-Bölüm 47-

11.9K 690 35
                                    

Hayatımız milyonlarca andan ibaretti. Ve ben milyon tane anın içinden sadece Barlas'la dans ettiğimiz geceyi istiyordum. O gece umutlarımın içimde yeşerdiği ilk geceydi. İçimde en ufak bir umudun bile kalmadığı bu gecede o geceyi düşlüyordum.

Güneş ışınları göz kapaklarıma çarparak beni uyuduğum uykumdan sıyırdığında saçlarımda bir elin gezindiğini hissettim. Burnuma gelen odunsu kokudan bu kişinin Barlas olduğunu anlasam da inanamadım. O adamlar beni öldüreceklerdi en son. Üstelik Barlas öldüğümü düşünüyordu. Buna rağmen gelip beni bulmuş muydu yani?

Gözlerimi açtığımda Barlas'la göz göze geldim. Bana içtenlikle gülümsediğinde ben gülümsemenin yeterli olmadığına karar verip boynuna sarıldım ve tuttuğum gözyaşlarımın boşalmasına izin verdim. Bir yandan iç çekip bir yandan hıçkırırken sanki mümkün olabilirmiş gibi daha sıkı sarılmaya çalışıyordum. "Yanımda olduğuna inanamıyorum. Silah sesini duymana rağmen gelmişsin. Geleceğini biliyordum zaten bana söz vermiştin. Nerede olursam olayım gelip beni bulacağını söylemiştin ama yine de çok korktum."

Güçlü kollarıyla beni sıkı sıkı sararken "Ben de çok korktum ama bak birlikteyiz yine." Diyerek beni sakinleştirmeye çalışsa da gözyaşlarım durmak bilmiyordu. Belki de bir saat kadar bu şekilde kaldık. Bu bir saat içerisinde defalarca kez birbirimizin kokusunu içimize çekmiştik ama yine de doyamamıştık. Yiğit odaya girmeseydi belki de saatlerce böyle kalabilirdim. Barlas'tan ayrılırken Yiğit'e çevirdim kafamı. Bu defa da sizi bastım derse kızmayacaktım. Özlemiştim çünkü onu.

"Bu ne uyku be kızım. Ben bile bu kadar uyumuyorum." Derken gözleri dolmuştu. Belli ki o da beni özlemişti. Beni böylesine özleyen dostlara sahip olmak çok güzeldi.

"Kaç saattir uyuyorum ki ben?" diye sorduğumda Barlas "Seni aldığımızda zaten uyuyordun. Buraya geldiğimizden beri iki gün geçti." dedi.

"Bu kadar uyumam mümkün değil. O adamlar bana bir şey yapmışlardır." Dediğim sırada Poyraz "Hayır, sana bir şey yapan biziz." Diyerek içeri girdi. Elinde ufak bir ilk yardım çantası vardı. Ben söylediklerine anlam veremeden o yanıma gelip uzanmamı söyledi. Bir açıklama yapması için kafamı Barlas'a çevirdim. "Dediğini yap sadece." Dediğinde ona güvenmek zorunda kaldım. Yiğit kapıyı ardından kapatıp giderken tekrar yatağa uzandım. Barlas elimi tutarken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Poyraz'ın üzerimdeki tişörtün eteklerini yukarı sıyırdığını hissettiğimde ne yaptığına bakmak için kafamı ona çevirdim. Midemin üzerinde hafif kanlanmış bir sargı bezi gördüğümde gözlerim kocaman oldu. Kafamda bir sürü soru işareti oluşurken ben yine Barlas'a çevirdim kafamı. Eğer söyleyeceklerine inanacağım biri varsa o da Barlas'tı. Bir eliyle elimi tutmaya devam ederken diğeriyle yüzümü okşadı. "Korkma, sadece sargı bezini değiştirecek."

"Ne oldu ki bana?"

"Anlatacağım, şimdi Poyraz'a izin ver yarana baksın." Dediğinde mecburen soru sormayı bıraktım. Poyraz sargı bezini değiştirirken dikkatle onu izledim gördüğüm kadarıyla bir sürü dikiş vardı derimde. Midemi alacak halleri olmayacağına göre sadece ufak bir yaralanma olmalıydı. En azından ben öyle umuyordum. Poyraz işini bitirip gittiğinde hemen Barlas'a çevirdim kafamı. Bana oldukça uzun bir açıklama yapmak zorundaydı.

