-Bölüm 63-

11.7K 548 27
                                    

-Cesaretimi Sorgulama!-

Silahı çenemin altına yerleştirip parmağımı tetiğe yerleştirdim. Tıpkı Barlas'ın öğrettiği gibi. Bilseydi hiç öğretir miydi? Ben öldükten sonra kendine çok kızacaktı belki de ama sonra unutacaktı her şeyi. Hatayı kendinde aramaktan vazgeçip yoluna devam edecekti. Belki de ona ölenle ölünmeyeceğini söyleyecektiler. Cümledeki ölü ben olacaktım.

Kapı kırılma sesi geldi kulağıma. Hemen banyonun kapısına baktım. Yerli yerinde duruyordu. Öyleyse kırılan odanın kapısıydı. Peki, gelen kimdi?

"Günaydın Barlas Bey. Ya da Barbar mı demeliyim. Hera sana böyle söylerdi değil mi? Nerede o?" diyen beni kaçıran Murat denen adamdı. Onun sesini duymak beni korkutmuştu. O depoda yaşadıklarım gözümün önüne gelmişti tekrar.

Barlas yüksek bir ses tonunda "Gitti!" dedi. Bunu neden yaptığı açıktı. Buradan çıkmamam için yapıyordu bunu. Aklı sıra burada olmadığıma inandıracaktı onları.

"Nereye?"

"Bilmiyorum, terk ettim onu. Tüm bu yaşadıklarım bir kız için fazla."

"Silah bendeyken bana yalan söylemezsin değil mi Barlas? O kadar aptal olduğunu düşünmüyorum."

"Değilim zaten, yeni birini çoktan buldum. Eğer nerede olduğunu bilseydim sana kesinlikle söylerdim."

"Sağ ol Barlas. Siz gidip arabada bekleyin beni. Barlas Beyle biraz da sohbet edeceğiz biz." Demesiyle birkaç kişinin ayak sesleri duyuldu. Murat denen adam tekrar konuşmaya başladığında "Keşke, tek hesabım o kızla diyebilseydim Barlas ama biliyorsun sana o kurşunu sıktığımızda seninle de bir hesabımız açıldı ve ben yarım bıraktığım işi bitirmeliyim." Dedi. Barlas'ı vuracağını anlayınca banyodan çıktım hemen ve silahımı Murat'ın kafasına dayadım. "Barbar'ıma doğrulttuğun silahı hemen indirmezsen çok kötü şeyler olur."

Hiç aldırış etmeden bana döndüğünde silahı hala Barlas'a dönüktü. "Ne gibi Hera? Beni vurur musun yoksa? Sen bunu yapamazsın. O cesaret yok sende. Olsaydı daha önce yapardın."

Elimdeki silahla ayağına ateş ettiğimde acı içinde inledi. "Ben Barbar'ın Melike'siyim cesaretimi sorgulamaya kalkma bir daha." Dedikten sonra silahı alnına dayadım. "Şimdi o silahını Barbar'ımın üzerinden çek!"

Korku içerisinde silahını indirdiğinde Barlas koşup çantayı aldı bu sırada ben de silahın arkasıyla adamın suratına vurdum. Bayılır diye bekledim ama sadece burnu kırıldı. Oluk oluk kan akarken Barlas elimdeki silahı alıp "Öyle olmaz." Dedi ve silahın arkasıyla ensesine vurduğu gibi adamın bayılmasına neden oldu. "Böyle olur."

"İlk yapışımdı o. Bir dahakine daha iyi yaparım." Derken Barlas elimden tutup beni dışarı çıkardı. Etrafına bakıp çıkacak yer ararken "Aşağıya inersek peşimize takılırlar. Başka çıkış bulmamız lazım."

"Camdan atlayalım."

"Bu kolla yapamam."

"O zaman tabanlara kuvvet." Deyip elinden tuttum ve koşmaya başladık. Haliyle bizi hemen tanıdılar. Bu soğukta hangi manyak üzerinden sadece bir kazak ve bir iç çamaşırıyla bir adamın elinden tutup koşardı ki? Onlar da peşimizden koşmaya başladıklarında Barlas elindeki çantayı atmıştı. İzimizi kaybettirmek için işlek caddelere girdik. Ama ben çok fazla dikkat çekiyordum. Üstelik herkes pembe iç çamaşırlarıma bakıyordu. Barlas da bundan rahatsız olmuş olacaktı ki bir mağazaya soktu beni. "Delirdin mi sen? Kıskançlığın sırası mı? Yakalanacağız."

"Kostüm giymek için vakit yaratmamız gerek sadece. Sonrası kolay."

"Onu nasıl yapacağız peki?"

Barbar Where stories live. Discover now