1.2

41.6K 2.2K 379
                                    

Mete'nin de bulunduğu yayının chat kısmında herkes daha kim olduğumu bilmeden bana övgüler ve teşekkürler yağdırırken canlı yayının sahibi gibi kısa süreli bir şoka girmiştim. Söylediği şey öyle abartılacak bir şey olmamasına rağmen hayranlarına benden bahsetmesi beni birden farklı ütopyalara uçurmuştu. Denizin güneşe kavuştuğu ve kavuştuğu anda buhar olup kaybolduğu ütopyalara.

Bir efsane ya da bir inanış olsaydı kesinlikle denizin güneşe aşık olduğuna inanırdım. Gün batımında veya gün doğumunda kavuşurlardı, daha doğrusu kavuşmuş gibi görünürlerdi. Güneş, denizin sınırında gözden kaybolurken bir gibi görünürlerdi, oysaki o kadar uzaklardı ki birbirlerine...kavuşurlarsa denizin sonu gelirdi.

Deniz güneş gittiği günlerde gökyüzünün de kasvetinin etkisiyle griye bürünür ve saldırganlaşırdı. Sert dalgalarının imkansız aşkını ona geri getireceğine inanırdı, tabii bunların hepsi benim hayal dünyamda şekillense de inanılan onca efsanenin yanında inanılabilir bir hayal olduğu doğruydu. Denizi var eden suydu, güneşin var eden ateş. Birbirlerine bu kadar zıtken aynı zamanda uyumluydular. Güneş çok güçlüydü, ısısı bütün gezegenlere yetebilecek kadar güçlüydü. Deniz ise o gezegenlerin en küçüklerinden birinde imkansız aşkını gözlerdi.

Bu hikayenin aklıma gelmesi garipti. Mete ile konuşmaya başladığımdan beri sorgulamam gereken şeyler aklıma geliyordu. Ben onun hayranıydım, o da hayranı olduğum kişiydi. Fazlasını hayal etmek bencillikti, belki de benim yerimde olmak isteyen binlerce kız vardı...

Ama bazen o her hayalin gerçek olduğu toz pembe hikayelerin büyüsüne kapılıp gerçek hayatı da öyle görüyordum, bu bir çıkmazdı.

Mete'yle konuşmayı seviyordum, söyledikleri hoşuma gidiyordu. Bana iltifat etmesi beni zil takıp oynayacak kıvama getirmişti ama bunların hepsini hayranı olduğumdan yapıyordum. Hayranı olduğumdan onunla konuşurken heyecanlanıyor, saçmalıyordum.

Hadi ama! 11 milyon takipçisi olan çok ünlü bir modelle kim konuşursa konuşsun aynı şeyler yaşanırdı.

Ben şıpsevdi bir insan değildim, birini gerçekten sevebilmem için o kişinin kalbinin içini görebilmeliydim. Hareketlerimi sürekli sorgulamamın sebebi lanet olası tehlike sinyallerimdi. Onunla olmak çok uçuktu! Onu başka şekilde sevmemeliydim, arkadaş olmalıydık. Bu sebeple sürekli kendimi dizginlemem gerekliydi, sürekli kendimi kontrol etmek gerekliydi. Olur da bir gün onun kalbinin içini görürsem akıntıya kapılmayacak kadar iyi bir yüzücü müydüm?

Kafamdaki düşünceleri birer birer zihnimin derinliklerine yolladım ve canlı yayını izlemeye devam ettim. Mete çok uzun yayında kalamasa da chat gerçekten çok mutluydu, hesabın sahibi de çok mutluydu! Gözlerindeki parıltıları görebiliyordum, insanları böyle mutlu edebilmek çok büyük bir lükstü!

Chatte bir ara benim hakkımda garip teoriler ortaya atılmıştı. Benim sevgilisi olduğumu düşünen de vardı, herkesten gizlediği karısı olduğumu düşünen de...Hatta bazıları bu gerçeğe öyle çok kapılmıştı ki Mete'nin hayatında birisinin olması ihtimali onları üzmüş gibiydi.

Mete canlı yayından çıktığında ben de fazla kalmadan çıktım. Gerçekten mutlu olmuştum, üne fazla sıcak bakmasam da sırf insanları bu derece mutlu edebilmek için ünlü olmak isteyebilirdim.

meteuygar: Nasıldım?

badesaygin: 10/10 yayındı

badesaygin: Onlar adına sevindim

badesaygin: Ayrıca tavsiyelerimle ilgili söylediğin şeyler de hoşuma gitti

meteuygar: Sen bana hep tavsiye versene

Dert Ortağı ~texting~Where stories live. Discover now