''Lanet Ve Kan!'' Bölüm:22

598 59 28
                                    

 

YA ÇOK GÜZEL BÖLÜMLER YAKLAŞIYOR MUTLU OLUYORUM HAHA :DX BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZZZ :)X İYİ OKUMALAR :)X -L

David’in bana bakarken evimizin hizmetçileriyle bakışmasından kasabada ki kadınlara selam verişi ve en son o yatak görüntülerine kadar her şeyi görmüştüm. Bunu uzun ve ayrıntılı şekilde görmek istemediğim için ayrıntılı şekilde düşünmedim de. Parmaklarımın ucunda ki soğukluk uzaklaşmıştı, burnumu çekip gözlerimi yavaşça araladım. Harry ağladığımı fark etmişti ve daha fazla görmemi istemiyordu, tuttuğu bileğimi yavaşça bıraktı ve başını yukarı kaldırıp yutkundu.

‘’Sen haklıydın,’’ Gözlerimi kısıp kaşlarımı çatarak bulanıklaşmış görüntüsüne baktım. ‘’kazandın Harry şimdi beni rahat bırakabilirsin.’’ Dedim kısık sesimle, gözlerini kapatıp burun deliklerini genişletti.

‘’Üzgünüm.’’ Diye mırıldandı, dürüst olmak gerekirse buna inanmak istiyordum ama dürtülerim onun hissiz yönünü bildiği için inanmıyordu. ‘’Beni yalnız bırakabilir misin?’’ gerçekten şuan ihtiyacım olan bundan ibaretti. Başını sallayıp odadan çıktı, biraz düşünüp acımın tadını çıkarmalıydım.

                            ***

Terlemiş alnıma yapışan saçları tırnaklarımla çekerken derin derin nefesler almaya çalışıyordum. Hızla yataktan kalktım ve Harry’nin odasına koştum, yutkunurken arkamı kolluyor ve kapısına yumruklarımı indiriyordum sanki biri beni kovalıyor gibiydim. Kapı açılır açılmaz kendimi içeri attım, Harry yere düşmekten son anda kurtulan bedenimi yakaladı ve dikleştirdi.

‘’O… O orada… O geliyor… Beni öldürecek!’’ hala rüyadaydım ve o bu hallerime gülüyordu.

‘’Kimse seni yemeyecek çünkü bu evde Juliana, Helena, sen ve ben dışında kim—‘’ ve bir gürültü duyuldu, bu rüya değildi bu gerçekti ben o karanlık sisi görmüştüm. Harry kollarımın iki yanını kavrayıp yatağa oturttu. ‘’Hey,’’ dedi çenemden tutarak. ‘’bana bak. Aşağı inip ne olduğuna bakacağım, lütfen döndüğüm de buradan ayrılmamış ol.’’ Tabii ki de onu dinlemeyecektim. O kapıya yönelir yönelmez ayağa kalktım, cevabımı beklemeliydi.

Karanlıkta gözlerini devirip dişlerini sıktığını gördüm, ‘’Seninle geleceğim.’’ Diye fısıldadıktan sonra yumruğunu sıkan elini ellerimle kavrayıp sıkılı yumruğunu gevşettim. Ellerim bileklerine çıkarken bana döndü, gözleri simsiyahtı ama sanki yeşile dönmek için büyük çaba veriyor gibiydi.

Aşağı inerken gürültü kesildi, Harry’nin arkasına geçtiğimde Harry elini bırakmamam için elimi tutuyordu. Salonun içine gireceğimizi sanıyorken Harry aniden durdu hızımı alamadığım için hafifçe sırtına çarptım. Neden durduğunu anlamak için arkasından çıktığımda ağzımdan çıkan çığlık tüm evi inletmişti, odanın ortasında vücudu bedeninden ayrılmış başı iple sallanan tavşan vardı, kan başının altından akarken yutkunarak geriye çekildim.

Harry bana döndüğünde dişlerinin sivriliğini gördüm, çığlık atmamak için ellerimle dudaklarımın üstüne bastırdım. Odanın içine girip duvarı inceledi ardından duvara büyük bir yumruk geçirdi, bunun bir işaret yâda bırakılmış not olduğunu tahmin edebiliyordum ama bu nasıl bir çelişkiydi böyle? Neden bunu yapıyordu? Kulaklarıma dolan anlam veremediğim fısıltılarla yerimden sıçradım, kolumu sıkan parmaklar gittikçe gerginleşiyordu.

‘’Hadi Lucy.’’ Dedi Juliana ve beni olduğum yerden çekmeye çalıştı, bu evde ki acınası durumda olan tek kişi ben olmalıydım.

Yukarı çıktığımız da Juliana bana sarıldı ve sırtımı sıvazladı, o masum tavşanı o şekilde görmek hem midemi bulandırmıştı hem de kalbimi yaralamıştı. Hangi cani bunu yapabilirdi? David o kadar da iğrençleşmiş olamazdı değil mi?

Cold FLOWWhere stories live. Discover now