Zincirler

13.6K 544 351
                                    

Hapishane koridoruna açılan kapının kilit sesini duyduğumda gözlerimi açtım.

Bedenimin her bir noktasından bağlanmış zincirler tüm hareketlerimi kısıtlandırıyordu.

Odamın kapısı açıldığında merakla gelene baktım.

"Seni görmek isteyenler var." diyen gardiyana sadece bakabildim.

Gardiyanın arkasından içeri giren bir düzine asker çevremi sararken ellerinde son teknoloji biyolojik silahlar vardı.

Komutan, gardiyana işaret verdiğinde gardiyan cebinden tüm zincirlerimi açmaya yetecek kadar anahtar çıkardı.

Kurtuluyor muydum buradan?

Gardiyan, komutana "Emin misiniz?" diye sorduğunda komutan, "Kralın emri, bunu yapmaya mecburuz." diye cevap verdi.

Benden her yerde kaçan kral benim zincirlerimi mi çözdürüyordu?

Kafayı sıyırmış olmalıydı ya da kafasını yakında kaybedecekti.

Gardiyan ellerimi ve ayaklarımı çözdükten sonra belimdeki kilidi açtı.

Ağzımı, yüzümün yarısını kapatan demir maskeyi çıkardığında derin bir nefes aldım.

"Kralımız beni mi özledi?" diye sordum, gülerek

Kimse bana cevap vermezken gardiyan boynumu ve dirseklerimi tutan zincirleri de açtı.

Kralın amacı ne idi?

Bilmiyorum fakat hata yapıyordu.

Gardiyan, "Ayağa kalk." dediğinde sadece suratına baktım.

İki senedir bu kilitler ile yaşıyordum.

Bedenim hareketsizliğe alışmıştı. Birden ayağa kalkamazdım.

Kolundan tutup beni ayağa zorla kaldırdığında onu öldürmek isteyerek baktım.

İki senedir mahremiyetim kalmamıştı.

Yemek yedirmiyorlardı.

Koldan veya burundan bağladıkları serumlar ile ölmemi engelliyorlardı.

Tuvalet işimi ise altıma arada attıkları tas ile gideriyordum.

Zorlanarak ayakta dururken gardiyan omzumdaki ve bacağımdaki zincirleri de çözdü.

Kendimi toparlayıp gardiyanın elini tutunduğum sıra gardiyanın gözlerinin içine baktım.

"Öleceksin."

Fısıltım tüm odada yankılanıyordu.

Yankılanma bitmeden gardiyan ağzından köpükler çıkararak yere yığılınca zevkle sırıttım.

Gücümden hiçbir şey kaybetmemiştim.

Tüm askerler silahlarını ateşlemeye hazır bana korkuyla bakarken komutan, "Silahını yere bırak ve ellerini başının arkasında birleştir!" diye bağırdı.

Silahım yoktu.

Sadece ellerimi havaya kaldırdım.

"Silahını yere bırak, dedim!"

Silahımın olmadığını, tek silahın bedenim olduğunu daha önce çok anlatmaya çalışmıştım.

Her çabam da ise ya cadı ya da deli sanılmıştım.

Artık açıklama için kendimi yormuyordum.

"Tekrar söylemeyeceğim! Silahını yere bırak!"

Komutan sinirle bana bakarken askerlerden biri, "Komutan her yeri zincirliydi. Silahı nereden bulabilir?" diye sordu.

Komutan, "Siz bilmezsiniz. Bu katilin daha önce hiç görülmeyen yetenekleri var. Yakalanmadan önce de her an her yerden silah bulup hedefini öldürdükten sonra silahı bulunamayacak şekilde saklaması ile ünlüydü." dediğinde gururum okşanmıştı.

Sırıttım.

"Beni almaya acemi bir birlik ile gelecek kadar salak mısın komutan? Yoksa kıdemli askerler gelmekten mi korktu?"

"Kapa çeneni ve silahını at!"

"Kralınız beni bekliyor olmalı. Bence oyalanmadan beni ona götürün. Hatırladığım kadarıyla Kral Şah bekletilmekten hoşlanmazdı."

"Küçük cadı sosyal hayattan kalmışsın. Kral Şah geçen sene öldü."

Üzüntüyle komutana baktım.

"Onu ben öldürmek istiyordum. Eceliyle mi öldü? Yoksa öldürüldü mü?"

"Kral Tan sadece seni alıp huzuruna götürmemi istedi. Soru yok." diyen komutan ile dudak büzdüm.

Demek Kral Şah'ın yerine kardeşi Kral Tan geçmişti.

"İki yıldır ilk kez konuşuyorum komutan. Kırıcı olmayın, sohbet edin benimle."

Komutan cevap vermeden ellerimi bir kapsül içine kilitledi ve önümde diz çöktü.

"Evlilik teklifi mi edeceksiniz komutan?"

"Nişanlıyım, şansına küs."

"Tüh, yakışıklıya benziyordunuz."

Komutan bana cevap vermeden ayak bileklerimi birbirine zincirler iken "Komutan maaşları güncel olarak nasıl? Ben en son bıraktığımda güzel kazanıyordun." dedim.

Ayağa kalktı ve bana korkusuzca bakarken "Seni yakaladıktan sonra komutanlıktan terfi aldım. Artık maaşım daha güzel." dedi.

"Bir teşekkür yemeğine çıkarırsın."

"Seni anca idam ağacına çıkarırım."

"Tabii, kesinlikle." diye mırıldandım.

Mahkumun ZehriTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang