Korkuttun

2.9K 215 87
                                    

Amiral geri masayı gizli geçidin üstüne çekerken camdan Prenses Açelya'nın bizi aradığını gördüm.

Sırıtarak Amiral'e baktım.

"N'oldu? Neye sırıtıyorsun?" diye sorduğunda "Hiç." dedim.

"Öyle olsun."

"Hadi geç olmadan Prens Bars'ın yanına git."

"Peki." dedikten sonra aniden yanağından öpüp geriye çekildim.

Amiral durumu anlamazken Prenses Açelya'nın bizi izlediğine emindim.

"Bu da neydi?"

"Prenses Açelya'nın karşısında başarılı ol diyeydi."

Amiral dediğime gülerken "Sen de Prens Bars'ın yanında başarılı olmam için beni öpmek istiyorsan çekinme." dedim.

"Şansını zorlama ve git."

"Peki." diyerek kapıya yönelmiştim ki geri arkamı döndüm.

"Bu arada Prenses Açelya bizi dışarıdan görebiliyor."

Amiral küfrederken neşeyle "Görüşürüz!" dedim ve dışarı çıktım.

"Seni geberteceğim İlge."

Sırıtarak ahırdan çıktığımda Prens Bars'ın atına binmiş gittiğini gördüm.

Bu adam beni yanına çağırmamış mıydı?

"Prens!" diye seslendim, merakla.

Prens atını anında durdurup bana döndüğünde "Nereye gidiyorsun? Bana sözün vardı." dedim.

Prens bir şey demeden atından indikten sonra hızla yanıma geldi ve bana sarıldı.

Ne olduğunu anlamayarak "Ne bu? Bir şekil cezalandırma şekli mi?" diye sordum.

"Beni çok korkuttun! Neredeydin?"

"İşte kahvaltı yaptım, geliyordum. Kahvaltımın canlanıp beni öldürecek hali yok. Neden bu kadar korktun?" diye sordum.

"Miran ile kahvaltıya gittiğini biliyorum ve sen geri dönmeyince sana zarar verdiğini düşündüm."

"Miran neden bana zarar versin? İyi anlaşıyoruz, beni seviyor."

"Daha önce de söyledim. O adama güvenmiyorum."

"Hayır böyle bir şey yapacak olsa dahi beni öldüremez. Unuttun mu ben çevrede gezen kimyasal bir silahım."

"Unutmadım." derken elleri yanaklarıma çıkmıştı.

Çevreye hızla göz attım. Herkes bize bakıyordu.

"Bars." diye fısıldadım.

"Efendim."

"Herkesin gözü bizde. Uzaklaşsan mı?"

"İstemiyorum."

"Bence istemelisin. Eğer Kral Tan benimle bu ilişkinin sürekli olduğunu öğrenirse..."

Prens Bars sözümün bitmesine izin vermeden beni öptüğünde ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Bars ne yapıyorsun?"

"Seni korumaya söz vermiştim, yapamadım sandım."

"Rastgele bir askere fazla duygusal anlam yüklüyorsun."

"Rastgele bir askere kesinlikle anlam yüklemem."

"O zaman?" diye sordum.

"Asla benim için rastgele bir asker olmazsın. Daha fazlasısın."

En büyük silahıyım.

"O zaman şey..."

"Ney?"

"Neyim lan ben?"

Prens Bars dayanamayarak gülerken surat astım.

"Gülme."

"Emrin olur."

Prenses Açelya'nın bağırışlarını duyduğumda sessizce yutkundum.

Sanırım bu sefer Amiral fena batmıştı.

"Bars." dedim, fısıldayarak.

"Efendim."

"Bu bağırışların sebebi ben olabilirim. Buradan topuklayabilir miyiz?"

Prenses Açelya ile uğraşmak şu an kesinlikle istemiyordum.

Uzaktan sesini duymak bile yetmişti.

"Yine ne yaptın?"

Sanki hep bir şey yapıyordum.

Belki biraz yapıyordum ama çok yanlış bir yaklaşımdı böyle demesi.

"Hiçbir şey."

"Emin misin?"

"Sadece Prenses Açelya görürken Amiral'i ufacık öptüm."

Kaşları çatıldığında "Yanağından." diye belirttim.

"Amiral'in buna izin vermesine şaşırdım."

"Aniden yaptım."

"Benimle gel yaramaz. Çalışma odama gidelim."

Onu onaylayarak yanında hızla yürümeye başladım.

Birlikte saraya girdiğimizde "Prenses Açelya çok korkunç. Düşünüyorum da... Hayatım onunla geçecek. Korkutucu." dedim.

"Sen de iyi taktın Açelya'ya. Kızın sana hiçbir zararı yok. Gidip gidip nişanlısıyla onu sınıyorsun."

"Sadece sıkılıyorum."

"Sıkıldığın belli."

Sırıttım.

"Ama eğlenceli oluyor. Böyle görüyor ve sinirden köpürüyor. Amiral de kurtarmak için bin takla atıyor."

"Bir gün senin kafanı giyotinde takla attıracaklar."

Dudak büzerek ona yaklaştım.

"Senin bana sözün var. Beni koruyacaksın. İzin vermezsin beni öldürmelerine."

"İyi alıştın bana."

Başımla onu onayladım.

"Kesinlikle alıştım."

Çalışma odasına girdiğimizde Prens Bars kapıyı kilitledi.

"O zaman yarınki ikinci tur için çalışmaya başlayalım."

Onu başımla onayladım.

"Başlayalım."

Mahkumun ZehriWhere stories live. Discover now