''Hırçın Sevgilim!'' Bölüm:35

598 58 12
                                    

ARTIK NİRVANAYA VURDUM YA :D İYİ OKUMALAR, BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :D ÖPÜŞME YOK AŞK YOK DİYENLERE KAPAK BÖLÜM ŞAKA ŞAKA AHAHAH :D SİZİ SEVİYORUM .)X -L

Öne doğru birkaç adım atarak Cassandra’nın yani Harry’nin dikkatini çekmeye çalıştım, bana bakarak bir kez daha kahkaha attı.

‘’Ama koruyabiliriz.’’ Dedim ve tıpkı onun gibi sinir bozucu bir şekilde güldüm, kaşlarını çatarak gülümsemeye devam etti.

‘’Juliana zarar görmeni istemiyorum.’’ Bir an için Harry’nin yeşil gözlerini gördüğüme yemin edebilirdim. Göz bebekleri tekrar genişledi ve simsiyah oldu.

‘’Eğer ona zarar verirsen seni öldürmenin yolunu bulduğum da bunu denemekten çekinmem kardeşim. Sandra’yı da peşinden cehenneme yollarım.’’ O gülerken ben yumruğumu sıkıyordum. Matt omzumu kavrayıp beni geriye çekti.

‘’Savaşmadan önce anlaşma öneriyorum.’’ Dedi Matt, ona baktığımda susmamı işaret ediyordu. Cassandra başını yana yatırdı.

‘’Kabul ediyorum, gün doğumuyla beraber batı kanadında ki Sandra’nın evinin orada olun.’’ Ne ima etmişti bu? Matt kaskatı kesildi ve sadece başıyla onaylamakla yetindi.

Aniden çığlık attı, Cassy düşeceği sıra birkaç ölü, John amca ve Matt hızlı davranıp onu yakaladılar. Anne elinde ince çubuğu Cassandranın bacağından çekerken hiçbir şey olmamış gibi oradan ayrıldı, nasıl duygusuz olabiliyordu?

Cassandra

 

Yorgun gözlerim açılmamak için direniyorlardı fakat onları dinlemeyip gözlerimi açtım. Atın üstündeydim, vücudum ata bağlanmıştı. Julia bana doğru dönerek gülümsediğin de yüzümü buruşturdum, güneş beni rahatsız ediyordu. Durduğumuz da kendimi iplerden kurtarıp yere attım bu yanlış bir seçimdi. Sendeleyerek geriye doğru düştüm, Angela elini bana uzatmıştı ona bakarak elini tuttum. Nerede olduğumuz hakkında bir fikrim yoktu dün gece ne olduğunu soracaktım ki camı kırık evin önünde bekleyen kıvırcık saçlı erkeği görmemle seslice yutkundum; Harry.

Angela ve Matt birbirlerine bakıp kaşlarını kaldırdılar Julia ise bana bakıyordu. Harry siyah gözleriyle bize bakmayı sürdürüyordu. Harry bize doğru bedenini çevirdiğinde omzunun üstünde uzun parmaklar belirdi arkasından çıkan sinsi gülüşlü Sandra neredeyse ağlamama neden oluyordu. Sanki Harry benim eşimmiş gibi ve aldatılmışım gibi hissediyordum. Yavaş adımlarla onlara doğru ilerlerken Harry sırıttı, Sandra ise çenesini havaya kaldırmış beni küçümseyen bakışlarıyla süzüyordu. Matt öne atılarak Sandra’ya doğru baktı, çenesinin kasıldığını görüyordum.

‘’Merhaba kardeşim.’’ Dedi Matt iğneleyici ses tonuyla. Sandra ona cevap vermek yerine başını eğdi yeniden kaldırdığında Harry’nin kolunu kavramıştı. Çenesinden tutup kendine çevirdiğinde dudaklarını dudaklarının üstüne bastırdı. Julia arkamdan iğrenen ses tonuyla araya girdi.

‘’Harry bu sen değilsin! Sana ihanet eden birini nasıl öpebilirsin? Tanrım!’’ Harry dudaklarını ayırdıktan sonra başını gülerek Julia’ya çevirdi. ‘’Seni lanetleyen Tanrının adını daha az anmanı tavsiye ederim kardeşim.’’ Dedikten sonra birkaç adım öne atıldı. Elini bana uzattığında ona sadece sert bakışlarımı yönelttim o ise sağ kaşını kaldırıp indirdi.

‘’İçeri geçin, Sandra sen gidip David’e savaşın duracağını söyle.’’ Sandra Harry’ye sanki hayatında ilk kez insan görmüş gibi bakıyordu.

