-Bölüm 35-

28.9K 1.3K 91
                                    

Haftalardır beklediğim gün sonunda gelmişti. Aynada kendimi süzerken kendimi beğenmiş biri gibiydim. Kibir dolu düşünceler beynimde dönüp duruyordu. Son bir kez daha kendimi süzüp derin bir nefes aldım ve aşağıya indim.

Üzerimde siyah straplez bir balık elbise vardı. Saçlarımı da dağınık topuz yaptırmıştım. Yüzümde bordo bir ruj ve koyu bir göz makyajı vardı. Çanta taşımayı sevmediğim için yanıma sadece telefonumu ve cüzdanımı aldım.

Aşağıya indiğimde Barlas üzerine siyah bir takım elbise giymiş aynanın karşısında kravatını düzeltiyordu. Aynada benim de yansımam oluşunca bana döndü. O bir şey söylemeden ben fark ettiğim ayrıntıyı dile getirdim; "Bu gece o geceyle çok benzemiyor mu, Barlas?"

"Hayır, alakası yok."

"Var. O gece içinde çok hazırlanmıştım seninle gideceğim için çok heyecanlıydım. Sonra yine saatlerce aynada kendimi süzmüştüm. O gece de aşağıya indiğimde sen aşağıda beni bekliyordun. O gece de siyah bir takım elbise giymiştin-" kafamı ellerinin arasına almasıyla sustum. Bu sırada fark ettim; gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmıştı. Kalbim küt küt atarken korkudan titriyordum.

Barlas başparmaklarıyla yanaklarımdaki ıslaklıkları silerken "Vazgeçtim gitmeyeceğim." dedim. "Saçmalama. Yanından ayrılmayacağım söz veriyorum. Sen sahneye çıktığında da en önde seni izliyor olacağım. Söz, gözümü bir an bile ayırmayacağım üzerinden."

"Ya engel olamazsan. Ya bir daha aynı şeyler olursa?"

Gözünden bir damla yaş süzüldü. Alnını alnıma yasladı, "O zaman o pislikle birlikte beni de öldür, Hera. Ama söz veriyorum bunlara gerek kalmayacak. Bu kez kimseye emanet etmeyeceğim seni. Gözümden bile sakınacağım."

Bir süre böyle kaldıktan sonra ikna olmuştum. Bozulan makyajımı düzeltip tekrar geldim. "Barlas cebin var mı?"

"Var."

"Şunları cebine koysana." deyip cüzdanımı ve telefonumu uzattım. Cüzdanı koltuğun üzerine atarken "Buna gerek yok ben varken." dedi.

"Kimliğim var içinde."

"Bir sorun çıkmaz, benimki yanımda." dedi.

"Aman ne iyi!"

"Koca cüzdanı cebime sığdıramam kusura bakma."

"Elinde taşı."

"Esmer tenime çok da yakışır kırmızı." deyince kahkaha atmaya başladım. "İyi tamam telefonumu al ama."

"Aldım aldım." dedi ve Barlasın kolunda evden çıktım. Bana arabanın kapısını açıp binmemi bekledi. Ben de binince kendisi de yerini aldı. Yol boyunca beni cesaretlendirip durdu.

Okula geldiğimizde kocaman solon tıklım tıklımdı. Yer yer dizilmiş masaların etrafına gruplanmıştı millet. Bir anda tüm bakışlar bizi buldu.

"Bu gece fazla uzun sürmese iyi olur."

"Neden beğenmedin mi?"

"Bir tek ben değil ki herkes fazlasıyla beğendi." deyince ne demek istediğini anlayıp kıkırdadım. Beni kıskanması egomu fazlasıyla tatmin etmişti. Diğer erkekler umurumda bile değildi fakat Barlas beni beğenince kendimi dünyanın en güzel kadını gibi hissettim.

Kalabalığın içinde yavaş yavaş ilerlerken bizimkileri gördüm. "Seni birileriyle tanıştırmak istiyorum."

"Tabii."

Bizimkilerin yanına gelince bir elimle Barlas'ın elini tutmaya devam ederken diğer elimle Tarık'a sarıldım. Sonra diğerleriyle de selamlaşıp tek tek Barlas ile tanıştırdım hepsini. Kızlar yiyecekmiş gibi Barlas'ı süzerken rahatsız oldum. Ne yapsam da masadan ayrılmanın bir yolunu bulsam diye düşünüyordum. Bu sırada Ayten hocayla göz göze geldim.

Barbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin