Niyazi|1.Bölüm

8.4K 622 958
                                    

Kıvrak saçlarımla bir Ronaldo olmasam da futbol konusunda hatrı sayılır bir Beşiktaşlıydım. En büyük hedeflerimden biri üniversite sınavında barajı geçmekti. Ah şu lanet sınavlar olmazsa hayat ne mükemmel olacak. Lisenin son yıllarını da haytalıkla geçirdiğimden dolayı ezberimde hiçbir not vesaire bulamamak beni deli ediyordu. Ne yani sınavı yine mi geçemeyecektim? Bu gidişle barajı geçemeyen bir Guinness rekortmeni olacaktım. Vaziyetime gülsem mi ağlasam mı ne yapsam?

***

Annem her zamanki otoriter yapısıyla karşıma geçip uzun soluklu konuşmasına başladı.

"Bak bana oğlum Niyazi, elindeki son kozu da kullanmazsan babana söylerim yarın sana ayakkabı boyası getirir, sokaklarda yeni hayatınla tanışırsın. Şimdi kafanı o laptop denen kutunun içinden çıkar ve söylediklerimi o kalın kafana sok. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim, haberin olsun."

Muhterem ev işleri bakanı Sena Hatun yine burnundan soluyor bununla kalmayıp hayatın çilesini benden çıkarıyordu. Ne yani benim tek derdim sınav mıydı?

"Anne beni sınavla tehdit etmeyi bırak artık!"

Laptopu elimden alıp kapıdan hızla çıkarken sinsice güldü ve ekledi;

"Sana bir arazi bulayım, ayakkabı parlat Niyazi."

"Hayır anne hayır! Ne olur beni bu şakanın içinden çıkar. "

Ve yine kabus dolu bir rüyanın daha içindeydim. Allah'ım ben nasıl bir aile ile sınava tabiî tutulduysam boş kağıt verip de çıkamıyorum. Artık cidden yeter, buna bir dur demeliydim. Gözlerimi yakan laptop ve telefon ekranında bir müddet uzaklaşmam gerektiğinin farkına varmam için illa kaybetmem mi gerekirdi? İyi bir futbolcu olabilmek için top oynamalı, uğruna yıllarını feda etmeliydi. Hobimi severken henüz fobimle tanışamamıştık. Durağan hayatımın sonsuza dek anne dırdırı etrafında geçmesine izin vermeyeceğimi kendime hatırlatarak üst rafa doldurduğum tüm test kitaplarımı masanın üzerine tek tek dizdim. Coğrafya, Tarih, Türkçe, Matematik derken Allah ne verdiyse sırayla çalışmaya başladım.

Üç saat sonra.

"Niyazi?"

Bu ses inceydi.

"Niyaziii?"

Halay sesi mübarek.

"Niyyazzziiii?"

İşte bu tehditvari ses karşısında uyumaya artık devam edemezdim. Gözlerimden birini açıp karşımda hayalen beliren anneme baktım. Annem âdeta sinirli gözlerinden üzerime ateş ediyordu. Ortamı yumuşatma işlemi yine bana düştü anlaşılan.

"Anne sen kilo mu aldın? Yoksa hamile misin hahaha? "

Sanırım biraz fazla güldüm zekice. Kafamda dolanan x ve y tarafından kaçırılan tutsak gibi hissediyorum kendimi.

"Oğlum sen ne işler çeviriyorsun? İki saattir Niyazi de Niyazi diyorum, yoksa sen sınava çalışıyorum ayaklarına oyuna mı daldın yine?"

Gözlerim tamamen kapalı bir vaziyette cevap vermeye çalıştım.

"Anne bana bir bardak su verir misin?"

Elindeki tavayı işaret ederek konuştu;

"Tava var yersen, olmayan kafana."

"Ama anne."

"Sınava çalışıyor görüntüsü veren sıpa seni. Senden ne köy olur ne kasaba."

Annemin söylediği sözle aklım bir an Murat Dalkılıç'ın Kasaba şarkısına gitti, hey Allah'ım. Ve son
darbeyi de naçizane gönlüme yapıp usulca ortadan kayboldu anneciğim. Ben bu sözün altında kalacağıma gol yerdim daha iyiydi.

Ve zafer için gün sayımı başlasın!

*Bölüm Sonu*

Görüşlerinizi bekliyorum. Umarım beğenirsiniz. 😍❤💜

Bölümler aralıksız şekilde gelecektir, okumada kalın. 😍🙈❤

Sizi çok seviyorum.

Not ; Zamane Gençleri 2 kitabın  devamıdır. Bu kitabı bitirenler o kitaba devam edebilir. Yanımda olan herkese sonsuz teşekkürler. ❤

İnstagram : @eminebrkn

Bana buradan ulaşabilirsiniz. 💙

Zamane Gençleri 1 #Texting |TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin