Egoların Prensi/57.Bölüm

259 61 34
                                    

İki gündür kendimi İngiltere Kralı yerine geçmiş Egoların Prensi Niyazi gibi hissettim. Gerçekten kırk yılın başında bir şeye yaramak harikulade oldu. Ben ve başarı? Bu iki sözcüğü bir arada kullanmak dahi beyin hücrelerinize aşırı basınçtan dolayı sinyal gönderebilir. Tamam muhteşem bir egoistin tekiyim, fakat bazen doğruları da söylemek gerekir. Yiğidi öldür hakkını yeme diye boşa çene çalmamışlar herhâlde. Uzun lafın kısası zekâm ile dört bir yanı sallamayı başardım. Yüce egom adına (!) ben mükemmel biriyim. Değil miyim? Öyleyim, ne sandınız ki?
Kıskananlar var farkındayım ama ben anamın biricik sanat eseriyim, bunu herkese anlatmalıyım. Allah'ım seçilmiş kulun olmak muhteşem egoma bir sayı daha kazandırıyor, çok  şükür Ya Rabbim sana.

Günlük taze egomu da fırından alıp üzerime en güzel tişörtlerimden birini geçirdim. Kafamdan yukarı zoraki giren tişörtle kendimi koca kafalı hissetmem mantıklı mı? Sanırım mantıklı, kot pantolonumla modellere ders verecek kadar muhteşem olduğuma emin olup sessizlik abidesi odamdan  dışarı çıkmaya başladım. Elveda benim bol konfor vaad eden yakışıklı yatağım. Tıp demiş burnumdan düşmüş yakışıklı yatağım...

Salonu da keşfeden gözlerim annemin  dırdır seslerini arıyordu. Where is the my mother?  Nerelerdesin gönlümün kır çiçeği annem? İnan senin bana Mina'da şeytan taşlar gibi sözlerinle taş tutmanı bile çok özledim. Kapalı kapıları meraklı bir felsefeci ruhuyla açarken annemin evde aslında hiç olmadığını anladım. Bu kadın sabahın  mübarek erken saatlerinde beni evde nasıl yalnız bırakır? Yok yani hırlısı var hırsızı var, böyle yakışıklı bir çocuğu nasıl evde tek başına bırakırsın ki? Hemen boy aynasından kendime baktım, iki gözüm de yerli  yerinde burnum hâlâ muhteşem koku alıyor. Başıma bir şey gelmediği için mutluydum. Tam dışarı kapıyı açacakken Dış İşişleri Bakanı Haydar Yaman geldi. Babamı görmemle yüzüme bir nur inmesi bir oldu. Nur topu gibi babam var daha ne olsun? Bugüne bugün bir tanecik oğluna araba hediye edecek, kulağa hoş gelmiyor mu? Evet mutluluğum zirvelere konarken mübarek insan konuşmaya başladı. Canım babam, muhteşemliğimi aldığım  insan.

"Niyazi sana bir şey getirdim. "

Babam arkasında tuttuğu hediye poşetini bana gösterirken otuz iki diş birden gülümsedi. Bu gülmeler hiç hoşuma gitmedi hacı. Yine kesin bu adam beni trolleyecek,  rez alalım yazar. Renkli hediye poşetini ellerime tutuştururken sinsice bir kere daha güldü. Gül baba gül, içinde kalmasın. Bende Niyazi isem bunun acısını çıkarırım.
Hemen elimde tuttuğum hediye poşetini açmaya başladım.

"Bu ne baba? Ayakkabı boyası almadın değil mi? "

"Yok kerata,  sana verdiğim sözü yerine getirdim sadece. "

Söz mü? İyi de babam bana verdiği sözleri hiç yerine getirmezdi. Unutkan bir bünyeye sahip oldugundan ötürü küçükken veli toplantılarıma hep annem giderdi. Canım anam, beni hep kollardı.

