''Tatlı Yalanlar Çirkin Doğrular.'' Bölüm:24

578 61 12
                                    

UYKUM OLMASA DAHA UZUN YAZARDIM DA İŞTE ARTIK İDARE EDİN :DX SİZİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR! :)X -L

Aradan dakikalar hatta belki de saatler geçmişti ama biz hala bu lanet tünelin içindeydik ve ısrarla olduğumuz yerde ilerlememeye devam ediyorduk. Harry oturduğu yerden kalkıp tablonun ipini kavradı.

''Hey, ne yapıyorsun?'' diye sordum olabildiğimce sesimi alçak tutmaya çalışıyordum.

''Seni burada bulamayınca gitmiş olabilirler, yine de burada kalın.'' Dedi ardından tabloyu hafifçe kaydırıp dışarı çıktı, oda karanlıktı akşam olmuş olmalıydı.

Birkaç dakika sonra tablo yeniden aralandı, Harry eliyle gelmemizi işaret etti. Ayağa kalkarken başım dönmüştü, Julia kolumdan tutup yürümeme yardım etti o burada olduğu için oldukça şanslıydım. Harry tabloyu tutarken bizde sırayla dışarı çıkıyorduk. Helena elimde ki çantayı alıp koltuğun üzerine bırakırken ona baktım o da en az benim kadar tedirgindi ama belli etmiyordu.

''Burayı şimdi terk edeceğiz, etrafı kolaçan ettim rahat olabilirsiniz fakat her an birisi çıkıp yolumuzu kesebilir bu yüzden olabildiğimizce hızlı olmalıyız.'' Harry'nin cümleleri kulaklarıma boğuk boğuk gelirken koltuğun kumaşını sıkıyordum.

''Harry,'' dedi Juliana beni göstererek ''onun dinlenmesi gerekiyor.'' Harry beni süzdükten birkaç dakika sonra yanıma gelip beni kucağına aldı.

''Atları kullanabiliriz?'' diye fikir üretti Helena, ben ise o sıra kollarımı Harry'nin boynuna dolamakla meşguldüm. Harry olumsuz anlamda başını salladı. ''Hayır, bunu yaparsak vampirleri koku duyuları için kullanırlar ve bizi bulurlar. Helena cadı olduğu için onun kokusunu alamazlar, Cassy kucağımda olduğuna göre benim kokumda onun kokusuna karışacaktır. Tek tehlikeli yanı şu; umarım ölüler yaşayanları hissetmiyordur.'' Julia ve Helena birbirlerine baktıktan sonra koltuğun üstüne bıraktıkları ufak erzakları geri aldılar. Juliana için eşyalar ağır gelmezdi bu yüzden Helena'ya verilen yüz daha hafifti.

Evden uzaklaşırken gökyüzüne baktım bu gece oldukça boş ve karanlıktı. Harry ara ara yüzüme bakmak için boynunu eğse de hemen düzeliyor, sanki hiç bakmamış gibi davranıyordu. Onun suçlu hissedebileceği düşüncesi zihnimi zorlarken bağımsız ruhum çok daha farklı düşünüyordu. David bir savaş başlatmıştı üstüne ölüleri uyandırmıştım. Ne olacağını veya ne yapacağımızı hatta nereye gittiğimize dâhil en ufak bir şey bilmiyordum. Biz en önden gidiyorduk Julia ve Helena da arkadan arayı çok açmadan geliyorlardı, ikisinin de korkacak bir durumu yoktu çünkü ikisinin de özel güçleri vardı.

''Merak etme sen de bunlardan birine sahipsin.'' Dedi Harry, aklımı okuyup yüzüme vurması pek hoş bir davranış değil.

''Eh, olmasaydı da ölüden farkım olmayacaktı.'' Yaptığım şakaya sadece benim gülmüş olmam çok acınası bir durumdu. İlerlemeye devam ederken rahatsızca kıpırdandım, Harry devrik bakışlarını savururken kaşlarım çatılmıştı.

''Ne oldu?'' diye sordu.

''Bayan Glaries'e zarar vermelerini istemiyorum, onu almalıydık(!)'' dedim, iç çekti. ''Bayan Glaries güvenli bir yerde sadece bana biraz olsun güven.'' Nasıl yani? O atımı hangi ara güvenli bir yere götürmüştü ki?

Rüzgâr bacaklarımı kaplamış kendi soğukluğunun esiri yapmıştı, burnumun ucu donarken dudaklarımı büzdüm. Boynum soğuğun etkisiyle uyuşmuştu bu lanet olası yol önce bacaklarımı sonra burnumu en son ise boynuma soğuğuyla etkilemişti. Birkaç adım ötede büyük bahçeli küçük bir ev görüş alanımıza girdi, Juliana'nın rahatlamışçasına oh çektiğini duydum. Evin bahçesinden girip kapıya doğru ilerlerken pembe renkli çiçekler dikkatimi çekti. Ellerimi onlara uzatmaya çalışırken Harry kucağında kıpırdanışımdan dolayı yapmaya çalıştığımı fark edip beni o etkileyen çiçeklerin uzağına çekip kötü bir bakış attı.

''Kendini zehirlemek istemiyorsan hiçbir şeye dokunma!'' diye uyardı sessizce, kucağındaydım ve popomun üzerine çakılmak istemediğim için sessiz kalıp başımı göğsüne gömdüm.

Kapının önüne geldiğimizde, Julia öne geçti tam kapıya açılması için vuracaktı ki kapı beklenmedik şekilde açılıverdi.

''Sonunda geldiniz!'' dedi tanıdık bir ses kapının dışına doğru çıkarken, başımı çevirip sesin sahibine baktım.

''Harry bizimle dalga geçiyor olmalısın.'' Dedi Juliana, Helena da Juliana'ya destek amacıyla başını sallayıp kaşlarını çattı.

Julia haklıydı, Harry kesinlikle bizimle alay ediyor olmalıydı, beni öldürmek için can atan kadının evindeydik. Asıl şimdi ruhum huzur bulmayacaktı çünkü o kadın Angela'ydı.

ARKADAŞLAR BANA NEDEN ZAYN VE LIAM HAKKINDA YORUM YAPMIYORSUN DENDİ BU HİKAYEYİ YORUMLARIM İÇİN KULLANMIYORUM BURADA NOTR BİR İNSANIM O YÜZDEN BAKIN ZATEN ŞU ZAYN OLAYLARI YÜZÜNDEN CANIM SIKKIN HER NEYSE TEŞEKKÜRLER. OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER :)X BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN! :)X -L

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin