Cennet Mi Su Mu?|16.Bölüm

978 174 79
                                    

Kafamın içi ayıklanması gereken pirinç taneleri kadar karışık, ruhumun yok oluş destanı ise ben doğarken yazılmış.

Ben Niyazi. Üniversite sınavının yıkıp yok ettiği ruhun sahibiyim. Günlerdir konuştuğum anonimin sahibi  artık karşımdaydı. Ama bir saniye? Bu Cennet olamazdı,  Su hiç değil. Hayır hayır karşımda beni oyuna getirmeye çalışan Su duruyordu. Kendimi bir kaşık suda boğulacak gibi hissetmekten alamıyorum, kalbim âdeta can çekişiyor. Onu içeri davet edip olayın astarını öğrenmeye çalıştım. Hadi bismillah, gerçekleri anlamak sandığımdan da zordu.

"Su, seni beklemiyordum aslında biraz şaşırdım. "

Su karşımda ufak bir kahkaha atıp ayakkabılarını çıkarıp evin içine girdi. Bugün olduğundan daha mı güzeldi ne? Ah benim platonik sevdamın şekil alan hali, gönlümün sultanı sensin.

"Niyazi bu seni ilk görüşüm olmasına rağmen bu kadar samimi olman hoşuma gitti. Ben Cennet, tanıştığıma memnun oldum. Artık anonim diyarından çıkabiliriz."

Duyduklarıma inanamıyorum, bu bir şaka mıydı acaba? Kesin evin içinde bir yerlerde gizli kamera var. Her şeyin o anonim cezası yüzünden olduğuna şüphem yok. Zaten beni  Su'dan ayırmak için elinden geleceğini yapacağını imâ ediyordu. Vay be, planı gayet yaratıcı ilerliyordu. Ama ben bu plana yem olur muyum? Tabiî ki hayır!

"Cennet'i nereden tanıdığını bilmiyorum ama senin Su olduğuna kalıbımı basarım."

"Niyazi böyle emin konuşmaları bir kenara bırak da bana yaptığın kakaolu kekten ikram et. Misafire böyle mi davranıyorsun yoksa sen?"

Kakaolu kek fikrini yalnızca Cennet biliyordu. Ama o olması imkansızdı, olamazdı. Cennet bir kere şişman, diş teli takan çirkin bir kızdı. Whatsapp'tan gördüğüm o profil fotoğrafını düşünürken  gülüşü ile her şeyi bozuyordu.

"Dünya'dan Niyazi'ye. Artık buraya  dön, ben anonim Cennet'im diyorum."

"Hayır sen olamazsın. "

Gözlerini gözlerime doğru değdirdiğinde kalbim tekliyordu, içimde adını koyamadığım bir his oluşuyordu. Aşk? Hoşlantı? Sevgi? Kanka? Bizden ne olurdu ki? Sahi bu Su muydu Cennet miydi?

Kalbimin derin sularında boğulacak gibi oluyordum, sevgisi tüm ruhumu egemenliği altına alıyordu. Ben ilk defa böyle heyecanlanıyor, nefes alıp vermeyi unutuyordum. Yüreğimde adını koyamadığım bir şey varlık gösteriyordu. Yoksa adı aşk mıydı? Mahrum kaldığım bir şey...

"Niye ben olamam? "

"Çünkü sen Cennet olmayacak kadar güzelsin. "

"Teşekkür ederim. "

Cennet çok vaktinin olmadığını söyleyip mutfağa geçti, çayımızı doldurup kek, bisküvi,  krakerlerimizi yedik. Zamanın nasıl hızlı geçtiğini anlayamıyorduk. Onu gülümserken görmek beni mutlu ediyordu. Mesajlarda ona kızıp engel attığım her an için kendime defalarca kez sövüyordum. Ben böyle bir incinin kalbini nasıl kırabildim,  onu nasıl incitebildim ki? Cidden bir bilinmezliğe doğru sürüklenip gidiyordu yorgun zihnim. Kocaman karmaşıklığın ortasında kalakalan vaziyetimden sorumlu ben değildim. Sahi ben kimdim? Cevabını bilmemek ne acı öyle. Fikirlerim benden bağımsız bir şekilde ilerlerken karşımda hâlâ Su olduğuna inandığım melek gülümsüyordu, içten gülüşünü içime saklayasım geliyordu. Ah sen yok musun aklımı başımdan alıp duruyorsun?

"İki saattir yüzüme bakıp duruyorsun. Niyazi daha önce hiç kız görmedin mi?"

Korktuğum şey başıma geliyordu işte. Beni yanlış anlaması her şeyi daha da karma hale getirmeden konuyu toparlamam şarttı.

"Senin gibi güzel gülen bir kız hayatımda görmedim, kusura bakma. "

"Teşekkür ederim, mesajlardaki o hödük Niyazi'nin nereye kaybolduğunu merak etsem de beni mutlu ediyorsun. Ama lütfen çayını daha fazla soğutmadan iç, birkaç dakika sonra giderim. "

Ve yine güldü,  kalbimde bir mevsimin doğuşunu haykırıyordu âdeta yağmurlara,  kuşlara. O nasıl bir gülüş ki beni böylesine büyülüyor anlam veremiyorum. Ama havada aşk kokusu olduğu kesindi.

Daha fazla saçmalamayı kesip  onun için  yaptığım kekten bir dilim alıp iştahla güzelce yemeye başladım. Bir saniye, ben bu keki Su için yaptım. İddiayı kaybettim diye.  Ama karşımda zevkle keki yiyen  anonim Cennet duruyordu, bu işte bir terslik olduğu aşikârdı. Kafam tekrardan karışırken ağzımdan çıkanı kulağım biraz geç duyuyordu.

"Keki beğendin mi?"

"Evet çok beğendim. Niyazi böyle güzel kek yapmayı nereden öğrendi acaba? Bu gidişle görücülerin gelir haberin olsun. "

"Teşekkür ederim,  bulaşıkları yerime yıkasan fena olmaz. Senin için dağları delemem ama en azından sana yiyecek bir şeyler yapabilirim,  çay bile demlerim yani kaçırma beni.

"İlahi Niyazi sende olmasan kim güldürecek beni? "

"Bilmiyorum anonim hanımcığım çirkinciğim. Ay dilim sürçtü karşımda prenses duruyor resmen tütütü maşallah. "

"Pek de naziksin diyorum."

Konuşmak için hamle yaparken bir anda zil çaldı. Annem mi? Yook annem olamaz. Bu bildiğin azraildi. O zaman bana en güzelinden bir helva ayarlayın öteki dünyada yiyeyim bari.

Ruhuna el fatiha.

Bölüm Sonu. 😍💕🌼

Merhabalar güzel tatliş okurlarım. *_* Umarım bölümü beğenirsiniz.🌼 Yorumları artırın olur mu? :) Destek olan herkese çok ama çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız yahu!😍❤❤❤❤

Zamane Gençleri 1 #Texting |TamamlandıWhere stories live. Discover now