-Bölüm 56-

10.8K 601 57
                                    

Akşamüzeri olduğunda ben ağrıyan karnımla uğraşırken Barlas odasında ne işler karıştırıyor hiçbir fikrim yoktu. Açıkçası merak da etmiyordum. Bu durumdan memnundum. Hatta mümkünse özel dönemim bitene kadar o odadan çıkmayabilirdi. Yaklaşan özel dönem için önlemimi almış koltuğa gömülmüştüm. Üzerime battaniyemi de örtmüş olsam da sıcak su torbası olmadan atlatamayacaktım belli ki. Yine de yerimden kalkmaya üşendiğim için direnmeye devam ediyordum. Aslında Barlas tam da şu anda devreye girip bana sıcak su torbası hazırlayabilirdi ama bunu ondan istemeyecektim. Bu her kızın başına gelen, gayet normal bir şeydi. Hatta çağımızda erkekler bile en az kadınlar kadar bilgiliydi bu konuda. Yani Barlas'tan sıcak su torbası istemek gibi bir çekincem yoktu. Sadece daha eline Ped paketini aldığında bile utanan bir adamı böyle şeylerle uğraştırmak istemiyordum. Hem bazı şeyler sadece kızlara özel kalmalıydı bence.

Yarım saat kadar sonra Barlas da yanıma gelmişti. Beni battaniyeye sarılmış görünce odanın soğuk olduğunu düşünüp şömineye birkaç odun daha atmıştı. Bir kucak dolusu da fazladan getirmişti. Oda ısındıkça ağrım da hafiflemişti haliyle. Tamamen geçmemiş olsa da Barlas'a sataşacak kadar enerjim vardı. Özellikle de saatlerce odasında ne yapmıştı merak etmiştim. Ağrım şiddetliyken merak etmeye bile tenezzül etmemiştim ama şimdi merak ediyordum. "Ne yapıyordun odanda?"

"Kafa dinliyordum." diyerek beni benim silahımla vururken başarılı olduğunu sanmıştı belki de. Oysaki benim az sonra söyleyeceklerimden habersizken pek bir masumdu(!) "Haklısın, boş kafa fazla ses çıkarır." Deyip sinsi sinsi güldüm. Kafasını bana çevirip "Yine formundasın." Dedi sadece. Hiç utanmadan gülmeye devam ettim. Onunla uğraşmak çok zevkli bir işti. Her şeyden önce yerini biliyordu, durması gereken yeri kendisi kestirebiliyordu. Başka erkekler gibi sırf erkekliğini yüceltmek için saçma sapan yerlere çekmiyordu mevzuyu. Şakalaşmayı bile büyük bir ciddiyetle yapıyordu.

"Kitap okuyalım mı?" diye teklifte bulunduğunda aslında güzel bir fikir gibi gelmişti ama hormonsal dengelerimin bozulduğu şu günlerde bir aşk kitabı okumak istediğimden emin değildim. Duygusal bir bölüme fazla tepki verecek durumdaydım. Aslında kitabın erkek karakterine sinirlenip Barlas'a da kızabilirdim. "Yok, benim canım istemiyor."

"Neden?"

"Bilmem, biraz da sohbet edebiliriz."

"Ne hakkında?"

"Bilmiyorum, herhangi bir şey hakkında olabilir. Ortak alanlarımız hiç yok mu?"

"İkimiz de resim çizmeyi seviyoruz." Dedi sadece. Aynı bütünü tamamlayan içi parçanın ortak yönü bu kadar az olamazdı. Bence biraz konuşsak birçok ortak yön bulabilirdik. Hatta aynı filmin aynı repliğine bile gülmüş olabilirdik. "Bu kadar değildir bence. Mesela ben uyumayı da çok severim. Sen?"

"Benim için bir hobi değil, sadece gereksinim." Dedi. Sanki ben içi boş bir insanmışım da kendisi bir profesörmüş gibi davranıyordu. Bunu sürekli yapıyordu! Yine de yılmadım etmeye çalıştığımız bu sohbeti ben bölmeyecektim. Sakinlikle sormaya devam ettim. "Yemek yemeği de çok severim. Sen?"

Gözümün içine baka baka "O da aynı." Dediğinde bende ipler koptu. Sohbetin dağılmaması için yeterince çabalamıştım. Benim sabrım da buraya kadardı. "Zıkkımın kökü!" dediğimde kahkaha atmaya başladı. Tek derdi beni sinir etmek olan bir adamla sohbetimiz de bu kadar oluyordu işte.

"Tamam, tamam kızma! Ama bence bu sohbet çok saçma. Melike'm dediğim bir kadının yapmaktan hoşlandığı şeyleri dinleyecek değilim. Bana bilmediğim şeyleri anlat. Mesela kaç saç telin var ya da kirpiğin?" dediğinde donup kaldım. Normalde utangaç biri değildim. Hatta utanmaz biri bile olabilirdim. Her konuda söyleyecek bir şeyim olurdu illaki. Fakat Barlas'ın söyledikleri karşısında bildiğim tüm kelimeleri unutmuştum. Aylar öncesinde ondan bana beni bile unutturan tek gerçeğim olmasını istemiştim ve o bunu ciddi anlamda başarmıştı. O an birçok duygu içerisindeydim. En belirgini ise mutluluktu. Bir adam tarafından böylesine çok sevilmek beni mutlu etmişti. Gülümserken bakışlarımı kaçırdım gözlerinden. O ise bana bakmaya devam etti. Bakışlarının dakikalarca üzerimde olduğunu hissettim. Aylar öncesi şöyle dursun birkaç gün önce bile bana bakışlarımı kaçıracağımı söyleseler güler geçerdim. Benden nefret ettiğini sandığım zamanlarda bile gözlerinin içine dik dik baktığım bu adamdan gözlerimi kaçırmak ilkti benim için. Daha önce hiç tatmadığım şeylerin bağımlısı oluyordum onunla.

Barbar Where stories live. Discover now