amorf: atomları bir düzene göre değil de gelişigüzel dağılmış olan (bünye); kendine özgü bir biçimi olmayan (nesne)
biçimsiz, düzensiz gelişigüzel ilişkiler yumağı...
amorf.
Uyarı:
Kurguda +18 öğeler barındıran bölümler yer alıyor ve hikaye iki erke...
"...bir bakışımla kaçıyorsun, çünkü seni canlı canlı yemeye geliyorum..."
...
Usulca süzülüp terasa çıktığında gecenin sessizliğine lanet etti. Çünkü hala içerdeki ikili, kulağının dibinde sık ve derin nefeslerle birleşmelerini kutluyor gibiydi. "Ekip birbiriyle baya kaynaşıyor" diye tıslayıp 'hıh'ladı. Derslikte Xiumin ve Jongin tarafından işkence gördüğü yetmiyormuş gibi şimdi ofiste de Taemin ve Jongin yüzünden sıkıntılı saatler geçirecekti. Bir çözüm bulup o ortamdan soyutlanmalıydı. Kendi iradesiyle yaptığı bir şey olmadığı için bakışlarını düşüncelerini kontrol edemiyor, esmeri ve esmerin becerdiği oyuncak bebekleri izlemekten vazgeçemiyordu. Bir de "gel" demişti. "GEL!"
"Aklındakileri sikeyim piç!" diye hırladı sarışın olan. Teras masasının değişmeyen elemanı paketten bir dal sigara çıkardı. Çektiği her nefes birkaç dakika önce dudaklarını çağıran dudaklar aklına düşürüyorken, pantolonunda oluşan şişkinlik rahatsız ediciydi. Soğuk havaya güvenip, daireye girmemiş, bedenindeki Kai etkisinin geçmesini beklemek istemişti ama ne zihnindeki görüntüler ne de kulaklarındaki inlemeler bu konuda yardımcı olmuyordu.
Dışarı çıkmalıydı. Öyle de yaptı.
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
...
"Günaydın güzellik."
Sehun zorlukla göz kapaklarını araladı. Kulaklarına dolan ses hala uyuduğunu ve bunun bir rüya olduğunu düşündürse de aralanan gözlerinin önünde, üzerine eğilmiş onu inceleyen esmerin göz alıcı gülümsemesi rüyanın gerçek bir kabusa dönüşebileceğine işaretti. Özellikle dudaklarına çarpan ılık nefesin yarattığı his ve Jongin'in sabah içtiği kahvenin kokusunu...
Panikle üzerindekini iterek uzandığı koltuktan doğruldu. Her yanı tutulmuştu. Jongin itilmeyi yadırgamadan gülerek mutfağa ilerledi. "Yine kaçacağını tahmin etmiştim de ofise saklanacağın aklıma gelmemişti. Biraz yalnız çalışmak istediğim için geldim. İyi ki gelmişim. Sayende güne güzel başladım."
Sehun banyoda yüzünü incelerken bir yandan da gelen sesleri dinlemeye çalışıyor, Taemin'in ofiste olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Jongin yalnız olduğunu söylediğinde ise rahatlamanın aksine daha da gerilmişti. Onunla yalnız kaldığında ya fiziksel yönden ya da ruhsal yönden savuşturmakta zorlandığı darbelerle baş etmek durumunda kalıyordu.
Ofisteki varlığına ilişkin bahaneler uydurmaya çabalarken banyodan çıktı.
"Kahve?"
Jongin elindeki fincanlardan birini Sehun'a uzattı. "Daha iyi yapmaya çalıştım bu defa, bak bakalım ilerleme kaydediyor muyum?"
Sehun henüz tadına bakmadan "çok iyi" dedi. Jongin umursamaz ve küçümseyen rahatsız edici 'hıh'lamalı gülümsemesiyle başını iki yana sallayarak çalışma odasına ilerledi.