"Ben geldiğimde bunu çoktan yapmışlardı. Poyraz ne olduğunu öğrenene kadar seni uyuttuk. Şuan acı duymamanın nedeni de o bölgeyi uyuşturmuş olmamız." derken yine sakindi ama bakışları çok farklıydı. Sürekli kaçırıp duruyordu. Sanki bir suç işlemişti. Hikâyenin bu kadar olmadığı belliydi. Elimi uzatıp çenesini tuttum ve yüzüme bakmaya zorladım. "Her şey geçmedi değil mi?"

"Her şey yeni başlıyor."

Derken gözlerindeki acının bir kurşuna dönüşüp bedenime saplanışını fiziksel olarak hissetmiştim. Artık mücadele etmekten bıkmışken aslında savaşın yeni başladığını öğrenmek beni koca bir hayal kırıklığına uğratmıştı. Barlas'ın içime uyuşturucu yerleştirdiklerini söylemesinden sonra yarım saat geçmişti. Hala olanları idrak etmeye çalışıyordum. Üvey annem beni oğluna layık görmediği için uyuşturucu kaçakçılarına satmıştı. Onlar da nasılsa parasını ödedik diyerek midemin bir kısmını alıp yerine uyuşturucu koymuşlardı. Böylelikle satmak istedikleri uyuşturucuyu rahatlıkla sınırların ötesine gönderebileceklerdi. Başka insanlar hayatlarını zehirlesin diye ben canımı verecektim. Böyle anlatınca her şey çok basitti aslında. Mantıken düşünürsek bir deli için temiz bir plandı. Ama ben mantığımı yitirmiştim. Artık ne iyi ne kötü ya da başıma daha kötü ne gelebilir diye düşünemiyordum. Kafayı yiyecektim. Tüm bunlar fazla ağırdı benim için. Artık huzuru buldum derken tüm bu olanlar şaka gibiydi. Sanki biri bana kötü bir şaka yapıyor ve birazdan biri gelip kameraya el sallamamı söyleyecekmiş gibi hissediyordum. Hayat bu kadar saçma olamazdı değil mi?

"Hayat bu kadar saçma olamaz." Yarım saat sonra dudaklarımdan dökülen ilk kelimelerdi bunlar.

"Üzgünüm-" demesine fırsat bırakmadan bir yandan ona yumruklar atarken bir yandan da bağırıp çağırmaya başladım. "Dalga mı geçiyorsun? Üzgün müsün yani cidden! Zamanında yetişmiş olsaydın bunlar olur muydu söylesene. Bir kere de zamanında gelsen ölür müsün? Senin gelip beni kurtarman için benim illa vücudumda bir yara açılması mı gerekiyor? Neden bir kere bile zamanında gelmedin Barlas?" Ben ona tüm bunları söylerken ne engel oldu ne de ağzını açıp bir şey söyledi. Artık bağırmaktan ses tellerim acıdığında ve onu dövmekten yorulduğumda olduğum yere çöküp kaldım. Sıklaşan nefesimi düzene sokmaya çalışırken Barlas'ın elini bana uzattığını gördüm. Elini elimin tersiyle iterken üzerimdeki giysinin kanlandığını gördüm. Sadece benimki değil onunki de kanlıydı. Muhtemelen ben vurduğumda kanamaya başlamıştı. Onun yaralandığından haberim yoktu. Kalkıp bakmak istedim fakat dizlerimin üzerinde doğrulduğum anda başımın döndüğünü hissettim. Gözlerim karardı, düşerken son hissettiğim Barlas'ın beni tutuşuydu.

Merhaba sevgili Barbar'larım. Ben çok iyiyim sizin de iyi olduğunuzu umuyorum. Üniversite dolayısıyla bölümlerimiz biraz aksadı farkındayım. Sanırım yorumlardaki düşüş de bundan kaynaklanıyor. Derslerden vakit buldukça yazıyorum siz de bölüm hakkındaki en ufak bir görüşünüzü bildirmekten çekinmeyin lütfen. Hassasiyetiniz için şimdiden teşekkür ederim :)

Barbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin