Bölüm34-Kanlı Yazı

3.9K 273 24
                                    

Yüzüme çarpan sıcak bir nefes burnumu gıdıkladı. Gözlerimi karanlığa alıştırmak için birkaç kez kırptım. Gözlerimi kısarak Brandon'ın karanlıktaki yüzüne baktım. Derin bir uykudaydı. Her seferinde sıcak nefesini yüzüme üflüyordu.

Beni uyandıranın Brandon'ın yüzüme çarpan nefesi olmadığını biliyordum. Etrafta daha farklı bir hareketlilik vardı. Odanın içi ılıktı. Serin bir hava odaya hâkimdi. Brandon'ın yüzüne bakmaya devam ettim. Brandon'ın nefes alışı, benimki ile bir düzen ve bütün halindeydi. İkimizin dışında odada hızlı nefes alıp veren biri daha vardı. Hızla hareket ediyordu. Kolyemin içindeki koruyucu tozlarımın hareketlendiğini hissedebiliyordum. Zihnim odanın içindeki hareket eden cismin kim olduğunu biliyordu. Aurasını zihnimle görebiliyordum. Kâhinliğin hislerimi, algılarımı, zihnimi ve bilincimi bu kadar çok geliştirebileceğini düşünmemiştim.

Çantalarımızın bulunduğu yerdeydi. Biraz telaş biraz korkunun da üzerindeki etkisiyle hızla çantanın içini karıştırıyordu. Büyük ihtimalle kıyafetlere ya da diğer kişisel eşyalara bakıyordu. Korku ve telaşla harmanlanmış cesareti beni kendine hayran bırakmıştı. Çantaları karıştırmayı bıraktığını anlamıştım. Derin bir nefes çektiğini duydum. Sonra da bu nefesi takip eden sessiz adımlarını...

Büyük ihtimalle aynanın karşısında duruyordu. Sonunda içgüdülerimin beni meraklandırmasıyla kendime yenildim. Olduğum yerde elimden geldiğince sessizce dirseğime dayanarak doğruldum. Açık pencerenin önündeki perde hafif rüzgârın etkisi ile sallanıyordu.

Tahmin ettiğim gibi aynanın önünde duruyordu. Narin vücudunun atletik bir görüntüsü de vardı ancak yine de kilo verdiği belli oluyordu. Pencereden yansıyan ay ışığında aynadaki görünen aksine bakışlarımı çevirdim. Yüzünün çöktüğünü karanlıkta bile anlayabiliyordum. Gözlerim onun aynadaki gözleri ile birleşti. Onu özlemiştim. Gözlerindeki hüznü az da olsa yakalayabilmiştim.

Yatağı sarsmadan olduğum Brandon'ın yanından kalktım. Ayaklarım soğuk zemin ile temasa geçtiğinde ensemdeki tüyler diken diken oldu. Ancak bu umurumda değildi. Ona bakmaya devam ettim. Uzun zamandır onu görmüyordum. Zamanın bu kadar çok ilerlediğini şimdi anlıyordum. Aynı şekilde oda bana bakıyordu.

Ona doğru bir adım attığım da pencereye doğru bir adım attı. Ona doğru her adım attığımda o da pencereye yaklaşıyordu. Sınırlarımı zorluyordu ancak sabırlı olmam gerektiğimi biliyordum. Elimi ona uzattım. Kaşlarını çatarak elime baktı. Kasıldığını hissetmiştim fakat bu uzun sürmedi. Hızla gevşedi ve bakışlarını bana çevirdi. Ay ışığının yansıması ile mavi gözlerindeki yaşı fark etmiştim. Kararlı bakışlarını bana odakladı ve başını iki yana sallayıp pencereye tırmandı. İki adımda pencerenin önüne gelip onun arkasından baktım. İkinci kattan atlamasına rağmen iki ayağının üzerine düşmüştü ve hiçbir şey olmamıştı. Hızlı adımlarla bahçeden çıkarken hızla pencereye tırmandım. Onu kaybetmek istemiyordum.

Pencerenin kenarlarına tutunarak ayaklarımı boşluğa doğru sarkıttım. Çıplak ayaklarım alt kattaki pencerenin soğuk korkuluklarına değdiğinde titredim. Ani bir hızla kendimi aşağıya bıraktım. Onun gibi iki ayağımın üzerine düşmemiştim ancak yine de yumuşak bir düşüş yaşamıştım. Hışımla yerden kalktım ve ön bahçeye doğru ilerledim. Sokağa çıktığımda hızlı adımlarla Ai-Giorgis Kilisesi'ne doğru gittiğini gördüm. Karaltısını seçebiliyordum.

Çıplak ayaklarla sokağın başına doğru koşmaya başladım. Peşinden geldiğimi anlamış olacak ki önce durdu. Onun durması ile ben de durdum. Aramız da çok mesafe yoktu. Belki o harekete geçmeden koşmaya başlasam onu yakalayabilirdim. Omzunun üzerinden bana baktı. Çatık kaşlarımın altındaki bakışlarımla onu baştan aşağıya süzdüm. Doğru anı bekleyip o başını önüne döndürmeden hışımla koşmaya başladım. Çıplak ayaklarıma batan ufak çakıl taşları umurumda bile değildi. Asıl amacım ona ulaşmaktı. Harekete geçtiğim anda bir anlık tereddüt yaşasa da hemen harekete geçti. Aramızdaki mesafeyi kapatıyordum. Ona yaklaştıkça daha da çok heyecanlanıyordum.

The Vision (Görüş)Where stories live. Discover now