Güvenmedin

2.3K 187 95
                                    

Kral Göksal'ın sarayına geldiğimizde askerlerin bazıları bizimle gelen hediyeleri hazine odasına taşıyor, bazıları ise dışarının kontrolünü sağlıyordu.

Ben ise Kral Tan, eşi ve Prens Bars ile Kral Göksal'ın huzurundaydım.

Onlar oturmuş sohbet ederken ben ayakta duruyordum.

Kral Göksal, bana boydan boya baktı ve "Askeri personel olarak kadınların bu kadar yükselebileceğini bilmiyordum." dedi.

"İlge bir istisna." dedi, Kral Tan.

"Başarılarını ve hayatını duyduk." 

Sesi fazlasıyla ima doluydu.

"Evet, öyledir. Şimdi bizimle görüşmeyi isteme sebebine gelebilir miyiz?" dedi, Kral Tan.

"Prens Aytuğ da ölünce açıkçası biz de korkmaya başladık." diyen Kral Göksal ile Kral Tan'ın eşi Kraliçe Nevra, "Ben bu sohbete dayanamayacağım." dedi.

"Kraliçe lütfen kalın. Sizin de burada olmanızı istiyoruz." dedi Kraliçe Talya.

"Oğlum öldü ve onu bir prense yakışır şekilde gömemedik."

Halkın korkmaması için onu sessizce gömmeleri gerekmişti.

Kral Göksal, "Eğer biz ölürsek yerimize geçmesine karar verdiğimiz kişiyi sizinle tanıştırmak istedik." dediğinde Bars, "Prenses Açelya'dan başka kim var ki?" diye sordu.

"Yeğenimin daha uygun olduğuna karar verdim." dedi, Kral Göksal.

"Kız kardeşinizin kraliyet haklarından vazgeçerek bizim halkımızdan biriyle evlendiğini sanıyordum. Çocuğunu tahta geçiremezsin." dedi, Kral Tan.

"Kız kardeşim ve eşi on iki sene önce öldürüldü. Bunun üzerine iki yeğenime uzaktan ben baktım. Bu yüzden buna hakkım var."

Kral Göksal sözü bitince askerlerinden birine baktı ve "Yoldan geldi mi?" diye sordu.

"Geldi kralım ama tek gelmiş. Kardeşini getirmemiş."

"Önemi yok. Onu içeri alın."

Askerler kapıyı açtığında Amiral içeri girdi ve Kral Göksal'a selam verdi.

Kral Göksal ayağa kalktı ve "Sizi yeğenim ile tanıştırayım." dedi.

Şerefsiz.

Bunu bana söylememişti.

"Amiral?" dedi, Kral Tan.

Herkes şok olmuştu.

Prenses Açelya da bu kişilere dahildi.

"Buyurun kralım." dedi, Amiral.

"Bizim ülkemizde onurlu bir askersin lakin bu sır senin için kötü olabilir." diyen Kral Tan ile Kral Göksal, "O benim veliaht prensim. Onun için kötü olacak bir şey yapacağınızı sanmıyorum." dedi.

Kral Tan, kız kardeşine döndü.

"Talya bana bunu neden söylemedin?"

"Ağabey bu benim için de sürpriz oldu. Kralımız kız kardeşi ile evlendiğinden beri görüşmüyordu. Ölümünden sonra yeğenleri ile daha çok ilgilendi sadece."

Kral Göksal, "Kız kardeşimin seçtiği adamdan dolayı onunla iletişime geçmemek hataydı." dedi.

Kendimi tutamayarak "Seçtiği adamdan sonra tepkiniz gayet doğalmış." dedim.

Herkes bana dönerken Kral Göksal güldü.

"Hadsiz ama kız kardeşimin eşi hakkında haklı."

Yumruklarımı sıkarken Amiral'e bakmamak için kendimi tutuyordum.

"Sen nereden biliyorsun bakayım babasını?" diye soran Kral Göksal'a baktım. 

"Yetimhane müdürümdü."

Kral Tan bana döndü ve "İlge sen dışarıda bekle." dedi.

Bir şey demeden odadan çıktığımda Amiral koşarak arkamdan geldi.

"İlge! Bekle beni!"

Bir şey demeden daha hızlı yürümeye başladım.

"İlge! Lütfen!"

Sinirle ona döndüm.

"Bana bunu nasıl söylemezsin Boran!"

"İlge açıklayamazdım. Kral Göksal bana bunun yasağını koymuştu."

Sinirle ona yaklaştım.

"Boran her şeyimiz kurallara uygun da bir bu mu kalacaktı?"

"İlge yapamazdım, anla. Bu bir sır olmalıydı."

"Boran hayatımdaki en büyük sırrın merkezindesin! Bana sır falan deme."

"Diyemezdim işte. Anla beni."

Gözlerine baktım.

"Bana güvenmedin."

"Ne?"

"Bana güvenmedin işte!"

"İlge lütfen böyle deme."

"Bundan sonra sakın yanıma yaklaşma."

"İlge... Lütfen. Seni seviyorum ve bu sırrı saklamayı sevmiyordum ama mecburdum."

Ona bakmadım bile.

"Kraliyet işleri seni bekliyordur. Git hadi."

"Senden gitmek istemiyorum."

Ondan bir adım uzaklaştım.

"Ama ben senden gittim Boran."

Boran bir şey diyecekti ki arkamı döndüm ve hızla oradan uzaklaştım. 

Neden kırıldım?

Neden canım yanıyordu?

Yanağımdan yakıcı bir sıvının aktığını hissettiğimde sessizce yutkundum. 

"Tüm erkeklerden nefret ediyorum."

Mahkumun ZehriWhere stories live. Discover now