2.0

37.1K 1.9K 252
                                    

İçimde durup ruhuma batan iki büyük cam parçası birden birleşip battıkları yerden çıktıklarında derin bir nefes aldım. Neden söylediği her şey can sıkıcı derecede doğru geliyordu? Neden dizginlerimin ellerimin arasından biraz kaydığını ve kayarken sürtünerek ellerimi yaktığını hissediyordum. Neden korkuyordum? Kimden korkuyordum? Kaçmaya çalıştığım gerçeklerden mi, hislerden mi?

"Umudum tükendiğinde ne olacak?"

"Tükenmeyecek."

Sesi oldukça netti, benim o dalgalara sarılmamdan hoşlanmamıştı. Bir gün o dalgalar beni alıp götürse üzülür müydü? "Artık kaçmak istemiyorum."

"Kaçma."

"Peki ya duygularımın esiri olursam..?"

"Duygularının seni kendine esir edecek kadar yoğun olmasına izin verme."

Onunla göz gözeyken hafifçe gülümsedim, yanlış geliyordu. Her şey yanlış geliyordu ama üzerine gitmeden edemiyordum çünkü yanlış geldiği kadar da iyi hissettiriyordu. "Umarım bunu yapabilirim."

"Yaparsın."

O an içimden ona teşekkür edip sarılma isteği geçse de yanlış anlaşılma ihtimalimi göz önünde bulundurarak hareket etmeden kolamı içtim. Kolamı içip şehre bakarken üzerimde bakışlarını hissediyordum. Ona döndüğümde bir süre boş boş birbirimize baktığımızda gamzelerini çıkartacak derece büyük bir gülümsemeyle "Gel buraya." dedi ve benim onayımı beklemeden kolunu omzuma atıp beni yanına çekti.

Yanlış şeyler düşünme, yanlış şeyler düşünme, bunlar arkadaşlar arasında da olabilecek şeyler!

Başım omzuna doğru düştüğünde kalp atışlarımın dışarıdan duyulmamasını umuyordum çünkü adrenalin damarlarımda yayılıp kalbime kadar ulaşmıştı. Başım omzundayken bedenin hareket ettiğini hissettim. Cebinden telefonunu çıkarıp bu karanlıkta görünmesek de telefonu sağ eliyle kaldırıp tam yüzümüzün hizasına getirdi. "Fotoğraflardan ölesiye sıkıldım ama bu bir yerlerde dursa iyi olur." diyip daha ben kameraya bakmadan fotoğrafımızı çekti. Karanlıktan düzgün görünmediğimize bile emindim. Fotoğrafımızı saklamak mı istiyordu?

Yanlış şeyler düşünme, yanlış şeyler düşünme, bunlar arkadaşlar arasında da olabilecek şeyler!

Kendime sürekli hatırlattığım gerçeği bir kez daha hatırlattığımda parfümün kokusu burnuma tekrar geldiğinde gözlerimi kapattım. Bu parfümün ismini yanlış anlaşılmadan nasıl isteyebilirdim?

Algılarımın kendini kaybettiği, kalbimin göğüs kafesimde hasara yol açtığı ve kendimi defalarca rahatlatmaya çalıştığım o buluşma, kısa süre daha hiç konuşmadan aynı pozisyonda sadece manzaraya bakarken devam etti. Söylenecek söz kalmamış gibiydi. Hava soğuduğundan Mete üşüyeceğimi düşündü ve o ışıklara bakan rüzgarlı tepeye veda ettik. Mete beni evimin önüne bıraktığında ne yapacağımı bilemeden arabadayken ona gülümseyip "İyi geldi, haklıymışsın." demiştim. Sonra onunla olan kısa vedalaşmamızdan sonra arabadan inip evimin girişine yönelmiştim. Mete'nin açık camdan kayalıklara baktığını gördüğümde onunla son kez gözlerimiz birbirine değmişti. "Yapma." der gibi bakıyordu. Camını kapatıp arabasıyla akşamın karanlığına karıştığında hala bakışlarının etkisindeydim.

O gittiğinde bir süre kapıda dikilip yaşadığım şeyleri düşündüm. Farkındalık bir kez daha kapımı çaldığında içime çektiğim nefes ciğerlerimde takılı kaldı ve öksürmeye başladım. Daha sonra hızla eve girip evdekilerin sorularına kısa cevaplar verdim. Odama hızlı adımlarla çıkıp yatağa atladım ve başımı yastığa gömüp tepinerek çığlık attım. Rüya olmalıydı! Kesinlikle rüyaydı!

****

ig: pluviamore

Dert Ortağı ~texting~Where stories live. Discover now