''Canavar Mısın?'' Bölüm:84

166 20 9
                                    


Cassy

Vücudumdan kanımın çekildiğini hissedebiliyordum. O andan sonra gözlerimin önünde çakan şimşekler beni cezalandırırcasına canımı yakıyordu. 

Tıpkı demir kapıların duvara vurması gibi çıkan bu büyük gürültü sağır edici şekilde bir başka şeye dönüştü. Ellerimle kulaklarımı tıkayarak bir yandan da dayanamadığım için bağırmaya başlamıştım. Önümde yatan Harry ise artık orada yoktu, gitmişti. 

Hayal kırıklığına uğramış gibi tahta parçalarını inceliyordum, vücudumdan akan kan ise yerin rengini değiştiriyordu fakat umurumda değildi. 

''Sen, çocuk!'' diye bağırdı boğuk bir ses. 

Karnımı tuttum ve vedalaşmam gerektiğini anladım. 

Yere bakarak aynı şekilde bağırdım, ''Ona ruhunu geri verin! Bu bebeği kurban ettim... Lütfen, ona onu geri verin!'' 

''Komik, ne oldu? Aşkı mı hissettin, aşkım?''  Benimle alay eden pisliklere de bakın!

''Lütfen,'' diye mırıldandım. 

''Senin kurbanını kabul etmiyoruz. Çok az vaktin vardı, Cassy ve sen onu kay--'' 

Şu gürültülerden bahsetmiştim ya, unutun onu. Çok daha büyük bir gürültü koptu ve burnuma gelen yanık kokusuyla beraber midem bulandı. 

Melekler gerçek görüntülerinden sıyrılıp karanlığa gömülürken gözlerimi kapadım, nasıl yani? 

''Siz!'' diye bağırdı biri sislerin arasından, ''benim olana nasıl itaat etmezsiniz?'' 

Sanki masallardaki dev gelmiş hatta yere diz çökmüş de yer yarılmış gibi etrafta bir ses yankılandı. 

''Varisimi benden koparmak, beni düşürmek için başından beri şeytana köpeklik ettiniz. Bundan sonra o tahtın sahibi benim, korkun benden!'' Harry sislerin arasından çıkarak kendini gösterdi. Rüzgar saçlarını dalgalandırırken gözlerindeki siyahlık öfkeyle parlıyordu. 

Ağzım açılmış bir vaziyette onu izlemeye devam ettim. Ellerinde beliren damarlar her an patlayacak gibiydi, kahkahası ise ayrı bir korkutucuydu. 

Kararan derisinin altından bir şeylerin parlaması ve damar gibi oynayan ama daha çok yılana benzettiğim garip şekiller derisini kabartarak her bölgesinde ilerliyordu. 

Sonra büyük bir gürültü koptu, tekrardan. 

Olaylara daha fazla şahit olamadım çünkü kan kaybından yere yığılmıştım ama büyük bir kavganın koptuğunu biliyordum. Başım yere değdiği sıra dudaklarımdan ruh bölücü sözcükleri fısıldadım. Harry benim için geri gelmişti, hiçbir şey bilmese bile benim için dönmüştü, biliyordum. Ama bunu trajediye çevirecek kadar acımasız değildim en azından ben hala bir ruha ve kalbe sahipken bu olmayacaktı. Acımı hissetsin istedim fakat yine de amacım güçlü de olmasını sağlamaktı.

Böylece ruhum bölündü ve gözlerim kapandı. Uyandığımda yataktaydım başımda zebani gibi yaratıklar dikiliyordu. Harry her şeyi halledememişti veya ters giden bir şeyler olmuş olmalıydı. 

Tam kalkmaya çalışırken omzumda sivri bir cisim hissettim; yaratık tırnağını batırarak yatmamı sağlamaya çalışıyordu. Şunlara da bakın siz, beni de düşünürlermiş! 

''Çek, o lanetli elini!'' diye bağırdım ama o sadece arkadaşına bakarak güldü. 

Bebeğime yaptığım şey aklıma tekrar geri dönerken hislerim beni yatmak için zorlamıştı. İç güdüm beni her zaman yaralayan taraf olmuştur, ellerim karnıma gitti. 

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin