Bölüm43-Rüya Alemi~P1~

2.3K 237 10
                                    

Part1

Bazı rüyalar sahte olduğu gibi gerçektir.

Telefonumu pantolonumun cebine yerleştirdikten sonra son kez aynaya bakarak saçlarımı ve yüzümü inceledim. Cami'ye onunla birlikte kütüphaneye gideceğime söz vermiştim. Kütüphaneden aldığım bir kaç romanı geri iade etmem gerekiyordu. Kitapların süresini birkaç gün geçirmiştim. Kitaplarımı masanın üzerinden alarak hızla merdivenlerden aşağıya indim. Babama selam verdikten sonra mutfağa yöneldim. Annem bir şarkı mırıldanarak tezgahın üzerini topluyordu.

"Mitera, ben çıkıyorum!" hızlıca anneme sarılarak yanağına masumca öpücük kondurdum. Annemin yüzünde güzel bir gülümseme oluştu.

"Pekala, Cami ile çok oyalanmayın. Dikkatli olun."

"Görüşürüz!"

Dış kapının yanına gelip hızlıca ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açmamla yüzüme serin bir rüzgar esmesi bir olmuştu. Bu yaz günün de serin bir rüzgar esmesi tuhaftı.

Evden çıkıp hızlıca meydana doğru yürümeye başladım. Alekos ve At Takımı ile karşılaşmaktansa yolumu uzatıp, sokak aralarından geçip meydana gidebilirdim. Sıkı adımlarla dediğim sokak aralarından geçtim. Meydana çıktığım da Cami'nin hava da sallanan elini gördüm. Onun olduğu tarafa doğru koşar adım gittim. Kollarını iki yana açarak ona yaklaşmamı bekledi. Aramızda bir adımlık mesafe kaldığın da kollarımı açarak ona sıkıca sarıldım.

"Selam Ed, az daha gelmeyeceksin sanıyordum."

"Söz verdim, sadece bu sefer de yolu uzattım."

"Hadi, hemen kütüphaneye gidelim."

Cami'nin kütüphaneye karşı olan aşkı, bana daha çok kitapları sevdiriyordu. Ondaki bu heves bana kitapları daha güzel gösteriyordu. Hızlı adımlarla kütüphane yolunda yürüyorduk. Hangi kitapları alacağımız hakkın da bir fikrim yoktu. Elimdeki kitapları geç vereceğim için ceza alacakmıydım onu bile bilmiyordum.

Kütüphanenin açık kapısından içeriye girerken güvenlik görevlisine selam verdik. Cami ve Tim sayesin de beni ve diğerlerini de tanıyordu. Kitapların hemen yanındaki kütüphane görevlisinin yanına gidip masumca gülümsedim.

"Merhaba,"

"Merhaba Edis sanırım yine kitaplarını geç getirdin bu masum gülüşün başka bir açıklaması olamaz."

"Şey, evet. Ceza almayacağım değil mi?"

"Bir bakalım..." bilgisayardan kitapları aldığım güne baktıktan sonra gülümsedi. "Kitapları üç gün geç getirdiğin için sanırım ceza vermemeliyim."

"Çok teşekkür ederim Bayan Cecillia. Bir daha ki sefere geç getirmeyeceğim." diyerek kitapları masanın üzerine bıraktım. Bayan Cecillia, kitapları iade etmemi bilgisayara işlerken Cami ile ikisi aynı anda gülmüştü.

"Geçen sefer de aynısını demiştin." Yanaklarım kızararak Cami'ye baktım. O da kitaplarını masanın üzerine bıraktığın da Cami'yi kolundan nazikçe çekerek raflara doğru götürdüm. Bayan Cecillia hala sessizce gülüyordu.

Rafların arasında dolanırken bir sürü kitap gözüme çarpıyordu. Evde hala okumakta olduğum kitaplar vardı ancak Cami'ye özenip buradan yine kitap almak istiyordum. Cami çoktan kucağına birkaç kitap almıştı bile.

Diğer rafın önüne geldiğim de siyah kaplı bir kitap dikkatimi çekti. Yerinden çıkarıp üzerine baktığım da mitoloji ve büyü ile alakalı bir kitap olduğunu gördüm. Değişik görünüyordu ve ilgimi çekmişti. Bu tarz fantastikler oldum olası ilgimi çekerdi. Büyükannemin mitolojideki tanrı ve tanrıçaların hikayelerini anlattığını hatırlıyordum.

The Vision (Görüş)Where stories live. Discover now