Sandra gittiğin de hepimiz masaya oturmuş boş gözlerle ortada çiçeğe odaklanmıştık. Harry gülerek masaya geldi ve karşıma oturdu, Julia ise benim yanımdaydı ve ona oldukça kötü şekilde bakıyordu.

‘’Harry planın ne?’’ diye sordu Matt aniden, şaşkın ifadelerimizle ona döndük. Nasıl yani? Şuan bir tuzağın içinde miydik? Harry ellerini masanın üzerine koyduğunda başı eğik bir şekilde ellerine bakıyordu.

Başını yavaşça kaldırdığında siyah gözlerinin çekildiğini fark ettim, yeşilleri eski yerine gelmişlerdi. Julia ve ben aynı anda birbirimize dönüp baktık, Julia benden daha şaşkın ve afallamış görünüyordu. Başımı sallayıp kendime gelmeye çalıştım.

‘’Eğer âşık olduğun birini kurtaracaksan başta onu inandıracaksın böylece onu ‘gerçekten’ kurtarmış olursun.’’ Dedi gamzelerini ortaya çıkararak.

‘’Anne… O biliyordu değil mi?’’ diye sordu Julia, bahsettiği kadın kim olabilirdi ki? Harry onaylarcasına başını salladı.

Bir süre sadece Harry’ye bakarak yutkundum o ise ellerine ve bana bakıyordu. En sonunda ayağa fırladım bu esnada altımdaki sandalyeyi sağ bacağımla geriye doğru iteklemiştim, yere düşmüş hatta parçalanmıştı. Harry’ye doğru koştuğumda Harry ayağa kalktı o bana göre daha sakindi. Kollarımı boynuna doladığımda ellerini saçlarıma doladı ve kokumu içine çekti.

‘’Neden gittin?’’ dedim mırıldanarak, başını boynuma gömerken belimi daha da sıkı sarmış, hatta ayaklarımı yerden kesmişti.

‘’Çünkü seni korumam gerekiyordu. Onlara kötü biri olduğumu kanıtlarsam bağımızı koparacaklardı, eğer planımdan sana bahsetseydim sen beni kurtarmak için hırslanmayacaktın ki amacım bu değildi,’’ elini kalbimin üstüne koyup küçük bir baskı uyguladığında kalbimin daha hızlı attığını hissettim. ‘’ne hissettiğini bilmeni, bilmeyi istedim bu yüzden bunu yaptım. Canını yaktığım için üzgünüm. Tüm herkesi buna inandırmak zorundaydım. Evet, yardım aldım ama… Ama işte buradayım Lucy fazla zamanımız yok kaleyi içten feth edeceğim. Kanını içmeseydim bağımız koptuğunda olan insanlık tarafın yüzünden çatlayacaktın. Eğer duygularım olmasaydı gerçekten öyle biri olacaktım ama âşık olduğumu hissettiğim için o şey gerçekleşmedi. Seni her gün ziyaret etmeye geldim Cassy, yokluğun benim için çok sancılı bir süreçti.’’ Kollarını tutup geriye çekildim, odada kimse yoktu bizi yalnız bırakmışlardı. Parmak uçlarıma kalkıp soğuk dudaklarının üstüne sıcak dudaklarımı bastırarak baskı uyguladım. Harry boynumu tutarken dudaklarımı dişlerinin arasına alarak emiyordu. İlk kez ‘gerçek’ anlamda öpüşmüştük, ellerimi serbest bıraktığımda o, belimi kavrayıp kendine daha çok bastırdı ve alnını alnıma dayadı. Gözleri kapalı, derin derin nefesler almaya çalışıyordu.

‘’O gece odaya giren sendin…’’ diye mırıldandım.

‘’Her gece.’’ Dedi tamamlarcasına. Nefesimi nefesine karıştırarak burnumu burnuna sürttüm.

‘’Çocuklar Sandra ve David geliyor.’’ Dedi Julia, aniden odaya girişi ve gelen tehlikenin haberciliğini yaptığı için biraz olsun sinirlenmiştim. Harry geri çekildi ve saçlarını düzelttikten sonra dudaklarını sildi, göz kırptıktan sonra odadan çıktı.

Julia bana bakarak gülümsüyordu, ‘’Ondan nefret ediyorum Julia, ha?’’ imalı cümle ve bakışlarının ardından kaşlarını kaldırarak kahkaha attı. Dil çıkardıktan sonra ben de Harry'nin peşinden saçlarımı düzelterek çıktım. 

OKUDUĞUNUZ, DESTEK OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER! BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :))X -L

Cold FLOWWhere stories live. Discover now