''Karanlık Damlalar'' Bölüm:131

107 12 32
                                    


Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen, sevgiliden de öte birini düşünün kardeşim dediğiniz insan olur bu insan. Yıllar dersiniz hiçbir önemi yoktur o sayının ama bunu tescilletecekseniz elinizde o sayıda var. Bir gün bu insanın hayatına biri girer, sizi en üste taşıyan bu insan bir anda arka plana atıverir komik olan ise hayatına giren insanın 6 aylık bir ilişkiden ibaret olmasıdır. Ama ne demiştim? Elbette sayının hiçbir önemi yoktu, hiçbir ilişkide bunu gözardı etmek zor değil. Bu insanın o hayatına giren kişi ona bir takım şeyler yapar. Her kavgada küfür eder içer ve geceleri karşıdaki kişinin aramasını bekler. Sonuncusunda ağza alınmayacak şeyler söyler ve burada tahammül edemeyerek siz devreye girersiniz ama o size der ki, ''Bana onu kötüleme.'' hayal kırıklığı yaşar ve devam edersiniz yolunuza. Detaya inmeye gerek yok. Bir bakmışsınız o insanın hayatından çıkmışsınız, önemi var mı? Sosyal medyada bile sizi yok eder peki geriye ne kalır? Kırık bir kalp? Hayır. Detaysız sadece 152 kelime... Elbette sadece bunlar değil bunlar işin çerezlik kısmı. Üzüyor mu? Hayal kırıklığı sadece bu... Bu yüzden bu hikayenin bu bölümünü ona ithaf ediyorum. Hayatımın 4.5 yılını yüzümde tebessüm ettirerek geçirttiğin için teşekkür ederim. Ama ben hayal kırıklığı yaşamaktan yorulmuş bir insanım, buraya kadarmış. Yolun açık olsun... (Okuduğunuz için teşekkürler.)


Blake benimle beraber ormana girerken yanına sadece bastonunu almıştı. Nereye gittiğimizi bende bilmiyordum tek umudum Harry'nin kısa süre içinde buraya bir yere gelecek olmasıydı. Ya da evine gidip onu yalana ortak edebilirdim ama bu tehlikeliydi, fazlasıyla... Derinliklere doğru ilerlemeye devam ettik Blake ağzında bir şeyler mırıldanarak bastonu toprağa sertçe indirip bana alttan alttan uyarıda bulunuyordu. Endişeyle düşünürken kolumun iç tarafını kavrayarak beni kendine çevirdi. 

''Daha ne kadar arayacağız, şu arkadaşı?'' Arkadaş kelimesini vurgulamasını gözden kaçırmadım. 

''Sana demiştim o kendini mükemmel bir şekilde gizliyor.'' Yalanda kendimi geliştirdiğimi de gözden kaçırmayalım... 

Soğuk ellerini kendine doğru çekip eldivenlerini sertçe parmaklarından çekerek çekip çıkarttı. Sol cebine ikisini tıkıştırırken hafifçe eğdiği boynunda parlayan gümüş kolye gözüme girermiş gibi çarptı. 

''Burada bekle.'' dedim aniden onun uğraşını fırsat bilerek. 

''Ne?'' diyerek bakışlarını bana çevirdi, bir eli cebinde diğer eli bastonun üzerinde sabit şekilde duruyordu. Kaşlarını anlamsız bir ifadeyle kaldırırken ellerimi havaya kaldırıp ağacın arkasına koştum. 

''Tanrım, çok su içmiş olmalıyım!'' dedim ağacın arkasından. 

Yalandı. Bana çok güvenmediğini biliyordum bu yüzden ani kaçış yolu buydu. Etrafımda bir tur attıktan sonra başımı yukarı doğru kaldırdım. Ağacın yaprakları yavaşça sallanarak bana selam verirmiş gibi birbirlerini hareketlendirdiler. Uzanıp aldığım yaprağın üzerindeki damarlara fısıldadım. Sular harekete geçti, yaprağı ağacın köküne yapıştırırken üzerinde hareketlenen su damlaları ağaca ulaştı ve hızla bir akım yayıldı. Ağaç buna tepki verir gibi hareketini son hızla tamamlarken fısıltımın tüm ormana yayıldığını hissetmeye başlamıştım. Ağacın arkasından çıkıp Blake'in yanına döndüm. 

''İşin bitti mi?'' Olayın ortasında çıkan tatsızlığın bir daha yaşanmaması için beni uyarıyordu. 

''Evet, devam edelim. Hissediyorum, çok yakında onu bulacağız. Sana dediğim gibi işime karışıp onunla iletişim kurmaya çalışma.'' 


Harry'nin Bakış Açıcı

Cassandra'nın yok olduğu günden bu yana yıllar geçmişti. Cadıların arasına girip onu aramak zorunda kalsam bile bunu yapmıştım. Neyse ki zaman yolculuğu yaptığı için bebek bundan etkilenmeyecekti. Erken doğum veya yaşlılık gibi şeyler yaşamayacaktı çünkü o insan değildi. Yinede aramaya devam ettik. Yer altındaki bütün her şeye sahipken yer üstünde, karanlıkta kalan bütün kötü şeye de sahiptim. Onun nasıl olduğunu bilememek canımı yakıyordu bu yüzden olduğum kişiye kendimi inandırarak yoluma devam ettim. Bir gün geleceğini biliyordum, biliyorduk. 

Cold FLOWWhere stories live. Discover now