4.4

24.7K 1.1K 54
                                    

Ela

Tüm uğraşım, tüm kalp ağrım, tüm pişmanlığımla aynı yere sıkışmıştım.

Bade ona yaptığım şeyi bana yapmıştı, bu sebeple ona sinirlenemiyordum. Son senelerde sürekli kaçmaya çalıştığım ama kaçarken daha çok içine çekildiğim karadelik karşımda sinirle etrafı turluyordu. Ona bakıp suratımı buruşturdum. Onu görmek kendimden utanmama sebep oluyordu, bir an için beni gerçekten sevdiğine inandığım için kendimden utanıyordum. O sadece sarhoştu, bense aşk sarhoşu...

"Neden kaçıyorsun?"

Düşüncelere dalmış bir şekilde sıralardan birinde otururken önüme gelip yere çöktü. Görüş alanıma önce sarı saçları girdi, bana nefret ettiğim rengi bile sevdiren sarı saçları...Aptaldım, hem de ne aptal! "Sen neden kaçıyorsun?" Sorusuna soruyla cevap verdiğimde ofladı ve ayağa kalkıp turlamaya devam etti. Akış hastanesindeki hastalar gibi şuursuzca turluyordu. Anlaşılan kafayı yiyen tek kişi ben değildim.

"Senden, kendimden, her şeyden..."

"Amacın neydi?" dedim kaşlarımı çatıp ayaklanırken. Duraksayıp bana baktığında hareket eden adem elmasından yutkunduğunu anladım. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Olan oldu, önümüze bakmalıyız." Ona inanmayan gözlerle baktım, sinirimin gitgide arttığını hissediyordum. Hem bencildi hem de dengesizdi! Kendisi haftalar boyunca hiç olmamış gibi davranamamıştı. Olan oldu diye önüne mi bakmak istiyordu?!

"Salaksın! Aptalsın! Aptal! Beni gecenin yarısında evimin önüne çağırıp saçmalıyorsun! Sonra da üstüne öpüyorsun ve önümüze bakalım mı diyorsun?! Ne kadar da aptalım! Seni hala sev-"

"Söyleme!" Sözümü bağırarak kestiğinde sinirden dolan gözlerimle ona baktım. Bana yaklaşıp omuzlarımdan tuttu ve "Sakın o cümleyi kurma!" dedi. Anlık sinirle kurmak üzere olduğum cümleyi neden duymak istemiyordu? Ben mi çok aptaldım yoksa o mu çok anlaşılmazdı? "Bu saatten sonra seni dinleyeceğimi düşünmüyorsun herhalde." diyip ondan uzaklaştığımda boşta kalan ellerini indirip bana düz bir ifadeyle baktı. "İnatçılık etme Ela. Bilmediğin şeyler var."

"Ne var bilmediğim?! Ne var, ne?! Ben sana aşığım aptal! Yıllarca karşılıksız sevdim seni! Bir gecenin yarısı durup dururken öpüp ölen umutlarımı tekrar hayata döndürmen için sevmedim seni! Hiçbir şey olmamış gibi davranman için sevmedim seni! Ya bana açık olursun ya da bir daha yüzünü görmek istemiyorum!"

Yüz ifadesini görmemek için ona sırtımı dönüp yavaşça diğer yöne doğru yürüdüm. Yaşlar gözlerimden kopup yerle buluşmak için can atıyordu, kalbimi elindeki bıçakla parçalara ayırıyordu. Ona söylediğim son şey beni boğuyordu, o olasılık bana dünyada cehennemi yaşatırdı. Kolumdan tutulup yavaşça çekildiğimde başımı arkaya çevirdim, bakışlarım yüzüne ulaştı. Gözleri dolmuştu, bana yalvarır gibi bakıyordu.

"Yapma Ela...anlatamam."

Tekrar ondan uzaklaşmak için hamle yaptığımda kolumu daha sıkı tuttu ve ve gözlerini kapatıp soluklandı. "Tamam." dedi kısık bir sesle. "Anlatacağım."

Bedenimi ona döndürdüğümde ruhumda kopan çeşitli fırtınaların yüzüme yansıdığını biliyordum. Karşımda duran gözleri kızarmış bir şekilde bana bakan Yağız'a dolu gözlerimle baktım. "Lisedeyken, abinle yakın arkadaştım. O zamanlar seni seviyordum fakat bunu atlatmaya çalışıyordum. Çünkü beni sevmediğini biliyordum. Abin seni unutmak için kırdığım kalpleri gördü, hiçbir şey söylemedi. Bir sene sonra bir kız okulda ağlayarak ona dönmemi söylediğinde ona duygusuz gözlerle baktım, umursamadan yürüdüm gittim."

Dert Ortağı ~texting~Where stories live. Discover now