Hediye paketinin açılmasını merakla bekleyenlere söyleyeyim, bu işte bir bit yeniği var kesin korkuyorum. Son poşeti de açıp hazineye artık kavuşabilirim. Bir kutu? Acaba içi para dolu olan kutulardan olabilir mi? Yok canım nerede o şans? Babam bana zırnık koklatmaz ki.

Kutuyu hızla açıp içindeki hediyeye baktım. Bakmaz olaydım,  kendimi şu karşıdaki lacivert koltuktan aşağı atsam intihar etmiş sayılır mıyım?  Lütfen beni buradan alın gerekirse Uzaylılara verin, yeter ki kaçırın.

" Baba bu bir şaka mı? Ne olur şaka olduğunu söyle. "

Bir kahkaha kulaklarıma zarar verirken sinirden babamı iftar menüsünde kızarmış tavuk gibi yemek istedim. Ancak midem bu siniri hazmedebilir,  diğer türlüsü çok zor.

" Oğlum ne şakası? Bak sana verdiğim araba sözü, güle güle gez eğlen takıl. Yalnız ehliyetsiz sakın araba sürme. "

Yemin ederim bu adam beni delirtecek,  tımarhaneye yollayıp evde keyif edecek. Anlamıyorum babam bana neresiyle gülüyor? Oyuncak dükkanından satın aldığı uzaktan kumandalı arabayı hangi psikolojiyle bana verebilir? Çatı falan varsa ben tez elden gideyim buralardan, dayanamıyorum. Ruhumu çileden çıkardılar resmen.

"Baba ben oyun oynayacak yaşı geçeli çok oldu. Bana araba sözün vardı, bu kumandalı bebek arabasıyla hangi kız bana bakar ki? Egomla yollarda kalırız vallahi. "

Elimden sinirle yere düşen arabayı eline alıp devam etti.

"Son model araba işte, sen de ne zevksiz çıktın Niyazi. "

"Baba sen çocukluğuna doyamadın anlaşılan. Al bu arabayı benden sana hediye olsun, bir saniye daha kalırsam kesin nefes darlığı geçirip ölüm oyunu oynayacağım. "

Kırmızı bebek arabası babamın eline pek yakışırken öfkemden deli danalara dönmüştüm. Kapıyı sertçe çarpıp sokaklara saldım kendimi. Telefonumu çıkarıp kulaklığı takarken günlerdir mahrum kaldığım anonimciğim aklıma geldi. Hayırsız Niyazi, kızı niye unutuyorsun ki sen?

Cennet'im Aranıyor...

Defalarca çalmama rağmen telefona bakan yoktu. Tam ümidimi kaybetmişken bir ses huzurla gönlüme doluyordu.

" Efendim? "

Narin sesi günümü güzelleştiren ayrıntı olacaktı eminim.

" Seni merak ettim Cennet. "

"Kusura bakma  ben Cennet değilim. O gelince konuşursunuz. "

Nasıl? Sesin tıpkı Cennet gibi oysa. Aklım yine çorba haline gelirken sesi kesiliyordu.

"Cennet olmadığına emin misin? "

"Hoşça kal Niyazi. "

Ne hoşça kalı? Madem Cennet değilsin,  ismimi nereden biliyorsun zalim yâr?  Bir bilmece gibi gelişen hayatım yine mutsuzlukla sonlanıyordu. Teşekkürler hayat.

Bölüm  Sonu.😍❤

Selâmûn Aleyküm değerli ve mükemmel okurlarım.

Hepinizi çok seviyorum.

Bu arada medyadaki kapak mı olsunÖneri alayım.

Finale adım adım ilerliyoruz. Hepinizi çok özleyeceğim biliyor musunuz?

İyi ki yanımdasınız. 🙈

O güzel enerjiniz hiç bitmesin.

Zamane Gençleri 1 #Texting |TamamlandıWhere stories live. Discover now