4.8

23.5K 1.1K 120
                                    

Mete'nin siyah arabasının gecenin karanlığında beni eve bırakıp ortadan kayboluşunu izlerken derin bir nefes aldım. Mete'yleyken anneme haber vermek aklıma gelmemişti, yoldayken onu aramayı düşünmüştüm ama vereceği tepkiye hazır olmadığımdan Mete'ye. olabildiğince hızlı sürmesini söylemiştim. Uzun yolu kısa sürede gelmiştim, evimdeydim. Denizin yamacındaki geniş ve güzel evimdeydim. İçeri girdiğimde neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Bu bilinmezlik beni öldürüyordu. Annem sosyal medyayı aktif kullanan bir kadındı ve dedikoduları duymuş olması gerekiyordu. Fakat birkaç cevapsız aramayı daha Mete fotoğrafı paylaşmadan önce görmüştüm telefonumda.

Kafamı sallayıp eve doğru yürüdüm, yaptığım şeyin, hissettiğim duygunun arkasında duracaktım. Evin kapısını çaldığımda yardımcımız kapıyı açıp beni içeri aldı. Gergince gülümseyip selam verdikten sonra tam annemin nerede olduğunu sorgularken annemin sesinin salondan geldiğini duyup durdum, kalın sesli biriyle tartışıyordu. Kalın sesli biri? Babam?

"O artık çocuk değil, ona birini sevdiği için kızmaya hakkın yok."

Babam ne zaman gelmişti? Gelmesine daha bir hafta olduğunu sanıyordum. Nasıl tam da gününde evde olmayı başarmıştı? Benim bütün şansım hayrına diğer insanlara mı dağıtılmıştı?

...dedi Mete Uygar'la çıkan kız.

Mete'yle çıkmam muhtemelen bütün şansımı harcamama sebep olmuştu. O gerçekten mükemmele yakın bir insandı, neredeyse o yerin çok daha fazlasını hak ediyordu.

"Sevdiği kişi ünlü bir oyuncu mu yani? Bunu neden internetten öğreniyorum ben? Kimim ben? Bu evde sözüm geçmiyor mu benim?"

"Sakinleş biraz." Odaya aniden giriş yaptığımda annem ve babamın bakışı birden bana döndü, babamın kahve gözlerinde bir öfke belirdi. Üstüme sivri oklar atan bakışlarının hedefi bendim. Annem ise olacaklardan korkuyor gibi bakmaya başlamıştı. Yeşil gözleri babamla aramda gidip geliyordu. "Hoş geldin baba." dedim sanki konuşmalarını hiç duymamış gibi. Ortamdaki gerginlik fark edilmeyecek gibi değildi. "Hoş bulmadım Bade, neler dönüyor?"

Babam net bir yanıt verdiğinde ciğerimi bolca havayla doldurdum. Nereden başlamalıydım? Ona kızgınlığım hala geçmese de açıklama yapmam gerekiyordu. Beni bu konuda kısıtlamaya çalışırsa iyi bir kavga edecektik. "Ben ve Mete Uygar...birlikteyiz." Kalbimin çığlıklarını kulağımdan duyabiliyordum, babamın beklenmeyen korkunç bir tepki vermemesini umuyordum çünkü bu mutlu günümde onunla kavga ederek finalı yapmak istemiyordum. "Bir oyuncu ha?" Babam sinirli bir şekilde gülerek kravatını gevşetti. Daha sonra devam etti. "Benim böyle bir şeyden neden şimdi haberim oluyor?"

"Daha çok yeni baba, bir şeylerden emin olmadan size söylemek istemedim."

Babam derin bir nefes aldı, bakışları gergince bizi izleyen annemle benim aramda gitti. Benim de sinirlerim gerilmeye başlamıştı, hissediyordum. Sinirlendiğimde kırılmadık kalp bırakmamak da benim kötü huyumdu. "İlişkini onaylamıyorum, o bir ünlü. Dostu düşmanı çok onun, zarar görürsün." Bu sefer sinirden gülme sırası bendeydi. "Sen neyden bahsediyorsun?" dedim hala gülerken.

"Ayrıl ondan." Bu cümle son damlaydı, artık içimde ne varsa dökmeye hazırdım. Annem benim çok sinirlendiğimi görünce aramıza geçti ve "İkiniz de sakin olun ve sakince konuşun! Konuşarak halledebilirsiniz." dedi babama bakarak.

"Konuşarak halledebilir miyiz? Kızımız gitsin ne idüğü belli olmayan birini hayatına alsın ben de sakin mi kalayım?"

Güldüm. "Onu tanıyorum, görüp görebileceğim en iyi insan o!" Sesim biraz yükselmişti. Babam odada yürümeye başladı. Sürekli tur atıyordu. Sinirini böyle mi atıyordu? "Sevecek başka birini bul kendine o zaman! O çocuktan ayrılacaksın!"

Dert Ortağı ~texting~Where stories live. Discover now