Ağlama Yüreğim|7. Bölüm

2K 300 190
                                    

Cennet'in Ağzından;

Duyguları kirleten bir renkse sevmek, karanlığın içerisinde hapsolmaya razıyım. Sadakatin, dürüstlüğün , güvenin ne olduğunu dahi bilmeyenlerin cümle kurduğu âlemi anlamlandıramadı ruhum. Ziyadesiyle kaybetmişliğin zirvesinde, gökkuşağının solgun renklerini ayıklayıp tereddütle güneşi seyrediyordum. Durgun zihnimin sessizliğinde bocalayan her boşluğa bir detay eklemeyi düşünüyordum. Ellerimde yoksunken mavilerin ihtişamı, kazanmamın zafer türkülerinin ne önemi olabilirdi ki? Beyhude bir ömrün tekerlemelerini söylerken iki sıfır yenilgiyi tatmanın hüsranıyla baş başaydım, yeniden. Sebebi ne şu gözlerimi çevreleyen ince çizgiler mi? Yoksa gözlerim seni görmediğinden mi böyle kederlidir? Mevsimler bana seni hatıra diye değiştirirken renkleri, gönlümden silebilir miyim izlerini? Seni bir bahar kokusu diye çektim ciğerlerime ciğerlerime. Aşkına kanayan bir sevdanın ortasında kalakaldım, sen konulu düşlerle.

Bazen kırık bir düş olup düşüyorsun gözlerimden,
Seni yeniden severken.
El olup gidiyorsun maviliklerin içinden,
Ne olursa olsun yüreğimde kalasın hep sen.

Kalbim bir maratondaymışçasına hızlanırken kelimelere anlam katmaya çalıştığımın farkındaydım. Yazmayı seven, okumayı hobi haline dönüştüren biriydim. Hayatımın en güzel dönümlerini yaşarken tepe taklak düştüğümü de görmem içler acısıydı. Kaybetmek mi? Şu hayatta tahammül etmekte zorlandığım şeylerden biri haksızlık ve kaybetmekti. Satırlara duygularımı sığdıramazken yüreğimden taşıp dökülen kelimelerin altında mağduriyetimi çiziyordum. Sevdâ bir mermi olup beni kurşuna dizerken ölüme gülümsüyordum. Ee ne demişler, 'aşkın gelişi aklın gidişidir', çok doğru söylemişler. Ben seni sevdim seveli böyle çocuk, böyle dolu dolu yaşıyorum hayatı. Gökyüzüne salınan her aşk balonuna kalplerle ismini yazıp bırakmışlığım var çokça yüreğimden. Sen, yine habersizce vurdumduymaz tavırlarını sürdürürken ben seni sevmekle meşgulüm.

Kalem beyaz sayfanın üzerinde âdeta raks yapıp dururken siyah rengin asilliği beyazı güzelleştiriyordu. Senin siyahına beyaz olmak için nasıl da can atan bir kanarya olduğumu bilmiyorsundur şimdi sen. Ah sen, beyazlığı kadar saf yüreğime sevginin temellerini kuruyor sevdânı titizlikle içime nakşediyorsun. Yüreğime dökülen aşk tanelerinden nasibimi alırcasına seviyorum, titreyen bir kalemi avuçlarımın arasında inatla tutarcasına sabırla bekliyorum. Viraneliğin ortasına güzel yarınlar inşa etmek istiyorum. Şu kırık dökük viraneliğe şahane gözde baksan olmaz mı?

Tam yazmak için kalemi beyaz sayfanın yalnızlığına derttaş ilan etmek isterken telefon denen oyalayıcının sesiyle yerimden kalktım. Rahat koltuğumu bırakıp masanın üzerindeki telefonumu ellerimin arasına aldım. Gelen mesaja gülümseyerek baktım. Ben ve gülümsemek mi? O herkesin kınayıp ezip geçtiği cümlelere maruz kalan kız gülüyordu hem de en güzelinden. Diş telleri yüzünden yılların verdiği o somurtkan halden zerre kalmamış da sanki özgüven patlaması ile gülümsüyordum.

"Asabi Çocuk : En son bana şaka yapmıştın ama artık ciddi ciddi öldüğünü düşünmeye başladım. "

"Asabi Çocuk : Arada bir mesaj atsana canım sıkılıyor. "

Anında parmaklarımı klavyenin üzerinde yazmaya çalışırken buldum.

"Mavi Anonim : Ben sana göre değilim Niyazi. "

"Mavi Anonim : Yaşadığıma pek inanmadığım için ölmemde sıkıntı görmüyorum. Seni rahatsız ettiğim için kusura bakma, gerçi her yanım kusurlu ya o da ayrı. "

" Asabi Çocuk : Ne dediğini tam olarak anlamıyorum. Sana kırıcı şeyler söylediğimi biliyorum ama senin tipini beğenmemem benim sorunum değil. Bende senden çok özür diliyorum, güzel bir dostluğumuzun olmasını çok isterdim fakat sen narin bir çiçek gibisin seni incitmekten korkuyorum."

Zamane Gençleri 1 #Texting |TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin