Mahkumun Zehri

Yeni Eşyalar

Sabah gözlerimi açtığımda beni izleyen bir çift göz ile karşılaştım.

Gülümseyerek Prens Bars'a baktım.

"Günaydın."

"Günaydın güzel kızım." diyerek saçlarımdan öptüğünde gülümsedim.

"Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sorduğunda hafifçe doğruldum.

"Buradan defolup gitmem gerektiğini hissediyorum. Burası beni hasta ediyor."

Güldü ve "Doktor da çıkabileceğimizi söyledi." dedi.

Mutluluk ile ayağa fırladığımda Prens Bars, "Sakin." dedi.

Geri yatağa oturdum ve ayağa kalkan Prens Bars'a "Haklısın." dedim.

"O yüzden beni sen taşır mısın Prens?" diye sordum.

"Buna da fırsatçılık deniliyor." dediğinde sırıttım.

Yanıma geldiğinde kollarımı iki yana açtım.

"Hadi, bugün yazılı sınavım var. Yorulmamalıyım. Sen taşı beni." dedim.

"Fırsatçı." diyerek beni kucağına aldığında gülümsedim.

Kollarımı boynuna dolarken "Gidebiliriz." dedim.

"Emrin olur." diyerek yürümeye başladığında göğsüne yaslandım.

"Teşekkürler Prens."

"Rica ederim, İlge."

"Kendim de yürürdüm ama sana mahkum olduğumu hep sen söyledin. O yüzden sen taşıyorsun beni." dedim.

"Bahane de hazır."

Başımla onu onayladım.

"Kesinlikle."

Birlikte sarayın bahçesinden geçerken herkes bize bakıyordu.

"Bu arada... Nereye gidiyoruz Bars?" diye sordum, merakla.

"Yeni odana. Seni dünden sonra tek bırakamam."

Gülümsedim.

"Odam sarayda mı?"

"Öyle bebeğim."

Birlikte saraya girdiğimizde tüm herkes bize bakmaya başladı.

Prens Bars beni kimseyi umursamadan kendi odasına getirdiğinde şaşkınlıkla ona baktım.

"Nasıl yani?"

"Artık benimle kalıyorsun. Benimle uyuyup benimle uyanıyorsun. Seni koruyacağıma dair söz vermiştim, işimi sağlama almam lazım."

"Ama Yekta yakalandı. En büyük tehdit oydu."

"O zaman... Ben seninle uyuyup seninle uyanmak istiyorum. Seni istiyorum İlge."

Gülümsedim.

"Buna karşı diyecek bir sözüm yok."

"Senin için kıyafet aldırıp odaya yerleştirdim. İstediğin gibi hazırlan ve giyin. Sonra kahvaltı ederiz."

Onu başımla onayladım.

"Ben duşa giriyorum. Çıkana dek hazırlanmış ol." diyen Prens Bars'ı onayladım ve o banyoya girdiğinde heyecanla yerimden kalkıp dolapları açtım.

Prens Bars'ın eşyalarının, kıyafetlerinin yanında benim de eşyam, benim de kıyafetlerim vardı.

Bu hoşuma gitmişti.

Kıyafetleri kısaca kurcaladım.

Gece kıyafetlerinden sportif giyime kadar her şey vardı.

Sinsi Prens.

Birçok elbise de vardı.

En rahat pantolonu ve gömleği giydim ve aynada kendime baktım.

Yeni kıyafetlerim olmuştu.

Hem de bir sürü!

Hayatım boyunca hiç bu kadar kıyafetim olmamıştı.

Hiç tıktıklamadan banyoya daldım ve "Teşekkürler Bars!" dedim.

Çıplak ve sabunlu bir şekilde bana bakarken masumca sırıttım.

"Efendim?"

"Eşyalar için teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Malum yerine gözüm kaydığında "Banyodan çık İlge." diye uyarı aldım.

"Elimi yüzümü yıkayıp çıkacağım." dedim ve dediğim gibi yüzümü yıkadım.

Geri çıkmak için kapıya yöneldiğimde aniden yönümü değiştirip Prens'i dudağından öpüp banyodan kaçtım.

Geri aynanın karşısına geçtim ve yeni tarağımla saçlarımı tarayıp saçlarımı güzel bir şekle soktum.

Aslında fena kız değildim.

Yüzümdeki yarayı da çıkarırsak güzel kızdım.

Hazırlanmam bittiğinde Bars da duştan çıkmıştı.

Havlulu haliyle bana bakarken "Çok güzel olmuşsun." dedi.

Sırıtarak ona baktım ve "Sen de bu halinle fena olmamışsın ama şu havluyu çıkarsan daha iyi olursun." dedim.

"Hiç kaşınma, çok işim var."

Omuz silktim ve "İyi, giyin sen." dedim.

Benim bu halime güldü ve "Yeni eşyaları görünce nasıl iyileştin?" diye sordu.

Gözlerimi kaçırdım.

"Ben iyileşirim. Sen beni boşver. Hazırlan da kahvaltıya inelim. Kurt gibi açım."

"Sen hep açsın İlge."

Onu başımla onayladım.

"Çok haklısın. O yüzden hızlı giyin." dedim ve yatağa oturdum.

"Sen izlerken mi?" diye sorduğunda başımla onu onayladım.

"Beni kendine oda arkadaşı etmeden önce düşünecektin."

"Katlanacağız mecbur." dediğinde onu başımla onayladım.