Özür

2.7K 215 87
                                    

Gerçekleri Miran ve annesini dışarıda tutarak Amiral'e anlatmıştım.

"Annen hariç kaçabilen biri olmuş mu?"

Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Kimse yok."

Amiral oflayarak karşıma oturduğunda "Hayatımın devamını aşağı yukarı biliyorsun." dedim.

"Kimsesiz kaldım ve yetimhaneden yetimhaneye sürüklendim. En sonunda ise hayat beni bunun için zorladıysa ben de bu olurum, dedim."

İster istemez sesim titremişti.

"Hey, ağlama."

"Ağlamıyorum be."

"Tabii, gözlerin de öyle diyor."

Elim yüzüme gittiğinde gözümden birkaç yaş aktığını hissettim.

"Of hayatım dolayı ağlayacak kadar dramatik değilim."

"Ee neden ağlıyorsun?"

"Kadınsal dönemim geldi Boran. Kan akacak bedenimden, onun duygusallığı var. Sen de her boka burnunu sokma. Kırarım o burnunu."

Amiral güldükten sonra "Benim tanıdığım İlge işte bu." dedi.

"Neremi tanıyorsun sen be?"

"Yavrum az önce doğumundan başlayarak bu yaşına kadar tüm hayatını bana anlattın."

Duraksadım.

"Doğru lan."

Omuz silktim ve "Olsun." dedim.

"Ee senin canlı silah olduğunu başka bilen var mı?"

"Hayır, yok. Öyle olsaydı peşimde manyak manyak adamlar olurdu."

"Haklısın, herkes seni kendi çıkarları için kullanmak isterdi."

Onu başımla onayladıktan sonra "Sen istemiyor musun?" diye sordum.

"Ben daha çok senin çıkaracağın kaosları düşünüyorum. Sana daha dikkat etmeliymişim."

Gülümsedim.

"İstersen Prenses Açelya'nın ailesini öldürüp sonrasında seni kral yapıp Prenses Açelya'yı gebertebilirim. Karşılığında ülkende serbest gezmeme izin verirsin."

"Öyle bir şey olmayacak."

"Karşılığında başka bir şey de olur."

"Sen başka bir kraliyet ailesini düşünmek yerine şu an bulunduğun aileyi düşün. Kral Tan senden hoşnut değil."

"O kral benim değerimi bilmiyor."

"Buradaki görevin Prens Bars'ın ailesini öldüren kişiyi bulman."

Ofladım.

"Nasıl bulmamı bekliyorlar? Elimde ne bir kanıt var ne de başka bir şey. Aradan ne kadar zaman geçmiş."

"Neyse ki saraya tıkılı kaldığımdan beri canım çok sıkılıyor." dediğinde gülümsedim.

"Sen de az değilsin."

Saatine baktı ve "Boş olduğunda yanıma gel ve o zaman bu konuyu konuşalım. Prens Bars'a sözün varmış. Onun yanına git şimdi." dedi.

"Gizli geçitlerin devamı?"

"Bu odanın sağındaki kapı sarayın gizli geçitleri ile birleşiyor. Soldaki kapı ise karanlık ormana götürüyor seni."

"İyi ben öğrenirim." dedim ve ayağa kalktım.

Amiral da benimle ayağa kalkarken "Özür dilerim İlge." dedi.

"Ne için?"

"Senin sorgunu yapmadan seni direkt hapse gönderdim. Belki sorgusuz yollamasaydım aslında neden böyle yaptığını öğrenirdim."

"Hayır, öğrenemezdin. Eğer beni yakalarsan diye senaryo kurmuştum. Sorguda seninle hayvan gibi dalga geçip senin sinirlerini hoplatacaktım."

"Sen..."

"N'olmuş bana?"

"Bücür ve yaramazsın ama nedenini bilmediğim bir şekilde eğlencelisin."

"Lan iki sene boyunca peşimde. Şimdi mi fark ettin?"

"O sıra seni öldürmek istiyordum. Dikkat etmemişim."

Güldüm ve odadan çıktım.

"Acele edelim. Buraya yürürken sarayın üst camlarından birinde Prenses Açelya öfkeyle bize bakıyordu. Hesap vermen gerekiyor."

Amiral sıkıntıyla ofladıktan sonra "Kıskançlığını kim çekecek?" diye sordu.

"Sen."

"Benden namuslu ve bağlı birini bulamaz. Kıskançlığı bırakmıyor." dediğinde güldüm.

"Onu sevmeyen birisin. Ne kadar bağlı olabilirsin?"

"Başka kadınlara asla bakmam."

"Çok sağ ol ya."

Amiral gülerken meşaleyi aldı ve odadan çıktı.

Arkasından odadan çıktıktan sonra kapıyı örttüm.

"Boran."

"Efendim."

"Bu doktor şimdi nerede? Biliyor musun?"

"Hayır, bilmiyorum ama bir yerde hayatına devam ediyor olabilir. Burada çalışırken yaşı yirmi falanmış. Tabii şimdi altmışı rahat bulmuştur."

"Ölmüş de olabilir." diye mırıldandım.

"Ben bunu bir soruştururum. Eğer bulursam sana gelirim."

"Tamam, sağ ol."

"Rica ederim, bücür."

Mahkumun ZehriWhere stories live. Discover now