amorf: atomları bir düzene göre değil de gelişigüzel dağılmış olan (bünye); kendine özgü bir biçimi olmayan (nesne)
biçimsiz, düzensiz gelişigüzel ilişkiler yumağı...
amorf.
Uyarı:
Kurguda +18 öğeler barındıran bölümler yer alıyor ve hikaye iki erke...
UYARI: Yer yer cinsel içerik dozunda dalgalanmalar olacak, dozu aşan kesitlerin başında ve sonunda uyarı notları var isteyenler o bölümleri atlayabilir. İyi okumalar ❣️
BAEKHYUN - Betcha
"Kabul ediyorum takığım sana.
...Aklımdasın her gün, nerede olduğunu ne yediğini merak ediyorum. Başka şeyler düşünmeye çalışsam da pes ediyorum, kurtulamıyorum senden.
Bütün günümü seninle harcıyorum, izin veremem gitmene.
Bahse girerim biz kaderiz."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
... Chanyeol annesinin odasından çıktığında sekreterin meraklı bakışlarını fark etmekten çok uzaktı. Kalbi deli gibi atarken cebindeki telefonunu çıkarıp annesinden gelen mesajlara daha doğrusu mesajlardaki fotoğraflara bakakaldı. Uzun sayılabilecek bir sürenin ardından sekreterin ona seslenmesiyle kendine geldi. "Kötü bir haber mi? Yüzünüz bembeyaz oldu. Size su getirmemi ister misiniz?" Chanyeol, tedirginlikle dolu bakışlarını önce sekretere ardından ise kapıya çevirdi. "Hayır. Hayır teşekkürler" diyerek hızla oradan ayrıldı ve kendini odasına attı. Kris hemen yan odasından gelen kapı sesi ve ardından kırılan bardak ya da benzer bir cam objenin sesiyle yerinden kalkıp diğer 2 asistanın meraklı bakışları arasında Chanyeol'un yanına gitti.
Kapıyı çalmadan içeriye dalıp "Chan? İyi misin?" Diye sordu, bakışları duvardaki kahve lekesine ve yerdeki cam kırıklarına takıldı ancak çok önemsemeden uzun bedenin yanındaki yerini aldı. Chanyeol bir eli alnına masaj yaparken diğer elinde sıktığı telefonuyla camın önünde, Baekhyun'un kokusunu ilk defa o kadar yakından içine çektiği camın önünde duruyordu. Konuşmayan Chanyeol Kris'i daha çok endişelendirmeye başlamıştı. "Söylemeyecek misin neyin var? Seni Profesörün odasına girerken gördüm. Konu ne? Jongin ve Sehun mu?" Chanyeol, dolan gözlerini arkadaşına çevirdiğinde Kris durumun daha ciddi olduğunu anlamakta gecikmemişti. "Sehun'a bir şey mi oldu? Ya da? Ya da Jongin-" "Sadece Sehun ve Jongin değil, Annem Baekhyun'u biliyor. Hatta Kim ailesi de biliyor olmalı." Kris şaşkınlıkla sadece "nasıl?" Diye mırıldandı. "Hepsi benim salaklığım yüzünden, Sehun'un peşine birini, taktıklarını zaten biliyordum. Daha dikkatli olmalıydım." "İyi de hep dikkatliydiniz, yani dışarıda hep ayrıydınız. Değil miydiniz?"
Chanyeol telefonunun ekranını Kris'e doğrulttu.
"Pek değilmişiz." Kris, 3. ya da 4. karede muhtemelen Chanyeol'un evinin otoparkında çekilmiş olan fotoğrafı gördüğünde "sanırım sadece Sehun'u takip etmiyorlarmış" dedi. O ana dek Chanyeol fotoğrafların nerede çekilmiş olduğuna dair hiç fikir yürütmemiş, sadece Baekhyun'la bakıştıkları, birbirlerine sarılı olarak fısıldaştıkları ve en önemlisi asansör girişinde ve otoparkta veda öpücüğünü paylaştıkları anlara odaklanmıştı. Bir şeyleri idrak ettiğini belli eden bakışları Kris'le kesişti, uzun olan haklıydı.
