Bölüm1-Saçma Efsane

23.3K 1.1K 270
                                    

           Uyuyordum... Taa ki odamda birilerinin dolaştığını duyana kadar... Uykulu olduğumdan gözlerimi açamadım. Hızlıca açılan perdelerin sesini duydum. Yarı uyuyor gibiydim. Pencerelerin açılmasını duydum. Güneş ışıkları ve sıcaklığı ile birlikte hafif bir esinti odama doldu. Hissediyordum...

"Uyan artık Edis, bak sabah oldu!"

Bu tatlı sesi duyarak gözlerimi yavaş yavaş, zorlana zorlana açtım. Güneş ışıkları gözlerimi anında kamaştırdı. Gözlerimi tamamen açtığımda ise annemi gördüm. Bana bakıyordu.

"Günaydın Uykucu!" dedi gülümseyerek. Annem her sabah beni böyle uyandırırdı. "Günaydın Anne!" hala uykulu bir şekilde anneme karşılık verdim.

"Kahvaltıyı hazırladım, hazırlanıp gel tatlım." dedi ve ben "Tamam" diyene kadar odadan çıktı. Hala yataktaydım. Kalkmak istemiyordum. Yatağım o kadar güzeldi ki... Uykuyu ve yatağımı çok seviyordum. Gerinerek yatağımdan kalktım. Pencerenin yanına geldim. Temiz havayı içime çektim. Vücudumun pozitif bir enerji ile dolduğunu hissettim. Esneyerek ve gerinerek odamda bir tur attım. Hazırlandım ve aşağıya indim. Bugün içimde ayrı bir heyecan vardı. Neden bilmiyorum ama içimde tuhaf duygular olduğunu farkederek mutfağa geldim. Geldiğimde herkes masadaydı. Annem,babam,kardeşlerim...

"Uykucu kızım sonunda uyanabildin mi?" dedi babam.

Her zamanki gibi bana takılıyordu. Güldüm ve "Günaydın Baba!" dedim. Hep beraber kahvaltı yapıyorduk. Annemin kahvaltılarını her zaman seviyordum. Bu kadın çok becerikliydi. Anneme hayrandım.

Ben bunları düşünürken Eleni, Yannis ile babam da annem ile konuşuyordu. Bir ara tüm sesler kesildi. Masada çatal-bıçak sesleri duyuluyordu. Eleni sessizliği bozarak "Anne yeni komşularımız tamamen yerleşmişler mi?" diye sordu.

Evimizin yanındaki evde yaşlı Bay Milo oturuyordu; fakat karısı ölünce çocuklarının yanına taşınmaya karar vererek evini satmıştı. Dün o eve yeni komşularımız taşındı ama henüz tanışmamıştık.

"Evet yerleşmişler. Wright ailesi... Bayan Anna ile bu sabah marketten dönerken tanıştık. Çok sıcakkanlı bir kadın. Hatta yeni taşınmalarına rağmen bu akşam bizi oturmaya davet etti. Tanışmak için. Ben de kabul ettim."

"İyi yapmışsın. Yeni komşularımıza iyi davranmalıyız değil mi çocuklar?" dedi babam. Yannis "Evet!" diye bağırdı. Annem, "Ama kahvaltınızı güzel yapmazsanız sizi evde bırakmak zorunda kalacağım Bay Ioannis (Yannis ismi Ioannis isminin kısaltılmış)" deyince Yannis hemen kahvaltısına döndü. Ben ve babam sırıttık.

"Peki nereden gelmişler Mitera (Yunanca anne)?"

"İngiltere'den. Londra'da yaşıyorlarmış. Bayan Anna'nın eşi İngiliz."

"Of! İngiltere gibi büyük bir yeri bırakıp neden Tripolis'e gelmişler ki acaba? Bu arada kadınla bayağı muhabbet etmişsin(!)" 

Babam araya girerek, "Kadınlar..." dedi. Bana baktı göz kırptı ve sırıttı. Tabi ki bende.

Babam kahvaltısını bitirince kalktı, annemin alnına bir öpücük kondurarak gazetesini okumak için salona geçti. Eleni ve Yannis'te annemi öpüp odalarına gittiler. Her ne kadar iş yapmayı sevmesem de mutfakta kalıp anneme mutfağı toplamasında yardım ettim. İşimiz biterken anneme bakakaldım. Hera (Yunan mitolojisinde Zeus'un eşi.) gibi güzeldi. Uzun, dalgalı saçları, biçimli dudakları, insanı içine çeken güzel yeşil gözleri ve hatta üç çocuk doğurmasına rağmen biçimli vücudu olan bir kadındı. Annemin hayranıydım.

Ben bunları düşünürken annem de bana baktı.

"Bir şey mi söyleyeceksin Edis?" dedi. Ağzımı açıp cevap verecekken babamın sesi evin içinde yankılandı. "Tanith!" babam anneme sesleniyordu. Yine.

The Vision (Görüş)Where stories live. Discover now