0.7

45.4K 2.2K 191
                                    

badesaygin: Sadece uzaklaşmak istiyorum aslında

badesaygin: Her şeyden herkesten

badesaygin: Eğer şu an cidden bir şeyler için çabalıyorsam

badesaygin: Her şeyden uzaklaşabilmek için

meteuygar: Aslında hayatın getirdiği şeyler yüzünden

meteuygar: Uzaklaşmaya çalıştığım şeyle aynı yere sıkıştım

meteuygar: Bu iyi oldu çünkü nasıl savaşacağımı öğrendim

meteuygar: Sana da aynısını öneririm.

badesaygin: Deneyeceğim

meteuygar: Gitmem gerek

meteuygar: Sohbetini sevdim :)

meteuygar: Ara sıra uğra buralara

meteuygar: Belki hemen göremem ama gördüğümde cevap veririm

badesaygin: Tamammm

badesaygin: Görüşürüz

meteuygar: Görüşürüz

****

Pazartesi günü okula gittiğimde her yerde Ela'yı aramama rağmen bulamamıştım. Telefonumla onu aradığımda ise cevap alamamanın endişesiyle tuvalete girdim. Başına bir şey gelmiş olma endişesi içimi kemirmeye başlamıştı, evden çıkarken bana mesaj attığından şu anda okulda olması gerekiyordu.

Tuvalete girdiğimde kabinlere kısa bir bakış attım. Sadece bir tanesi doluydu, dolu olana yaklaştığımda duyduğum kesik ağlama seslerinin kime ait olduğunu biliyordum. Endişeyle kapıya vurup "Ela iyi misin?" diye sorduğumda sesimi sakin tutmaya çalışıyordum. Ela benim sesimi duyduğunda hızla kabinin kilidini açtı ve kapıyı açtığı gibi bana sarıldı. Afallamış bir şekilde ben de ona sarıldığımda yüzünü omzuma gömdüğünü hissedebiliyordum. Böyle zamanlarda aramızdaki boy farkı kendini belli ediyordu.

"Ne oldu Ela?"

Sırtını sıvazlarken sorduğum soru karşısında kafasını yavaşça omzumdan kaldırdı ve dolu kahverengi gözlerle bana baktı. Ne olduğunu deli gibi merak ediyordum ama onu zorlamak da istemiyordum. "Yağız burada..."

Söylediği şeyi algıladığım anda gözlerim ve ağzım açıldı. Bundan nasıl haberim olmazdı?

Yağız bizim liseden arkadaşımızdı, babası bir iş adamı olduğu için onunla beraber bir seneliğine yurt dışına çıkmışlardı. Bir senelik eğitimini dondurmuştu. Fakat biz dönemin sonuna gelmiştik, neden böyle ters bir zamanda gelmişti?

Aslında düşünmem gereken bunlar değil, Ela'ydı. Yağız'ı 10. sınıftan beri sevmenin verdiği acıyla yaşamaya çalışıyordu. Açılmayı bir kere bile denememişti çünkü Yağız'ın güzeller güzeli bir sevgilisi vardı ve gerçekten mutlu görünüyorlardı.

Kalbimin acıyla attığını hissettiğimde bana umutsuz bakışlar atan Ela'ya "Konuştunuz mu, şu an nerede?" diye sordum sakince. Ela gözlerinin altındaki yaşları silip derin bir nefes aldı. "Sen gelince seni de yanıma alıp bahçeye gitmemi istedi. Amacı sürpriz yapmakmış beyefendinin(!)"

Ona gergince baktım. "Gitmeliyiz ama eğer dayanamam diyorsan elbet bir şeyler uydurabiliriz." Ela hüzünle gülümsedi. "O artık burada, ne kadar kaçabilirim ki..?"

Ela'nın durumuna gerçekten üzülüyordum, bu yaşıma kadar bir kere aşık olmuştum. Aslında Ela'nın durumunu görünce onun da hoşlantıdan öteye gidemediğini anlamıştım. Ben hiçbir zaman Ela gibi yanmamıştım. Aşkın nasıl bir şey olduğundan da emin değildim ama gözlerimin önünde parçalara ayrılan arkadaşımı görüyordum. O parçalar ruha derin kesikler atıyordu, aşk korkunç bir şeydi.

Dert Ortağı ~texting~Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora