8.Hep Sonradan Gelir Aklım Başıma

1.6K 228 76
                                    

Hanoğlulları, Nevşehir'e gelin almaya gelmişti. Burada ki kınanın ardından Mardin de düğün yapılacaktı.

Derya üzerinde bindallısı,kuaförde Boran'ın gelmesini bekliyordu. Zeynep, Şilan, Pınar, Selma ve kuzenler etrafında dönüp cıvıldaşırken. Kafasında bunun bir rol olduğunu söyleyen ses ile günün tadını çıkar gerçekmişçesine eğlen diyen ses; kılıçlarını çekmiş düello yapıyordu. Çok derinlerden Derya'nın kulak vermek istemediği bir ses ise keşke gerçek olsa diyordu.

Derken Boran'ın arabası kuaförün önünde durdu. Derya kalp ritmini değiştiğini hissetti. Arabadan, vucudunu saran takım elbisesiyle Boran indi. Bu adamın bu kadar yakışıklı olması haksızlık diye geçirdirdi içinden. Derya gözlerinin kıyısında ışıldayan göz yaşlarını tutmak da zorlanıyordu.

Boran'ı kapıda gören kızlar alkışlar ve ıslıklarla ortamı şenlendirdi. Onun tek gördüğüyse Derya'nın gözlerinde ki tereddüt ve akmak üzere olan göz yaşlarıydı. Göz göze geldikleri o kısacık an ikisine de asır gibi geldi. Boran birkaç adımda Derya'nın yanına ulaştı tam karşısında durdu önce, şuan sanki sadece ikisinin anladığı bir dilde anlaşıyorlardı. Boran, Derya'nın alnından öpüp sımsıkı sarıldı. Derya tuttuğu göz yaşlarını bıraktı. Alkışlar ıslıklar arasında; Boran, Derya'nın kulağına fısıldadı."Düşüncesizce seni bu oyunun içine çektiğim için özür dilerim" öyle sıkı sarılmıştı ki Derya Boran'ın kokusuyla ayrı bir imtihan veriyordu.

Boran'dan

Kuaföre doğru giden yol boyunca düşünceler beynimi kemirdi. Derya hayran olunası bir kadındı, bende ona kayıtsız kalamıyordum. Ama bu hayranlık aşk yada sevgi değildi. Bu akşam nasıl davranmam gerektiğini kestiremezken, Elif'e karşı olan duygularım, bu akşam mutlulukla evlenen bir insanı oynamak istemiyordu. Sadece kendime odaklanmıştım. Kendimle cebelleşiyordum. Sonunda Derya'ya olabildiğince mesafeli olarak akşamı tamamlamaya karar verip indim arabadan. Kuaförün kapısına geldiğimde ise resmen ne kadar bencilce davrandığım gerçeğiyle yüzleştim. Karşımda adeta peri kızı gibi duran Derya'nın gözlerinde ki tereddütü ve akmak için fırsat kollayan yaşlarını gördüm. Onu, sevdiği insanla paylaşmak isteyeceği en özel anlardan birini benimle herkesin gözü önünde yaşamak zorunda bırakmıştım. Şimdi o özgüvenli kız, ne yapacağını bilmez halde bana bakıyordu. Ve ben şu dakikaya kadar sadece kendimi düşünmüştüm. O göz göze geldiğimiz an kendime lanet ettim. O anda yapmak istediğim tek şey onu sarıp sarmalamak bir an önce bu ortamdan kurtarmaktı. Ama önce dilemem gereken bir özür vardı.

Boran, Derya'nın göz yaşlarını sildi. Bu akşamı Derya için hatırlamak istemiyeceği bir anı olmaktan çıkaracaktı.

"Evet hanımlar herkes hazırsa dışarıda beyler sizi bekliyor." dedi Boran. Derya'nın elinden nazikçe tutup koluna taktı.

"Gidelim mi hanım ağam?"

Boran'ın gözlerinden tereddütünü okuyup özür dilemesi aralarındaki arkadaşlığı perçinlerken, Derya'ya güç vermişti.

"Gidelim Boran ağam"

Gelin hanımı arabaya bindiren damat bey başka yolcu almadan salona doğru yola çıktı.

"Derya çok özür dilerim, seni bu oyunun içine çekerken bunları düşünmeliydim. İçerde yaşadığın şeylerin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ne kadar bencilce davrandığımı çok geç anladım."

"Boran bana bir teklifte bulundun bende kabul ettim. Sen ne kadar bazı detayları hesap edemediysen bende bu kadar zorlanacağım anlar olacağını düşünemedim. Bu seni bencil yapmaz lütfen kendine haksızlık etme. Bu yola beraber çıktık anca beraber kanca beraber. Daha yolun bu kadar başında dağılırsak amacımıza ulaşamayız. "

Muhtemel Aşk  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now