Bölüm36-Kurtarıcı

3.5K 276 18
                                    

Kapı kulbunun hareket etmesi ile sırt çantamı yatağımın üzerine bıraktım. Lena, aralık kapının ardından bana bakıyordu. Buruk bir gülümsemeyi ona gönderdim. Kaşlarını kaldırarak tedirgin bir şekilde bana bakmaya devam etti. Çekindiğini hissediyordum. Uyandığından beri böyleydi. Hepimizden çekiniyordu. Sessizdi ve ona soru sormadığımız sürece kimse ile konuşmuyordu.

Alekos ile beraber bizim yanımızdan kaçtığı için pişman gibiydi fakat bu yinede bana normal gelmiyordu. Ortada beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Bu da beni tedirgin ediyordu. Alekos ve Lena'nın aniden ortaya çıkması kafamı karıştırıyordu. İkisine de güvenemiyordum.

"İçeriye gelmeyecek misin?"

Tereddütle bana baktı. Gelip gelmemek arasında kararsız gibiydi. Odanın içine bir adım atarak kapıyı kapattı. Hışımla bana doğru gelerek bana sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim.

Bir yandan sarsılarak ağlıyor bir yandan da sımsıkı sarılıyordu. Zayıflamıştı ve solgun görünüyordu ama güçlenmişti.

Ağlaması durduğunda onu kollarından tutarak yatağımın kenarına oturttum. Ellerini tutarak yanına oturdum.

"Benden nefret ediyor olmalısın." diyerek bakışlarını yere sabitledi. Kafamı iki yana salladım.

"Hayır, senden nefret etmiyorum."

"Nasıl? Neden benden nefret etmiyorsun?"

"Çünkü sen benim kuzenimsin." dedim. İçini çekerek kısa bir anlığına bakışlarını bana sabitledi.

"Benden nefret etmen gerekiyor. Seni ve diğerlerini bırakarak Alekos ile beraber gittim. Size karşı durdum."

"Evet, bir yanlış yaptın ama şuanda buradasın, yanımdasın değil mi?"

"Bu yaptıklarımı değiştirmiyor."

"Senden nefret etmemi mi istiyorsun?" Bir anda ellerimi daha fazla sıktı.

"Hayır, hayır. Benden nefret etmeni istemiyorum." Gülümseyerek ona baktım.

"Alekos sana kötü davrandı mı?" Başını iki yana salladı.

"Aksine bana çok iyi davrandı. Beni korudu."

Yüzünde oluşan küçük tebessüme baktım. Alekos'tan bahsetmem onun keyfini yerine getirmişti. Aynı Brandon'ı düşündüğüm de benim de keyfimin yerine gelmesi gibiydi. Kuzenimin benden birçok şey saklaması canımı sıkmıştı ama ona kızamıyordum. Güvenemesem de o benim kuzenimdi. Onu ardımda bırakamazdım.

"Neden onunla bir ilişkin olduğunu benden sakladın?"

"Karşı çıkacaktınız. Alekos ile beraber olduğumu öğrendiğiniz de benimle bir daha konuşmayacağınızı düşündüm. Arkadaşlarımız, sen kimse Alekos'u sevmiyordu. Hala da sevmiyorlar. O değişti Edis. Alekos artık çok iyi biri."

"Evet, belki kızardık ama seni yalnız bırakmazdık. Hatırlıyor musun, ben de sizden çok şey sakladım ama şuanda herkes benimle beraber burada. Beni yalnız bırakmadılar."

Kafasını iki yana salladı. Elleri ile yüzünü örttü. Ona yaklaşarak sarıldım. Çok fazla üzülüyordu. Kendini çok fazla yıpratmıştı.

"Alekos ile beraber ne yaptınığızı anlat."

"Kaçtığımız günden bir kaç gün sonra beni boğmaya çalıştı. Edis, eğer orada olsaydın gözlerinde ki kırmızı ışığı görebilirdin. Alev gibiydi. Sanki bir iblisin gözlerine bakıyor gibiydim. İlk başta korktum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sanki karşımda ki adam sevdiğim kişi değildi. Sanki için de başka biri var gibiydi. Nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum..." dediğin de titremeye başlamıştı. O günün korkusu tekrar üstüne sinmişti. Korkusu etrafıma yayılmıştı. Sırtını sıvazlayarak onu yatıştırmaya çalıştım. Yutkunarak devam etti.

The Vision (Görüş)Where stories live. Discover now