Bölüm12-EDİS

11.5K 545 75
                                    

Siyah, lacivert gökyüzünün içine süzülürken ve yıldızlar tüm benliğiyle parlarken ormandan çıkmıştık. Brandon ile geçirdiğim vakit ruhumu dinlendirmiş, sakinleştirmişti. İçimdeki karmaşadan biraz olsun beni uzaklaştırmıştı. Kafamı dinlemiş, ruhumu tazelemiş gibiydim. Brandon ile konuşmak bana iyi gelmişti. Kısaca o bana iyi geliyordu.

Brandon, ellerini ceplerine koyup omuzlarını dikleştirirken ben hala onun koluna sarılmış bir halde sessizce ve hiç konuşmadan ara sokaklarda yürüyorduk. Şehir merkezine geldiğimizde Brandon'ın kolundan çıkıp etrafımda göz gezdirmeye başladım. Şehrin ışıkları o kadar güzel gözükmüştü ki gözüme daha önce hiç bu açıdan bakmadığımı fark ettim. Binaların pencerelerinden çıkan ışıklar, arabaların farları, trafik ışıkları ve sokak lambalarının uyumlu ışıkları birbiri içinde, siyah, lacivert gökyüzünde yayılıyorlardı. Yıldızlar ve ayın parlaklığı da katılınca ortaya mükemmel bir manzara çıkıyordu. Gözlerimi bir anlığına kapadım ve etrafı dinlemeye başladım. Hafif esen rüzgarın çıkardığı uğultuyu, trafikteki arabaların korna seslerini, yürüyen insanların konuşurken ve gülüşürken birbirine karışan seslerini, yanımdan geçtiğini düşündüğüm ve muhtemelen istediği şeye annesi izin vermediği için ağlayan küçük bir çocuğun sesini dinledim. Gözlerimi açtım ve derin bir nefes alarak Brandon'a döndüm. Hemen arkamda durmuş çarpık gülümsemesiyle beni izliyordu. Onda huzur ve mutluluk hissediyordum.

"Her şeye rağmen hayat devam ediyor." dedim gülerek. Gülümsememe karşılık gülümsemesi yüzüne yayılmıştı ve sıralı dişleri parlamıştı.

"Ve her şeye rağmen yaşam dolu olmalı insan." diyerek karşılık verdi.

Zıplayarak Brandon'ın yanına doğru ilerledim. Kaldırım kenarına çıktım. Çizgilere basmamaya çalışarak ve dengemi kurmak için iki elimi yana açarak yürümeye başladım.

"İçindeki çocuğu yaşatman da güzel."

Brandon'ın sesini duyunca aniden durdum. Durmamla beraber Brandon arkadan bana çarptı. İkimizde dengemizi kurmaya çalışırken beni belimden tutarak yakaladı ve düşmemi engelledi.

"Ah! Evet. İçimdeki çocuk çok yaramaz. Ortaya çıkınca durdurak bilmiyor." dedim ve kıkırdadım. Yürümeye devam edince Brandon'da peşimden yürümeye başladı. O da kaldırım taşına çıkmış, çizgilere basmadan yürüyordu.

"Bazen çocuksu davranmak iyi geliyor..." demesiyle ona döndüm. Brandon işaret parmağıyla yolu göstererek devam etti. "...Hey, dikkat et çizgiye basıyorsun!"

"Ah. Tamam." diyerek önüme baktım. Cadde boyunca devam ettik. Yanımızdan geçenler bize bakıyor, gülümsüyordu. Bazılarının "Zamane çocukları işte, ayıp nedir bilmiyorlar, gece gece böyle dolaşılır mı bu yaşta?" diye ayıpladığını duyuyordum. Eminim ki Brandon'da duyuyordu. Kıkırdamasının başka bir açıklaması olamazdı.

Caddenin sonuna, bizim sokağın başına gelince durduk. Sokak lambalarının aydınlattığı sokağa boyluboyunca baktım. Eve gitmekten korkmuyordum ama yine de istemsizdim.

"Tedirgin olma."

"Korkmuyorum ama içimden de eve gitmek gelmiyor."

"Seninle dışarıda başbaşa olmayı ben senden daha çok istiyorum ama üzerinde konuşulacak ufak problemlerimiz var."

"Ufak problemler... Lanet olasılar." dedim ve yavaş adımlarla yürümeye başladım. Brandon hemen yanıma gelip bana ayak uydurmaya başladı.

"Lanet okuma,üstesinden geleceğiz."

"Umarım Brandon."

Sokağın sonuna geldiğimizde bahçenin kapısından evime baktım. Kendimi olabilecek her şeye hazır hissediyordum. Üstesinden gelebileceğime de inanıyordum. Temkinli ve cesaretli olmalıydım. Çevik ve zeki. Kötülükten ve beladan olabildiğince uzak durmalıydım. Tabi bela beni çekmediği sürece. Büyük annem ve babamın belki de Ethan'ın bana dediklerini uygulamalı her ne kadar emir almayı sevmesem de dediklerini yerine getirmeliydim. Ben, olduğum şeyin kurallarını öğrenmeli ve kendimi, rüyalarımı ya da yaşayacaklarımı kontrol altına almayı sağlamalıydım. Kaderimin çizdiği bu yolda ya hayatta kalmalıydım ya da ölmeliydim. Ben artık her şeye rağmen yaşamayı daha cazip görüyordum. O yüzden hayatta kalmalı, olacaklara boyun eğmemeliydim.

The Vision (Görüş)Where stories live. Discover now