Teklif

6.4K 419 108
                                    

Saraya üst düzey güvenlikler ile girdiğimde merakım artmıştı.

Neden beni ölüme terk etmişken durduk yere çağırmışlardı?

Bana ihtiyaçları olacak kadar nasıl bir sorunla karşı karşıya kalmış olabilirlerdi?

Büyük bir salona girdiğimizde Kral Tan ve yeğeni Veliaht Prens Bars'ı gördüm.

Benimle bir içeri giren Amiral onlara selam verirken ayakta durmuş onlara sırıtıyordum.

Amiral zorla beni selam pozisyonuna getirirken ona sinirle baktım.

Kral Tan, "Lütfen Amiral, doğrulun." dediğinde onunla birlikte ben de doğruldum.

"Misafirimizin de ağzını açabilirsin, ağzı ile bizi öldürebileceğini sanmıyorum." diyen Kral Tan ile Amiral ağzımdaki kumaşı çıkardı.

Çıkarması ile "Bu kumaşa kim sikini sürdü bilmiyorum ama tadı bok gibiydi." dedim.

Amiral öfkeyle bana bakarken Kral Tan'a baktım ve "Sonunda tahta oturabilmişsin, helal olsun. Ben abinin gölgesinde geberip gidersin diyordum." dedim.

"Ağzını kapatmamızın sebebi buydu kralım, lütfen onun hadsizliğini görmezden gelin."

"Amiral ama neden böyle kırıcısın. Ağzımla neler yapabileceğimi bilmiyormuş gibi konuşuyorsun. Kalbim kırılıyor."

Prens Bars, "Hata yapmış olmalıyız. İki sene önceki başarılı suikastçi artık yok olmuş." dediğinde öfke dolu bakışlarımı ona çevirdim.

"Öncelikle ellerim bağlı olmasaydı ölüydünüz Prens Bars. İkinci olarak iki sene boyunca kim o odada kalsaydı delirirdi. Son olarak ise karnm gurulduyor. Bana hokkalı bir masa hazırlatabilir misiniz?"

"Saygını takın!" diye bağıran Kral Tan ile "Misiniz demiştim." diye homurdandım.

"Burada bizim sayemizde varsın. Seni istediğimiz her an öldürebiliriz." diyen Kral Tan'ı umursamadım.

"Bana muhtaç olmasaydınız beni buraya çağırmazdınız. Şimdi göz korkutmaya çalışmayalım ve ne istiyorsanız söyleyin."

Prens Bars, "Sana güzel bir teklif sunacağız. Detayları Amiral Boran biliyor. O sana anlatacak." dediğinde Amirale baktım.

Adını ilk kez duyuyordum.

"Madem Amiral her şeyi biliyordu. Beni bu kadar yol getirdiniz? Amiral geldiğinde bana teklifi sunsaydı. Belki reddedeceğim. Nereden biliyorsunuz?"

Kral Tan, "Amiral çıkar şu kadını." dediğinde Amiral, "Emredersiniz." dedi.

Amiral koluma girdiğinde Prens Bars, "Ve duş aldır. Bu kokuyu çekmek istemiyorum." dedi.

"Kusura bakmayın prensim. İki sene boyunca bedenime sadece ayda bir iki defa şu değdi. O da pis su kovasındandı."

Amiral daha fazla tartışmaya girmemi engellemek için selam verip beni salondan çıkardığında ofladım.

"Haksız mıyım ama Amiralcim? Sen hazır ayağıma kadar gelmişken teklifi yapsaydın. Bu kadar uğraşa ne gerek vardı?"

"Kapa çeneni Küçük Cadı. Seni o gün öldürmediğim için zaten kendime lanet okuyorum."

"Olur öyle." diye mırıldandım ve çevreye bakınmaya başladım.

Yırtık ayakkabımın pisliği tüm koridoru kirletiyordu.

"Amiral." diye fısıldadım.

"Ne var?"

"Sarayı pislik içinde bırakmam sorun olur mu?"

Amiral anlamayarak yere baktığında ofladı.

Hiçbir şey demeden beni kucağına aldığında ona baktım.

"Nişanlın var sanıyordum."

"Sorun çıkmasın diye yapıyorum. Saçma sapan fikirlere girme." diye sinirlendiğinde kulağına "Merak etme gizli kaçağımızı nişanlın duymaz." diye fısıldadım.

Bana cevap vermediğinde omzunu dişledim.

"N'apıyorsun? Köpek misin sen?" diye bağırdığında "Açım." dedim.

"Önce şu iğrenç kokundan kurtulmamız lazım. Sonra karnını doyururuz."

"Sizin bana harbi işiniz düşmüş. Yoksa bu hizmetleri rüyamda görürdüm."

"İlk kez doğru bir söz çıktı ağzından."

Arsızca ona sokuldum ve "Ödüllendir beni." dedim.

"Bak küçücük kızsın. Elimde kalma."

"Küçücük falan değilim. Yaşım yirmi dört."

"Ne büyükmüşsün." diye söylenirken "Ama Boran." diye dudak büzdüm.

Bana iğrenir gibi baktığında "Adını daha önce bana hiç dememiştin." dedim.

"Acaba üç sene boyunca seni yakalamak için peşinde koştuğum için söyleme fırsatım olmamış olabilir mi?"

"Hmm."

"Olabilir."

"Neyse."

Sıkıntıyla ufladım.

"İlge ben."

"Efendim?"

"Adım diyorum, İlge. Adımı kullanabilirsin bana karşı."

Mahkumun ZehriWhere stories live. Discover now