Su'yun İmtihanı/58.Bölüm

276 57 62
                                    

Su'yun Ağzından;

Dışarıya çıkıp gezmek için hava aldım. Ruhum özgürlük kanatlarını gökyüzünde çırparken kendimi pek huzurlu hissettiğimi fark ettim. Yaşanan olaylar canımı pek sıkmaya başlasa da umursamaz tavırlar sergilemeye çalıştım. Çünkü buna mecburdum, intikam uğruna davamdan vazgeçmemeliydim. Alnıma yazılan acıları bende ona iz olarak bırakmalıydım.  O beni hayattan soğutan ikizimden başkası değildi. Niyazi'yi sevemesem de egolarına katlanamasam da intikam oyunumda kullanacağım bir piyon olacaktı. Ve oyunun sonunda ben şah olup galip gelecektim. Düşüncelerim yüzümde tebessüme dönüşürken telaşlı bir şekilde yanımdan koşarak giden kapişyonlu erkeğe baktım. Bu çocuğun ne derdi var? Az daha beni de ezip geçecekti, gereksiz. Merakıma yenik düşüp arkasından yavaşça gidip onu takip etmeye başladım. Bir duvarın arkasına yaslandığını görünce bende yanında soluğu aldım. Beni fark etmiş olacak ki tedirgin bakışlarını gözlerimde gezdirip yüzüme baktı.

"Ses yapma lütfen. "

Başımı onaylarcasına salladım. Tam karşıda restaurant görünüyordu, burada dikilmemiz hiç uygun değildi. Acaba bu ukala çocuk kimi buradan gözetliyor?  Rasathane gibi çocuk mübarek, gözleri fıldır fıldır dönüyor.
Yüzündeki endişeyi hissedip omzuna dokundum. Aniden irkildi ve restauranttan gözlerini çekip bana baktı. Yaralı bir ceylan gibi bakan gözlerindeki acı içime işliyordu. Bu çocuğun nesi var böyle? Salya sümük ağlamamı mı istiyor yani?

"İyi misin şey.  Bay X. "

Gözlerinin içinde düşmek için can atan yaş sol omzuma düşerken zoraki konuştu.

"Ben Hasan. Babam kanserle savaşan annemi başka bir kadınla aldatıyor. Bak tam orada el ele tutuşup gülüşüyorlar. Onları her gördüğümde bu hayattan bir kez daha nefret ediyorum. Ne yapacağım hiç bilmiyorum. "

Hasan, bu isim pek tanıdık gelse de sustum. Ağlamamak için kendini zorlayan Hasan'ı teselli etmeye çalıştım. Aklıma benim annemin babamı aldattığı şüphelerim gelmeye başladı. Birden gözlerim restaurantta oturan kadına takıldı.  Bu kadın bu bakış bu kaşlar bu gözler. Yok artık, oha dedim en büyüğünden. Bu benim annemin ikizi olamayacağına göre annemden başkası da olamazdı. Ulan benim annemin bir ikizi yok, teyzem mi var sanki? Allah'ım sen kaçırdığım aklıma mukayyet ol. Sinirden saçlarımı tutup yolmak istedim, oturdukları masayı şöyle güzelce dağıtmak istedim. Moralim fazlasıyla bozulmaya başlarken Hasan ani değişimime şaşkınca baktı.

"Senin neyin var?"

Az önce gözlerimin içine ağlamamak için zor bakan Hasan'a şimdi ben zor baktım. Sinirden duvara bir yumruk bile atmaya başladım. Hay ben böyle şeyin içine tüküreyim, anne sen ne yapıyorsun orada? Babamı elin adamıyla aldatıyorsun resmen. Ama yok ben demiştim annem bir işler karıştırıyor diye kimseye kendimi inandıramamıştım. İşte kanıtlar karşınızda görüyorsunuz neyini anlatayım ki? Annemin ve Hasan'ın babasının rezilliklerini mi?

"Hey sana diyorum, neyin var?"

"Annem babamı senin babanla aldatıyor. "

Cevabım onu fazlasıyla şoka uğratmış olacak ki inanmayan  pörtlek gözlerle yüzüme baktı.

"Buraya sana teselli olmaya gelirken kendime devâ bulamıyorum. "

"Ne diyeceğimi bilemedim inan, bu durum ikimiz için de çok zor biliyorum. Ağlama lütfen. "

Daha fazla gözyaşlarımı içimde tutamayıp bıraktım. Belki ağlamak bir nebze olsun acımı dindirirdi?  Belki...

"Anneme aldatma konusunu açınca beni hep tehdit ederdi. Beni evden uzaklaştırma sebebi kendi emellerine ulaşma arzusuymuş demek. Biliyor musun annem beni hiç sevmedi, şu üvey babam yüzünden mi?"

Zamane Gençleri 1 #Texting |TamamlandıWhere stories live. Discover now