Ben senin annenim!"

Ağlayana kadar gülme isteği içimi doldurduğunda ona sadece duygusuz bir şekilde baktım. Beni şımarık buluyordu, hayatımı mahveden oydu! Babamı mahveden oydu! Omzuma bu yükü yükleyen oydu!

"Anne seninle tartışamayacağım. İyi akşamlar." dedim ve merdivenlere yöneldim. Yemek yemek için mutfağa gitmiştim. Karnımı doyurunca mutfaktan çıktığımda annemle karşılaşmıştım. Her zamanki restini çekecekti ama artık umursamıyordum. O ihaneti sadece babama değil, bana da etmişti.

Annemin kolumdan tutmasıyla sertçe ona döndüm. Yeşil gözlerini bana dikmişti, gözlerimi ondan almış olduğum gerçeği bazen sinirlerimi bozuyordu.

"Artık bazı şeyleri konuşmamız gerek Bade."

"Konuşulacak bir şey yok anne, ders çalışmam gerek."

"Tamam, her zamanki gibi kaç kızım. Daha nereye kadar kaçacaksın acaba?" Annemin sakinleşmiş sesini duyduğumda tekrar merdivenlere yöneldim. "Kaçabildiğim kadar kaçacağım."

Annem hiçbir şey söylemedi, ben merdivenleri çıkarken üzerimdeki bakışlarını hissetmiştim. Kendince bana açıklama yapacaktı. Bu açıklamayı erteleyip duruyordum çünkü bir şeylerin ağırlığını daha omuzlarıma vermesini kaldıramazdım.

O akşam odama gittikten sonra anneme söylediğim gibi bir süre ders çalışmıştım, daha sonra şarkı dinleyerek uykuya dalmıştım.

Okula arabamla giderken rüyamda ne gördüğümü aniden hatırlayınca gözlerimi kırpıştırmıştım. Mete Uygar'ı görmüştüm, o arabadan indiği sahne zihnimde hareket kazanmıştı. Dün kafamın içi onunla dolu olduğu için bu rüyayı normal karşılamıştım.

Okula vardığımda Ela'ya olanları anlatma isteği beni zorlasa da Mete Uygar'ın bana "Tekrar görüşeceğiz." demiş olması beni durdurmuştu. Eğer gerçekten benimle konuşmak isterse onunla belli bir muhabbet kurup Ela'ya öyle anlatacaktım. Onun çıldırışını görmek için resmen kendimi tutuyordum. Gerçi...Mete Uygar'ın bana bir daha yazacağını hiç sanmıyordum. Bu kadarı gerçekten çok ütopikti. Benim de yazdığım o kadar şeyden sonra mesaj atmaya yüzüm yoktu. Durumların karışıklığı beynimi bulandırıyordu.

O hafta pazar gününe kadar hayat benim için bütün sıradanlığıyla devam etmişti. Yemek masasında gördüğüm boş bakışlar ve samimiyetsiz ortam beni kendi dalgalarıma dalıp bir daha çıkmak istememeye itiyordu. Mete Uygar'la çarşamba günü mesajlaştıktan sonra bir daha bana mesaj atmamıştı, tam da tahmin ettiğim gibiydi.

Pazar günü odamda vakit öldürürken yarısına kadar geldiğim kitabı elimden bırakıp ağrıyan gözlerimi ovuşturdum. Uzun süre kitap okumaktan beynimin sulanmış olmalıydı.

Telefonumu elime alıp arayıp soran var mı diye bakmak isteyince komodinde duran telefonumu elime alıp ekranını açtım. Ekranı açtığımda Instagram'dan gelmiş olan bildirimler kalbimin hızlanmasına sebep oldu. Mete Uygar mesaj atmış olabilirdi.

Hızlıca ekran kilidimi açıp Instagram'a girdiğimde tahminimi doğrulayan o mesajı gördüm.

meteuygar: Haklıymışsın

meteuygar: Arkadaşıma ulaştım

meteuygar: Onunla konuştum

meteuygar: Şimdi bana neden kendi problemlerini anlattığını daha iyi anlıyorum.

Dert Ortağı ~texting~Where stories live. Discover now