Tebrik

2K 165 43
                                    

Boran ile bahçede beklerken atlı arabalarla Belinay geldi.

Arabadan inmesi ile "Abi!" diye bağırıp Boran'a sarıldı.

Gülümseyerek onlara bakarken kendi abim aklıma geldi.

Kafasını bedeninden koparıp ateşte yakmıştım.

Benzer kardeşlik ilişkileri.

Belinay, Boran'dan ayrıldıktan sonra "İlge!" diyerek bana sarılmıştı.

Bunu beklemiyordum.

Ona değmesin diye ellerimi havada tutarken Belinay, "Seni de çok özledim." dedi.

"Ben de özledim."

Belinay benden uzaklaştı ve "Bir haftadır yoksunuz, neler yapıyorsunuz?" diye sordu.

"Bilmem, çok bir değişiklik yok." dediğimde Boran kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?"

"Gerçekten hiçbir şey yok mu?"

"Haa."

"Bence de haa."

"Şey abin bana her zamanki gibi yürüdü. Ben de ağlamasın diye onu kırmayıp bir ilişki yaşamayı kabul ettim."

Belinay şok içinde bizim adımıza mutlu olurken Boran, "Sen gelip ilişki yaşamak istediğini söyledin." dedi.

"Ben hiç öyle hatırlamıyorum." diye mırıldandığımda Boran, "Ben gayet net hatırlıyorum." dedi.

"Nasıl olduğunuz kimin umurunda? Sizin adınıza çok sevindim."

Birisinden tebrik amaçlı güzel yorum duymak garip gelmişti.

Belimay harici herkes bu ilişkiyi öğrendiğinde bize kızmış, ayrılmamız için dil dökmüştü.

Prens Bars hariç.

O bizi korumuştu.

Bizi korumak harici de benim adımı ağzına almıyordu.

Bahçede oturuyordu şimdi de.

"Ne kadar bir ilişkimiz olsa da ben bir askerim. İşime dönmeliyim. Siz de abi kardeş vakit geçirin."

"Tamam, görüşürüz!" diyen Belinay'a "Görüşürüz." dedim ve Boran'ın yanağından öpüp hızla yanlarından uzaklaştım.

Boran'a baktığımda gülümsüyordu.

Önüme döndüm gülerek.

Seviyordum.

Prens Bars'ın yanına gittiğimde "Küs müyüz?" diye sordum ve yanına oturdum.

"Tabii ki hayır."

"O zaman suratıma bak meymenetsiz."

Prens Bars dediğime şaşırırken sırıtarak "Hala senin emrine bağlı bir askerim, unuttun mu?" diye sordum.

"Emir dinlemeyen biri olduğunu da unutmadım."

"Sen istisnasın. Sen bana öldürme görevi veriyorsun."

Güldü.

"Gerçekten delisin."

"Kesinlikle öyleyim."

"Planıma gerçekten sadık kalacak mısın?Kral Göksal ve eşini öldürdükten sonra Prens Boran ile evlenirsin ve kraliçe olursun."

"Tamam, güç seviyorum fakat öldürmeyi daha çok seviyorum. Kraliçe olsam dahi Kral Tan'ı öldüreceğim."

"Sadece öldürmeyi sevdiğin için mi?"

"Hayır, o adamı sevmiyorum da. Bu da baya etkili."

"O zaman bugün planımızda bir adım daha ilerlemeye ne dersin?'

"Ne yapıyoruz?"

"Bugün Prens Boran'ın veliaht olduğu tüm halka duyurulacak. O resmi olarak veliaht olduğunda Kral Göksal'ın işini bitireceksin."

"Eşi?" dedim, sorarcasına.

Kraliçe Talya, Kral Göksal öldükten sonra da ülkeyi yönetme hakkına sahipti.

"Sana yük olmasın dedim. Kral Göksal öldükten sonra korumayı arttırır ama onu da kolay hallederiz."

"Kırıyorsun beni."

"Efendim?"

"Kırıyorsun beni. İkisini de bugün hallederim. Kolay lokmalar."

"Emin misin?"

"Kesinlikle."

"Artık eldiven de giymiyorsun. Tabii herkesi öldürmek kolay."

"Kime dokunup kime dokunmayacağımı seçebiliyorum. Bu yüzden ekstra bir güvenliğe ihtiyaç duymuyorum."

Cebinden bir çift eldiven çıkardı ve "Yine de istersen ya da lazım olursa bende hep senin için bir eldiven bulunacak." dedi.

"Bars benim için çabalamanı ya da uğraşmanı istemiyorum. Belki olurdu ama olmadı. Olmayacak."

"Sadece seninle iyi olmak istiyorum İlge. Prens Boran ile bir ilişkin olabilir ama yakın olalım istiyorum."

"Arkadaş gibi mi?"

"Arkadaş gibi."

"En son arkadaş dediğim kişi beni siken abimdi."

Güldü.

"Ben abin değilim, emin olabilirsin."

"Yine de bir şartı yerine getirmiş olman gerici."

"Hain çıkmam, merak etme."

"Zahmet olacak sana da."

"Eh biraz olacak."

"Şerefsiz." diye güldüğümde güldü ve "Hadi, plan yapmaya gideceğiz." diyerek ayağa kalktı.

Mahkumun ZehriWhere stories live. Discover now