İntikam Zehri

2.4K 201 46
                                    

Karanlık Orman'a geldiğimde uzun zamandır yapmadığım ormandakilerin ıslığını çaldım.

Tahmin ettiğim gibi iki dakikada herkes gelmişti.

Herkes beni öldürmek için bekliyordu.

Yekta'nın cesedini önlerine attım ve "Buraya savaşmaya gelmedim. Bu öldü. Onu getirmeye geldim." dedim.

Demirci lakaplı silah kaçakçısı cesedi alması için birkaç kişiye emir verirken sürekli çevremi kontrol ediyordum.

Buradaki kimseye güven olmazdı.

"Buraya sırf bu yüzden gelmezsin Suikastçi. Asıl sebebini söyle." diyen Demirci ile gülümsedim.

"Bana acilinden bir zırh ve kılıç yapmalısın. Senden başkasına bu konuda güvenmem."

"Karşılığında ne alacağız? Buraya gelip yarımızı katlettiniz. Seni herkes öldürmek istiyor."

"Kral Tan'ı oğlunu öldürdüğüm gibi öldüreceğim ve üzerinizden bir yük kalkacak."

Demirci kısa bir süre düşündü.

"Bu sadece bir kerelik bir anlaşma. Daha sonra seni görürsek öldürmekten çekinmeyiz."

"Çok vaktimiz yok. Kamp alanına gidelim." dediğimde Demirci önderliğinde yürümeye başladık.

Kamp alanına geldiğimizde beni gören herkes ayaklanmıştı.

Demirci, "Bir anlaşma üzerine burada. Herkes yerine otursun." dedi.

Sırıtarak aralarından geçip Demirci'nin atölyesine geldiğimde "Çok bir zaman yok." dedim.

Demirci hiç düşünmeden asılı bir kılıcı bana uzattı.

"Bunu bir dene. Ben sana zırh ayarlayacağım." dedi.

Kılıcı rastgele çevrede savurdum.

Çok hafifti.

Dengesi de inanılmazdı.

Ben keskinliğini incelerken Demirci, "Büyük hata yaptın. Burada bizimle yetişebilirdin. En kötüsünden kılıç kullanabilirdin." dedi.

"Ben hiçbir zaman bir yere ait olamadım. Benim tek hoşlandığım şey insanları öldürmek ve bu cihana hakim olma isteği."

"Yekta'yı öldürünce cihan hakimi oldun mu?"

"Eskiden onu öldürmek istememin tek sebebi vardı. Bu kamptaki en güçlü kişi olacaktım."

"Peki şimdi neden öldürdün?"

"Yekta benim babam."

Demirci dövdüğü demiri bırakıp bana döndüğünde güldüm.

"Beklemiyordun, değil mi?"

"Beklemiyordum." dedi ve işine döndü.

"Hayatımın içine sıçan, annemin ölümünden sorumlu kişilerden biri Yekta'ydı. Cezasını çekti sadece."

"Hak etmiş diyebiliriz." dediğinde güldüm.

"Kesinlikle hak etti. Biliyor musun, erkek kardeşim var. Annelerimiz farklı ama aynı babadan. Senden bu kılıcı ve zırhı isteme sebebim de bu."

"Onunla mı savaşacaksın?"

Başımla onayladım.

"Benim aksime o bir bok olabilmiş. Bir komutan. Boylu poslu da ama hiç benzemiyoruz."

"Görünüşünü bilemem ama bir asker emir kulu olur. Sen kimseden emir almazsın."

"Beni tanıyorsun."

Daha önceden hazır bazı parçaları yeni hazırladığı demirle kaynaştırırken "Kardeşini öldürdükten sonra ne yapacaksın?" diye sordu.

"Öldürmem gereken çok insan var. Bunlardan biri Kral Tan. Onu öldürdükten sonra kraliyetin içinden bana bakacak birini tanıyorum."

"İnsanlara güvenme minik böcek. Yoksa seni ezerler."

"O kişi bana muhtaç. Onun en büyük silahı benim."

"Sen yine de tedbirli ol."

"Peki, olurum."

"Hapisteki zamanın nasıldı?" diye sorduğunda şaşırarak ona baktım.

Bilmesini beklemiyordum.

"İğrençti. Her gün burnumdan serum aldım, duş yapamadım. Oradaki nadir kadınlardan biriydim. Genç olan ise tek bendim. Muhafızların ise canları çok kolay sıkılabiliyor. Eğlence için kullanıldım birçok kez."

"İşkence mi seks mi?"

"İkisi de."

Demirci gövdemi koruyacak olan zırhı bana verirken "Listende oradaki muhafızlar da vardır umarım." dedi.

"Beni tanımıyor gibi konuşma."

"Aferin. Şanının görevini hep yerine getir."

"Merak etme, hiçbir zaman yolumdan şaşmayacağım."

Zırhımı giyerken Demirci, "Buradakiler seni öldürmeye can atıyor, sakın bir daha gelme. Beni dinlemezler." dedi.

Bu kampı yakıp yıkmak için geri gelecektim bir gün ama şimdilik bu bana kalmalıydı.

"Merak etme, gelme gibi bir planım yok."

"Keşke seni tanımıyor olsaydım, inanırdım."

"Biliyorsun, bedenim intikam zehrinden yaratılmış gibi."

"Biliyorum maalesef. O zehrin bir gün dünyada sağlıklı insan bırakmayacak."

Tebessüm ettim.

"Görüşürüz Demirci."

"Görüşürüz."

Mahkumun ZehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin