Annem her zamanki otoriter yapısıyla karşıma geçip uzun soluklu konuşmasına başladı.
"Bak bana oğlum Niyazi, elindeki son kozu da kullanmazsan babana söylerim yarın sana ayakkabı boyası getirir, sokaklarda yeni hayatınla tanışırsın. Şimdi kafanı o l...
Sabahın erken saatinde uyanmak cidden baş belasıydı, üstelik yapacak hiçbir şeyimin olmayışı daha bir berbattı. Havanın soğuk olmasından şikayetçi olup yatağımın mevzilerini terk etmiyordum. Annem uyandığımı anlarsa büyük ihtimalle erkenden sıcak ekmek almam için zorla yerimden kaldıracaktı beni. Bu yüzden hiç uyanmamış gibi yapıp gözlerimi tekrardan yummaya çalıştım.
Olmuyor. Uyku gözlerimden düşüyor. Ah ah.
Can sıkıntımı bertaraf etmek ümidiyle iyi günler dostu telefonumu sehpanın üzerinden alıp battaniyeyi üzerime çekip telefonla ilgilenmeye başladım. Sessize aldığım telefonun mesaj kısmına girip Anonim Hanım'a mesaj attım.
"Asabi Çocuk : Günaydın. "
Onu dün aceleden engellediğimi hatırlayıp Whatsapp'tan hızla engeli kaldırmaya başladım. Bu esnada durumlara bakmayı da ihmal etmiyordum. Tabii yanlışlıkla annemin dün paylaştığı dini videoya da görüldü atmam biraz kötü oldu. Sabahın 7'si, ben internette ne yapıyorum diye düşünmez miydi anam? Herhalde iyi bir azar, kaliteli bir terlik dayağı beni bekliyor.
Ben bunları düşünürken beklediğim mesaj geldi.
"Anonim Hanım : Su olmayınca bana mı yazıyorsun, engeli de kaldırdın hayret. Günaydın bu arada zaten gözüme sayende uyku girmedi. "
"Asabi Çocuk : Bende bu saatte uyumadığına şaşırdım diyecektim lafı ağzıma tıktın, teşekkürler . "
"Anonim Hanım : Bir şey değil. Sena Hatun seni yakalamazsa iyidir. "
Dur! Bir saniye. Annemin adını nereden biliyor? Yoksa bu bir müneccim falan mı? ÖSYM sınavında instagram hesabımı bulup beni stalklayan aşık olan kızdan her şeyi beklemem gayet normal yani. İyi de ben annemin adından ona hiç söz etmedim ki.
"Asabi Çocuk : Sen benim annemin adını nereden biliyorsun?"
"Anonim Hanım : Dün rüyama girdi. Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle beni sana istiyordu da oradan aklımda kaldı. "
Biraz tebessüm sonrası yine çıldırmak üzereydim.
"Asabi Çocuk : Anladım. Yine de bilmen de fayda var, sen beni zaten ancak rüyanda görürsün. "
"Anonim Hanım : Senin Su'ya olan imkansızlığın gibiyim işte ne olsun. Neyse kekimi ne zaman yiyeceğim?"
"Asabi Çocuk : Zıkkım ye, tövbe tövbe illa sinir edeceksin beni değil mi? Hem Su benim müstakbel sevdiğim olarak kalacak, hayal değil gerçek olması için elimden geleni yapacağım. "
"Anonim Hanım : Olduuu görüşürüz, düğün davetiyeni bana da vermeyi unutma. "
"Asabi Çocuk : Seni düğünde görmek istemiyorum ki çok sinir bozucusun. Senin yüzünden Su beni bırakıp giderse çok kötü olurum. "
"Anonim Hanım : Şansını fazla zorlama, bahsettiğin kızı tanıyorum. Eğer böyle yapmaya devam edersen bir daha Su'yu asla görmene izin vermem haberin olsun. Şimdi köşede sessizce üzülebilirsin. 👋"
Aklım bir anda karmakarışık bir hal alıyordu. Neler oluyor böyle? Cennet neden bir anda volkan gibi patlamaya başladı ki? Tamam beni sevdiğini biliyorum ama olmayan sevgilimi de kıskanması biraz enteresan. Niye böyle yaptığına bir anlam veremiyorum cidden. Bir müddet cevap yazma işini ertelemek istediğim için telefonu kenara bıraktım. Hem Su'yu kaybetmek bu dünyadaki en acımasız şey olurdu benim için diye düşünerek tekrardan uyumaya çalıştım. Sağa dönsem nafile sola dönsem kafile, uyku gelmedi şu mübarek gözlerime.
Tam uyumaya tekrardan niyetlenirken kapı bir operasyon varmışçasına hızla ve çevik bir şekilde açıldı. Tövbe estağfurullah, çarpıldım mı? Kapıda kimse yok, inler mi cinler mi geldi? Hayır korkulacak bir şey de yok. Yavaşça sıcacık mükemmel yatağımdan çıkarken mümkün mertebe ses çıkarmamaya çalışıyordum. Zira neler olacağını kestirmem fazlasıyla zordu. Son kez bir kelimei şehâdet getirdikten sonra kapının yanına doğru ilerledim.
Allah'ım gelmiş geçmiş günahlarıma tövbe. Yine dünya işlerine dalıp seni unuttuğum için beni affet. İnşaAllah ölmeden önce toplu sevap hanemi doldurup kaza namazlarımı da kılarım. Amin amin.
Duâmı da ettiğim için geriye sadece kapıyı yeniden açmak kalıyordu. Bismillâhirrahmanirrahiym diyerek kapıyı çok yavaş bir şekilde açıyordum.
"Böööööö!"
Yok artık. Burada aksiyon yaşadık resmen. Anne, baba sayenizde ahirete erken rezervasyon yaptırıyordum.
"Korkmadım ama neden böyle bir şey yaptınız ki?"
"Sonra anlarsın oğlum. Ee madem bugün erkenden uyandın, git de en taze ekmekleri alıp gel. Bende sana şöyle güzel bir krep, kızartma, omlet yapayım. "
"Of anne korktuğum işte şimdi başıma geldi. Ooo ben gidip gelene kadar uykum beni terk eder. "
"Sabahın bu erken saatinde neler yaptığını bilmiyorum beyefendi. Şimdi sesini kesip naş bakkala! Ekmekler sıcak olsun. "
Annem babamla gülüşürken mecbur bende kıyafetlerimi değiştirip dışarı çıktım. Burada bir dram örneği çekilirken içeriden bana pis pis gülen anneme sitemlerimle.
Evet evin tek çocuğu olmanın yanında götür getir işçisi olmak hayli sorun teşkil ediyordu. Kaldırımın sağ tarafına adımlarımı kaydırarak yürürken bilin bakalım aşağıda kimi gördüm? Tabiî ki de Hasan'ı, sanırım siz Su'yu görmemi bekliyordunuz. Ama çok beklersiniz çünkü Su'yun bir sevdiği vardı ah ben öleyim. Aşk deyince ekmek elden düşüyor düşüyor, tövbe ya Rabbim burada amca oğluna rezil olmazsak eyidir (iyidir).
Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.
Kapağımızı nasıl buldunuz? 😍💜
Selâmûn Aleyküm sevgi pıtırcıklarım.
Evet diğer bölümde görüşmek üzere. :)
Öyleyseyorumve oylarınızla bu bölümü şenlendirin. ❤❤❤🌹
