-Bölüm 55-

13.5K 646 52
                                    

Uçurumun kenarında özgürlüğe sevdalı kanadı kırık serçelerdik biz. Uçamadığımız için yol edinmiştik kendimize, bu incecik ipi.

Barbar’ımın kollarında yeni bir güne uyandığımda o hala uyuyordu. Düzenli nefes alış verişlerini duymasam ve kirpiklerinin tek telinin bile oynamadığını görmesem, hala bana sıkıca sarılışına aldanıp uyanık olduğunu düşünebilirdim ama o uykusunda bile beni sıkı sıkıya sarmayı başarmıştı. Bir süre sessizce onu izledim. Benim dışımda her şeyin uykuya daldığı bu sessiz odada ondan başka izlemeye değer bir şey yoktu. Hoş! Bir gün batımına karşı oturuyor olsa da onu izledim ya neyse. Gece boyunca çıtırtılar çıkarak yanan ateş bile sonsuz bir uykuya yummuştu gözlerini. Haliyle oda da soğumaya başlamıştı. Yorganın dışında kalan suratımın üşüdüğünü hissedebiliyordum. Gece boyunca Barlas’a sarılmakla meşgul olan ellerimi bu asil görevden yavaşça çektim ve avuç içlerimi yanaklarıma bastırdım. Bu gerçekten iyi hissettirmişti. Barlas’ın da yüzünün üşüdüğünü düşünüp onun suratını da avuçlarımın arasına aldım. O da en az benim kadar üşümüştü. Buz gibi yanakları sıcacık ellerimle buluştuğunda suratında oluşan rahatlama görülmeye değerdi. Bir süre onun güzel suratını izledim. Yüzündeki her bir ayrıntıyı, en ufak bir çizgiyi bile hafızama kaydetmek için dikkatle inceledim yüzünü. Böylesi bir adama pek rastlanmazdı. Hazır rastlamışken doya doya bakmak istedim. Doymak mümkün değildi.

Yüzüm tekrar üşümeye başladığında sıcaklık arayan bir serçe kuşunun annesinin kanatlarının altına sığınması gibi sığındım ona. Yüzümü boyun girintisine gömmemle irkilerek uyanması bir oldu. Sanırım benim buz gibi burnum onu üşütmüştü. Mahcubiyetle geri çekilip yüzüne baktım. Uyku mahmuru gözleri kısık, kaşları ise çatıktı. Birkaç saniye kadar bana bu şekilde baktıktan sonra olanları idrak etmiş olacaktı ki gece boyunca etten birer halat gibi beni saran iki kolundan birini açtı ve elinin dışıyla yanağıma dokundu. Elinin dışı bile fazlasıyla sıcaktı. İçiyle buluşmak için can atıyordum. Neyse ki beni fazla bekletmedi. Kocaman ellerinin sıcacık avuç içiyle yanağımı kavradı. Hem istediğim hem de ihtiyacım olan her şey ondaydı. Bu küçük bir çocuk için cips tadı veren brokoli gibi bir şeydi.

“Oda tamamen soğumadan odun getirsem iyi olacak. Zaten ateş sönmüş tekrar tutuşması zaman alacak.” Dedikten sonra kalkıp gitti. O üşenmeden buz gibi soğuğa çıkıp odun kırmaya giderken ben sıcacık yorganın içinden çıkmaya acizdim. Onun bıraktığı sıcaklıkta yayılırken yorgana sıkı sıkıya sarılıp tekrar uykuya gözlerimi yumdum. Onun kadar olmasa da onun bıraktığı sıcaklık da güzeldi.

Kendiliğimden uyandığımda oda sıcacıktı. Öyle ki uykumda bunalıp yorganı bile üzerimden atmıştım. Şöminedeki ateş alev alev yanarken aklıma tek bir soru takılmıştı. Dün geceki yağmurdan sonra Barlas o kuru odunları nereden bulmuştu? Ben bunu düşünürken Barlas geldi. Elindeki tüy yumağı gibi şeyle ayakucuma oturdu. Elindeki ufacık şey Barlas’ın koca ellerinin içinde kaybolmuştu neredeyse. Sanırım o bir kuştu. Yine de emin olmak için bunu Barlas’a sordum. “Barlas, o nedir?”

“Küçük bir serçe.” Derken daha iyi görmem için bana uzattı. Sağ kanadı sargılı ufacık bir şeydi. O kadar masum ve savunmasız duruyordu ki başına gelenler için ona üzülmüştüm. “O ne olmuş?”

“Sanırım dünkü fırtınada kanadı incinmiş.”

“Niye annesi bırakıp gitmiş mi onu?”

“Saçmalama Hera! Yavrularını bırakıp gitmek sadece insanlara özgüdür. Hayvanlar böyle şeyler yapmazlar.” Derken gözlerinde acıyı gördüm. Tüm bunlar daha birkaç hafta önce annesi tarafından bıçaklanan bir çocuğun sözleriydi. Biraz dikkatli dinleyince içinde ufacık bir çocuğun hayal kırıklıklarını bulabiliyordu insan. Yavaşça sokuldum yaraları açıkta olan o çocuğa. Yaralarını nedensiz bırakmamıştı açıkta. Birinin sarmasını bekliyordu belli ki. Tıpkı bu küçük serçe kadar savunmasızdı aslında. Ona Barbar diyordum ama o bu kelimeye yeni anlamlar kazandırıyordu. Hiç masum bir Barbar olabilir miydi? O öyleydi. Üzerine aldığı kötü bir sıfatı bile iyi taşıyordu.

Barbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin