-Bölüm 25-

33.9K 1.7K 102
                                    

-Kadının güzelliği kalbinden yansır-

   

Bir kez daha kalmaya karar vermiştim. Dün kalmanın güçsüzlük olacağına inanan kızın bu gün kalmaya karar vermesi büyük tutarsızlık. Hayat zaten tutarsızlıklardan ibaretti.

Ben kalacağım ve Barlas'la yeni bir başlangıç yapacağım. Umarım bu kez diğerlerinden farklı olur. Eşyalarımı dolaba yerleştikten sonra Barlas'ın yanına gittim. Koltukta oturmuş kafasını geriye yaslayıp gözlerini yummuştu. Kollarını da göğsünde bağlamıştı. Belli ki o da yoruldu. Yanına oturup ayaklarımı onun bacaklarının üzerine uzattım. Benimkiler sehpaya yetişmiyordu. Boyum kısa değildi sadece Barlas mesafeyi kendi boyuna göre ayarladığı için böyle oluyordu.

Gözlerini bile açmadan beni de kolunun altına aldı. Kafamı göğsüne yasladım. "Uyuma, daha bana anlatmadığın şeyler var."

"Önce kendini toparla biraz."

"Toparladım anlat hadi. Üstesinden gelirim korkma."

"Dün gece gördük bayıldın hemen." deyince kollarının arasında çıktım. O da kafasını kaldırıp gözlerini açtı ve koltukta dikleşip "Normal şeyler yaşamıyorsun, Hera. Tek başına fazlasıyla şeye göğüs gerdin. Atlatabileceğini biliyorum ama daha kolay atlatabilecekken niye zorluyorsun kendini. Zaten ne kadar güçlü olduğunu ispatladın. Biraz daha dinlen. Benim de buna ihtiyacım var."

"İyi tamam hadi film izleyelim."

"Hayır, her girişimimizi başarısızlıkla sonuçlanıyor. İkimizin birlikte bitirdiği bir film hatırlıyor musun?"

"Hayır, çünkü ikimizde film izlemektense birbirimizi deli etmeyi daha eğlenceli buluyoruz."

"Sen yanımdayken saatlerce elektronik bir alete bakmak bana cazip gelmiyor."

"Yarın yılbaşı."

"Sana verdiğim adrese gelir misin, yarın? Birlikte kutlayalım." dediğinde bir anda heyecana gelip kabul ettim. Sonra aklıma Akın gelince hayal kırıklığına uğradım. Ona söz vermiştim. Aman bana ne canım tabii ki de Barlas ile gideceğim ama önce Akınla buluşup onunla asla olmayacağını anlatırım. Sonra Barlas'la eğlencenin dibine vururdum.

Barlas'a attığım tokat durduk yere aklıma gelince elimin nasıl sızladığını bir kez daha hissettim sanki. Kim bilir onun yanağı nasıl acımıştır.

Kafamı çevirip her şeyden habersiz camdan dışarıyı izleyen Barlas'a baktım. Şu an o kadar her şeyden habersiz ve masum duruyordu ki tokat attığım için neredeyse pişman olacaktım.

"Yanağın çok acıdı mı?" diye sorunca kafasını bana çevirdi. Yüz ifadesinden ilkten anlamadığı belli olsa da kaşları çatılınca hatırladığını anladım. "Acımak mı?" diye hayretle sordu. "Yandı resmen. Buz koydum."

Alt dudağımı dişledim. "O an onu yapmam gerekiyordu."

"Yapmasaydın daha fazla acırdı." deyince dudaklarım yay gibi gerildi.

Elini ellerime uzatınca ikisini de arkama gizledim. Birinde ömrümün sonuna kadar benimle gelecek diğerinde geçmesi zaman alacak iki iz vardı. İkisinden de nefret ediyordum.

Çabalarıma rağmen üzerime eğilip ellerimi arkamdan aldı. Görmemesi için avuç içlerimi yere bakacak şekilde çevirdim. Bu kez de tersine çevirmeye çalıştı. Benim inadıma yapıyordu resmen. "Ya bırak ellerimi."

Sonunda amacına ulaştı. "Utanıp sakladığın şeyler benim hatalarım."

"Benim vücudumdalar. Bana aitler."

Barbar Where stories live. Discover now